"Yani birbirimizi görmemiz için bir sebep yok artık"
▪︎
▪︎
▪︎"
Şey"
"Bir şey konuşacaktın benimle ?" Dedim Jimin'e. Benim olduğum yere geldiği bir dakika olmuştu ama ağzından çıkan bir şey yoktu.
"Belki daha sonra. Sen iyi misin ?"
"İyi gibi mi gözüküyorum ?" Dedim tamamen ona dönerken. Böyle korkaklık yapması beni daha da sinirlendiriyordu.
"Hayır..aşağıda sizi gördüm. Taeh-"
"Ne yapmaya çalışıyorsun ?" Dedim sinirle. Gözleri şaşkınlıkla açılıp ellerini iki yana kaldırdı. "Ne konuşacaktın da korkaklık yapıyorsun Jimin ?"
"Korkaklık yapmıyorum. Bunu anlayamazsın."
"Anlatmazsan tabi ki anlayamam! Anlamaya da çalışamam artık çünkü senin ile alakalı her şey kapalı bir kutu gibi. Susuyorsun sürekli"
"Kolay mı sanıyorsun ? Beraber çalışıyoruz biz. Sen aklına her geleni söyleyebilir misin ?" Dediğinde kollarımı göğsümde birleştirdim. "Senden hoşlanıyorum ama önce Namjoon ile çıktın sanıyorum. Sonra Jin onunla yattığını söylüyor ki nasıl arkadaş kalabildiniz onu bile anlamıyor! Üstüne aşağıda Taehyung'a sarılıyorsun. Kafamı allak bullak ediyorsun ve üstüne gelip beni mi suçluyorsun susuyorum diye ? Hakkında hiç bir şey belli olmayan sensin. Ne düşündüğünü anlayamıyorum ve kendi hislerimi söylemem bile sadece risk! Bu da çıkmaza sürüklüyor beni" diye bağırdı.
" Hadi dürüst olalım. Şurada haklıydın. Aklıma geleni söyleyememe konusunda ama kartlar açık oynansın. Ne mi düşünüyorum ?Nasıl bu kadar yüzsüz olabildiğini! Newyork'ta beni dolandırıp, hayatımı sikip nasıl karşıma geçip bunları diyebildiğini düşünüyorum. Nasıl bu kadar vurdumduymaz olabilir diyorum içimden!" Diye bağırdım. Yüzündeki ifade donduğunda boş bir kahkaha attım. "Ne o unuttum mu sandın ? Hatırlamadığımı ? Lan sen kurduğum her şey yıktın bir gece de! Başıma ne geldiyse o lanet olası gün yüzünden ve sen utanmaz gibi bir özür bile dilemedin!"
"Özür dilerim" dedi sessizce. Bu beni daha da çok güldürürken kafamı iki yana salladım.
"Adı herif"
"Hadi ama Rosé hayatın kötü falan değil! Ailen iyi, arkadaşların var, herkes seni seviyor! Başına ne geldiyse ? Tamam hatalıyım ve bunun farkındayım ama sende tüm yükü taşıyormuş gibi davranma! Burada aç açıkta gibi de! İsteseydin buraya dönmezdin bile. Babanın dünyayı beş bin kez gezecek parası var!" Dedi sinirle.
"Ah öyle mi Bay çok bilmiş" diye bağırdığımda tereddütle kafa salladı. Bizimkiler gürültüden dolayı artık bize doğru geliyordu. Jimin bunu görünce kapıya doğru ilerledi.
"Bence bu konuşma burada bi-" dediğinde onu ittim ve kimse girmesin diye terasın cam kapısını kilitledim. Şaşkınlıkla ty?ume
"Peki sen şunu biliyor musun ? Benim o gezinin hayalim olduğunu! Oraya giderken babamın tek kuruşunu bile almayıp kendim gizli gizli kafelerde çalışarak o parayı biriktirdiğimi ? İstediğim her yeri gezdikten sonra bir ülkede kalacağımı ve bir daha Kore'ye asla ama asla dönmeyeceğimi biliyor muydun ? O sabah uyandığımda kendimi bir orospu gibi hissettiğimi, ülkeye dönecek parayı bırak otelden çıkacak paramın bile olmadığını biliyor muydun ?" Dedim bağırarak. Arkamda kalan cama vuruyorlardı ama umurumda değildi.
"Ka-kartların vard-"
"Babamın olduğu için hepsini iptal etmiştim! Babama rest çekip ülkeyi terk ettim! Yapabildiğim tek şey Jennie'yi aramaktı. Bir gün Jimin. Bir gün o yatakta öylece oturdum. Ne su içebildim, ne yemek yiyebildim! Sadece oturdum ve ben ne yaptım diye düşündüm" dedim sinirle. Gözlerim dolmuştu ama ağlamak istemiyordum. Artık bu mevzuyu geride bırakmak istiyordum ama her problemle biraz daha eskiye dönüyordum.
"Rosé bilmiyordum. Ben o zaman çok zor bir durum-"
"Hayatımı mahvettin. Tek bir gece de. Buraya geldiğimden babam ne dedi biliyor musun ? Biliyordum zaten böyle olacağını dedi. BÖYLE OLMAYACAKTI JİMİN! Seninle karşılaşmamış olsaydım böyle olmayacaktı. Bir gün önce Newyork'tan ayrılmış olsaydım, şuan siktiğimin bir ülkesinde mutlu olacaktım. Sen ise her şeyi mahvettin. Bir de gelmiş senden hoşlanıyorum" dedim zorla gülerek. "Tamam bende senden hoşlanıyorum Jimin"
"N-ne ?"
"Evet. Hadi evlenelim. Üç çocuk yapalım. Evlendiğim günden itibaren bana yaptığın şerefsizliği her gün yüzüne vurabilirim böylelikle" dedim. Ellerim saçlarıma geçerken bana doğru bir adım attı ama geriye gidip ondan uzaklaştım.
"En çokta ne canımı yakıyor biliyor musun ?" Dedim ve hala cama vuranlara baktım. Yoongi ve Jungkook en öndelerdi. "Dediğimde samimiydim. Hatta unutabilirim bile sandım ama bitmiyor. İnan unutulmuyor çünkü sen karşıma geçmiş hiç bir şey olmamış gibi davranırken, gözlerine her baktığımda kalbimin hızlandığını her saniyeye küfürler ediyorum"
"İzin ver" dedi ben kapıya dönerken. Durup ona döndüm. "İzin ver unutturmaya çalışayım. Sana kendimi affettireyim. Hiç bir bahane kabul edilemez ama denememe izin ver"
"İzin ? Jimin bu birbirimizin hayatından son çıkışımız. Bu sefer garanti ama emin ol çünkü işin iyi tarafından bakalım. Babam bugün projeyi bırakmamı istedi" dedim kapıyı açarken ve son kez ona döndüm."Yani birbirimizi görmemiz için bir sebep yok artık" dedim ve Yoongi'yi itip hızla aralarından geçtim. Onu orada bıraktım, en azından dostları onunlaydı.
▪︎
Şimdi bir iki bölüme bir de Jimin'in ağzından dinleyelim olayı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUST ONE DAY ~ JIROSE
RomanceSadece bir gün. Bir gün de ondan hoşlandım, onunla eğlendim, ondan nefret ettim. Sadece bir günde oldu bunlar. Şimdi ise karşımda, hiç bir şey olmamış gibi gülüyordu. ▪︎livin' la vida loca şarkısından ilham alınmıştır▪︎