Bölüm 26

202 21 46
                                    

"Gidip ona şimdi doğruyu söyleyeceğim"
▪︎
▪︎
▪︎

"Sadece kıpırdama" dedim. Dudaklarımız ne kadar yakın olsa da konuştuğumda bile değmiyordu. Sonunda onu bıraktığımda bir adım geri çekildi. Elinden tuttuğum gibi şirketin kapısına ilerledim. Beraber şirketten çıktık ve arka tarafında genelde sigara içilen yere geçtik. Herkes öğle yemeğinden yeni döndüğünü için boştu.

"Tae ?" Dedim onu bırakıp. Herhangi bir tepki vermiyordu. Elinde kırmızı minik kurdeleli anahtarı tutuyordu. "Biliyorum ani oldu ama...zorunda kaldım. Bu yüzden tepki ver"

"Beni öptün"

"Aslında öpmedim. Dudaklarımız yakındı sade- hey sende oradaydın"

"Herkes beni öptüğünü sanıyor" dedi sakince. Bu kadar sakin olmasından korkmalı mıydım ? Jungkook'un böyle bir yapısı vardır mesela. Sakinken daha korkutucuydu ama onun haricinde bütün tanıdığım insanlar sinirliyken bağırıp çağırırdı. Jin gibi

"Evet..ama bu bir sorun mu? Yani sevgilin fa-"

"Aman Tanrım herkes öyle sanıyor" dedi sırtını duvara yaslayıp yere çökerken. "Jimin, Hoseok hyung ve...Hoseok hyung....Aman Tanrım"

"İki kez Hoseok ded- Asıl buna AMAN TANRIM!" Dedim şaşkınlıkla. Yerdeki kafasını kaldırıp yüzüme baktı. İşaret parmağımı ona çevirdim ve açılan ağzımı boştaki elimle kapattım. "Ben ne yaptım böyle ?"

"Beni öptün sanıyorlar" dedi en az benim kadar çaresizce.

"Ben ne yaptım? " Diye tekrarladığımda bana bakmayı kesti ve kafasını elleri arasına aldı. "Sen Hoseok ile çıkıyorsun ve b-ben seni öptüm...sanıyorlar"

"Hayır, hayır. Hoseok ile çıkmıyoruz" dedi ayağa kalkarken. Panik içinde veni tuttu. "Bunu aklından çıkar. Onunla çıkmıyoruz"

"Onun için ev istedin ve ve ben seni öptüm. Üstelik o oradaydı."

"Rosé onunla çıkmıyoruz!" Diye bağırdığında göz göze geldik. "Bu daha çok...Tek taraflı"

"Beni öldür. Hak ettim cidden. Vurabilirsin de. Ne yapmamı istersen yaparım. Gidip ona şimdi doğruyu söyleyeceğim" dedim kararlı bir şekilde. Kollarımı bırakırken iç cekti.

"Ne fark eder ki ? Çokta önemli değil aslında yanlış anlamadı. O..gay değil"

"Ha ?"

"Öyle işte. Geçen yıl bir kız arkadaşı vardı. Aslında yeni ayrıldılar sayılır. Yani..sakın ona bir şey söyleme" dedi surat asarak. Elimi destek olmak istercesine koluna koydum. "Ah ama Jimin ? Jimin de gördü! O benim en yakın arkadaşım"

"Yani ?"

"Senden hoşlanıyor ve yanlış anlayacak" dediğinde ilk cümle ile alt üst oldum. Her zaman da olacaktım. Asla alışamazdım buna. Aşktan yana hiç şansım yoktu. Ya piç biri oluyordu, ya da dolandırıcı işte.

"Suçu bana at. Ne olduğunu anlamadım bile de ya da ne istersen. Umurumda değil"

"Senin söylemen daha doğru olmaz mi?"

"Üzgünüm ama gidip ona açıklama yapmayacağım." Dediğimde yavaşça kafa salladı ve elinde sıkıca tuttuğu anahtarı kaldırdı.

"Sekreter öğlen getirdi. Anca evrakları halledebilmiş ama sanırım bu evi alman sorun oldu"

"Sorun o değil Taehyung. Bunu kafaya takma" dedim duvara yaslanırken. Anahtarı bana uzattığında elini ittim. "Saçmalama. Sorun o değil dedim!"

JUST ONE DAY ~ JIROSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin