"Ona aşıksın. Ona hala aşıksın"
▪︎
▪︎
▪︎"Ondan hoşlanmıştım!" Dediğinde kafa salladım. Jimin'le ayrıldığımız 3 saat oluyordu ama beynim sürekli o anı yaşıyor gibiydi. Boş bir halde duran ellerime baktım. "Aylarca onu aradım ben. Utanmaz bir de rahat rahat yaşıyor"
"Kimden bahsediyorsun ?" Dedim şaşkınlıkla. Jennie boş boş bana baktıktan sonra çantasını yere fırlattı. Daha geldiği bile beş dakika olmuştu.
"Yoongi" dediğinde ağzım şaşkınlıkla aralandı. İşaret parmağımı ona doğru çevirdim.
"Bana o yüzden gittiğini söyleme ?" Dediğimde sessizce odamdaki koltuğa oturdu. "İnanamıyorum Jennie. Müvekkil olayın yalan dimi ? Neden sürekli köşeye sıkıştığını hissettiğinde kaçıyorsun? "
"Öyle hissetmedim" dedi sessizce ve gözleri komidinin üzerindeki lambaya kaydı. Yataktan kalkıp, oturdum. "Tamam öyle hissettim! Hislerimi ona çok belli ettim ve sinirlendim"
"Ah hislerin nefretse evet ona belli ettin" dedim sinirle. Bu kızı cidden anlamıyordum.
"Nefret değil" diye mırıldandı parmaklarına bakarken. Umurunda değil gibi davranıyordu. Yani umurundaydı.
"Aşıksın"
"Aşk demeyelim de-"
"Aman Tanrım ona aşıksın. Hala aşıksın"
"O zaman aşıktım. Artık değilim" dediğinde panikle ayağa kalktım.
"Hayır şimdi de öylesin. Seni benden iyi kimse tanı- Namjoon tanır ama konu bu değil. Aşıksın" dediğimde kafasını arkadaki duvara yasladı.
"Rosé..o zamanlar çok az konuşmamıza rağmen aramızda bir bağ hissettim. Biliyorsun normalde böyle biri değilim" dedi ve biliyordum. Jennie kimseye baglanmazdı. Zaten onun olayı buydu. "Ama sabah beni bırakıp gittiğinde sanki bu boş bir histi. Adını bile bilmiyordum. Anlıyorsun beni dimi ?"
"Ah..evet yani bende aynısını yaşadığım için EVET!" Diye bağırdım. Neden sinirleniyordum ki ? Birini sevmesine mi ? Yoksa benimki gibi bir gece yaşayıp, sonra o kişiye aşık olmasına mı ? Aklım yine Jimin'e giderken kendimi yatağa attım.
"Biliyorum Rosie ama o kadar zaman ben onu ararken, o beni unutmuş. Hayatına devam etmiş"
"Jennie sende hayatına devam ettin. Erkeklerle buluştun, gezmelere gittin. Hayatını yaşadın. Sorun bu olamaz" dediğimde kafasını iki yana salladı.
"Ama ben onu unutmadım. O gün karşılaşınca bana baktı ve devam etti. Hatırlamadı beni. Özel bir şey zannetmiştim. Yanılmışım" dedi. Jimin'de devam etmişti. Beni hatırlamamıştı. Özel bir şey değildi. Tek gecelikler, tek gecelik kalmalıydı. Onlar bunu yapmıştı.
"Yoongi ile konuştum. Senin dönmeni bekliyordum. Yoongi dedi ki onu bırakıp giden senmişsin ? Hatta flaş belleğini de almışsın" dediğimde koltuktan fırlayıp yanıma oturdu.
"Nasıl ?"
"Dediğim gibi işte Jennie. Seni unutmamış belli ki...sadece unutmak istemiş" Dediğimde kafasını iki yana salladı.
"Sabah orada yoktu. Yemin ederim yoktu. Flaş belleği oradaydı ve onu bulup veririm diye aldım. Kaybolmasın diye ama o orada yoktu" dediğinde kaşlarımı çatıp oturdum.
"Ama o öyle demedi ? Ne oldu o gün? "
"Uyandım ve yanım boştu. Kendimi o kadar utanmış hissettim ki direk giyinip çıktım."
"Belki diğer odadır"
"Rosé bir otel değildi. Üniversiteden bir çocuğun eviydi. Mezuniyetten sonra after parti havasında bir şey yapmak istemişler."
"Yine de başka bir odada olabilir. Belki de lavaboya gitti ama o kadar hızlı çıktın ki geri dönmeden gittin" dedim heyecanla. Onun da heyecanı gozlerine yansımıştı.
"Olabilir mi ? Tüm bunlar bir yanlış anlama mıdır ki ?"
"Neden olmasın ? Her şey yerli yerine oturuyor" dediğimde gülümsedi ve ayağa kalktı.
"Onunla konuşmam gerekiyor. Anlatmam lazım." Dedi hırkasını giyerken ama aklıma Jisoo geldi. Jennie ve Yoongi'yi duyunca şaşırmıştı. Jin'in dediği aklımda dolaşırken ayağa kalkıp Jennie'yi tuttum.
"Gitmesen daha iyi"
"Ne ? Ama sen dedin Rosé bir yanlış anlaşılma olabilir. Neden daha fazla zaman kaybedelim ki ?"
"Jenn..onun sevgilisi olabilir" dediğimde omzundaki çanta düştü.
"Nasıl? "
"Jisoo diye bir kız geldi ofise. İç mimar olarak sözleşme yaptık ve Yoongi'nin adı geçti. Emin değilim tabi ama öyle bir ihtimal var" dediğimde yüzüme bakmaya devam etti. Dolan gözleri kendimi bok gibi hissetmeme sebep oldu. Ellerini ellerimden çekti.
"Jen-"
"Olabilir" dedi hızla gözlerini silerken ve gülümsedi. "4 yıl bekleyecek hali yok ya. Tabi ki de sevgilisi vardır. Sonuçta.. yakışıklı, iyi kalpli ve çok iyi bir dinleyici. Bütün kadınlar böyle erkekleri sever"
"Jennie önce bir olayı öğrenelim" dediğimde kapı açıldı ve Namjoon odama girdi.
"Hwasa ile randevum var!" Dedi neşeyle. Jennie sinirle ona döndü.
"Sizden nefret ediyorum" diye isyan ederken Namjoon şaşkınca ikimize baktı.
"Ben ne yaptım şimdi? "
"Senin gibi mutlu insanlar he-"
"Hey daha sadece 10 dakikadır mutluyum!"
"Ben 10 dakika bile mutlu olamadım ?"
"Sorun sevgilimin olması mı? " Dedi Namjoon kollarını göğsünde birleştirirken.
"Eveeet!"
"Yoksa benden mi hoşlanıyorsun ?" Dediğinde üçümüzde kalakaldık. Birbirimize baktığımız üç saniyeden sonra kahkaha atmaya başladık.
"Siz kafayı yemişsiniz" dedim gülerek. İkisinin de elini tutup yatağa oturmasını sağladım.
"Her şey beraber halledelim. Yavaş yavaş ilerleyeceğiz. Şirketin yıl dönümü balosunda. Hem Yoongi'yi, hem Hwasa denilen kızı, hem de Jimin'i çıkaracağız. O gün her şey yoluna girecek. Güvenin bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JUST ONE DAY ~ JIROSE
RomanceSadece bir gün. Bir gün de ondan hoşlandım, onunla eğlendim, ondan nefret ettim. Sadece bir günde oldu bunlar. Şimdi ise karşımda, hiç bir şey olmamış gibi gülüyordu. ▪︎livin' la vida loca şarkısından ilham alınmıştır▪︎