Bölüm 22

206 21 21
                                    

"Yanımda kimse yok"
▪︎
▪︎
▪︎

"Ben geldim"

"Sen buraya gelir miydin ?" Dedi babam alayla. İç çekerek ona yaklaştım.

"Projeyi bırakacağımı haber vermek için geldim. Aramalarımı açmadın. Şirkette ne yapmaya devam edeyim ?" Dediğimde üvey annem masaya yaklaştı.

"Hoşgeldin Rosé"

"Hoşbuldum" diye geveledim ağzımın içinde ve babama geri döndüm.

"Şuanlık boştasın. Namjoon'un sekreterliğini yap"

"Bunu istemiyorum" diye itiraz ettim tüm cesaretimi toplayarak. Namjoon ile çalışırsam yine proje ile ilgilenmek zorunda kalırdım ve bugün ki kavgadan sonra bunu çekemezdim. Babam tek kaşını kaldırıp, ilgilendiği puzzle bıraktı.

"Ne dedin ?"

"Bunu istemiyorum. Bana başka bir görev ver. O proje benim liderliğimle başladı. Eğer başında durmayacaksam, projeyle ilgili hiç bir şeyi istemiyorum. Bence bu kadarına da hakkım olmalı" dedim ve üvey anneme döndüm. "Değil mi efendim ?"

"Ben..bilemedim. Baban en doğrusunu bilir"

"Neden ? Jennie şirkete avukat olduğunda baş avukat olması gerektiğini, olmayacaksa hiç olmasın dediğini hatırlıyorum. Ona hukuk bürosu açıldı ama bir dakika! O senin kızını dimi ?" Dedim alayla. Babam ayağa kalkarken elini masaya koydu.

"Roséanne Park haddini aşıyorsun" dediğinde babamla göz göze geldik.

"Öyle mi ?"

"Jennie'ye güveniyorum. Sana neden güveneyim ? Kendi isteğinle çıktıktan sonra bile dolandırıldın! Koskoca şirketi ne hale getirirsin" dediğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. "Yarın sabah sekreter sana yeni işini söyler"

"Belki de birine güvenmek istemişimdir. Tıpkı bir zamanlar babama güvenmek istediğim gibi" dediğimde kaşlarını çattı. "Belki de bu yüzden dolandırılmışımdır"

"Rosé-"

"Üzgünüm. Kabalık ettim efendim" dedim ve cevap vermesini beklemeden yukarı çıktım. Kendi odama girdiğimde hala hiç bir şeyin değişmediğini gördüm. Kapıyı arkamdan hızla kapatıp yere çöktüm. Jennie ile bu eve götüme baka baka geri döndüğüm gün çantamı kapının yanına koymuştum. Hiç bir eşya çıkarmamıştım içinden. Yine gideceğim demiştim. Bir yolunu bulup gideceğim.

"Bok gidersin" diye sinirle söylenip elime aldığım çantayı odanın bir köşesine fırlattım. Canta düşerken eşyalarımı etrafa saçıldı. Sinirime yenilip onların yanına gittim ve çantayı elime alıp yırtmaya çalıştım. İçinden düşen bir demir parçasını odadaki tek ses olan derin nefes alışverişimi ikiye böldü. Yerdeki gümüş yüzüğe baktım. Yere çökerken ellerim arasına aldım. Bu yüzüğü en son bir yıl önce o sabah görmüştüm. Odanın bir yerine atmıştım ama Jennie benim sanıp çantaya koymuş olmalı.

O gün gözlerimin önünden geçerken göz yaşları yanaklarımdan süzüldü. İstemiyordum işte. Ne artık ağlamak istiyordum, ne de geçmişle yaşamak ama canım yanıyordu. Etrafımdaki herkes geçmişimi o kadar biliyordu ki unutamıyordum. Onları her gördüğümde yaşanan acılar yüzüme vuruyordu. Sırf bunlardan kurtulmak için gitmiştim. Sonuç ise yine burada bitmişti. Tamam dünya yuvarlaktı. Her türlü başladığım noktaya heri dönecektim çünkü her şeyim buradaydı ama bu kadar hızlı olmasını da istememiştim. Babamın en azından beni özlemesini istemiştim. Geldiğimde bana yukarıdan bakmak yerine, sarılmasını.

Çalan telefonumla beraber gözlerimi sildim. Çantadan çıkan her şeyi geri yerine tıkarken nefeslerini düzenlemeye çalıştım ve telefonu açtım.

"Alo Lisa ?"

"Kulüpte büyük kavga oldu. Herkes şuan karakolda. Ben kaçırdım kavgayı ama karakola geçiyorum."

"Ne ? Ne kavgası ?"

"Orada anlatırım. Sana konum atarım ama bizim çocuklar, Jiminler hepsi karakolda"

"Avukatları yollarım Lili...ben gelmesem daha iyi. Çıktığınız da bizim evde buluşalım"

"Lütfen gel" dedi sessizce. Titreyen sesini duymamla ayağa kalktım ve yerdeki çantayı aldım. "Jungkook yok, Namjoon bile içeride. Yanımda kimse yok ve.."

"Tamam geliyorum. Panik yapma. Adres at" dedim ve telefonu kapattım. Elimdeki çantayla birlikte kimseye gözükmek istemediğim için sessizce evden çıktım. Kapının önündeki arabama bindim ve attığı adrese gittim.

Lisa karakolun önündeydi. Arabamı Park ederken bana doğru geldi. Arabadan indiğimde direk bana sarıldı. Lisa kolay kolay korkan biri değildi ve bu halde olması bile büyük bir şey olduğunu gösteriyordu.

"Ne oluyor ?"

"Sen çıktıktan sonra Jimin'le Jungkook tartışmış. Jimin giderken de Jungkook onu itiyor merhaba Jimin bir adama çarpmış. Adam tanımadığımız biri, kulübe gitmek istiyormuş ama kapattığınız için giremedi tabi. Bu yüzden dışarıda personelle kavga etmiş falan hatta. Sonra sen misin bana çarpan diye Jimin'in üzerine yürümüş. Jimin'de kavga etmiş. Sonra Jungkook onay yardım etmiş. Adamin arkadaşları olaya girince, bizimkiler de olaya girmiş"

"Peki sen bu arada neredeydin ?" Dedim karakola girerken.

"Tuvalette" dediğinde olduğum yerde durup ona baktım. "Ne ? Çok alkol almışım"

"Fark ettim. Leş gibi kokuyorsun. Şimdi herkesi aldılar yani"

"Aynen. Normalde Jennie'yi aradım biliyorsun avukat ama o da içeride olunca"

"Bana kaldın" dediğimde güldü ve koluma girdi. "Güya en yakın arkadaşız"

"Abartma. Her zaman benden çok Kook'la yakındın ki bunun önce tanışmanızla alakası var"

"Lili en çok seninle yakınım. Sonuç olarak ne kadar yakında olsak o Bi erkek. Asla kızları bir kız gibi anlamaz. Ayrıca sadece beş dakika önce tanıştık. Sonra sen ot gibi burnumuzun dibinde bittin. Şimdi hadi şu işi halledelim" dedim ve polise doğru yanaştım.

"Merhaba. Şuan içeride olan büyük grubun velisi olarak geldim. Acaba herhangi bir bilgi alabilir miyim ? Avukatımı çağırmaya gerek var mı ?" Dedim çaresizce. Avukatı henüz çağırmamıştım çünkü avukatın bilmesi babamın bilmesiydi ve biricik oğlunu hapiste gören üvey annem kıyameti koparırdı. Sonuç yine bende patladı. Polis memuru bıkkın bir şekilde yüzüme baktı.

"İki taraf anlaşırsa avukata gerek yok ama onlarla konuşmayı denedim. Hepsi tekrar kavga etmek üzeri olduğu için içeri götürdük. Siz hangi grup için buradasınız ?"

"Kalabalık olan. Hani şu kızlar da var işin için de" diye atladı Lisa. Memur yavaşça kafa salladı.

"Öteki tarafta uzlaşırsanız sorun hallolur. Avukata da gerek kalmaz"

"Peki onları görebilir miyim ? İkna edebileceğime eminim" dediğimde memur ayağa kalktı. Bugün içinde yaşadığım her şey fazla kaos doluydu. Evet gidip yatağa girmek ve saatlerce ağlamak istiyordum.

"Tabi bu taraftan"

▪︎
▪︎
Diğer bölüm başka birinin ağzından yazalım. Kim olsun siz söyleyin ?
Hapishaneye girişlerinde itibaren yazacağım

JUST ONE DAY ~ JIROSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin