-9-

63 8 30
                                    



-Gerçek kötü-

Bir kaç gündür sık sık kabus görüyor ve bu yüzden bir türlü uyku tutmuyordu kendisini. Göz altları morarmış ve yanakları şişmişti. Moraran göz altları yüzünden gözleri iyice küçülmüş be bir bebek kadar tatlı duruyordu.

Kendisini kaçıran adam bile birkaç gündür ziyaretine gelmiyor olması onu nedense üzmüştü. Hep iyi niyetli biri olup olaya iyi yanından bakmaya çalışmıştı. Bu yüzden başından kötü anılar geçtiğini düşünmeden edemedi.

Sabahın geç saatleri olmuş ve pencereden suratına vuran güneş kendisini rahatsız etmişti. Neredeyse bir haftadır elleri kelepçeliydi ve kaçayım derken bileklerini çok zorladığı için kanatmıştı.

Sadece arada sorada lavaboya gitmesi için ellerini çözüyor ama sonra tekrar bağlıyordu. Bu durum onu her be kadar sinir etse de alışmaya başlamıştı.

Gıcırdayan kapıyla birlikte minik gözlerini kapıya çevirdi ve karşısında her zaman görmeyi umduğu karamsar gözleri ve net kesim saçları görmeyi bekliyordu ki hiç beklediği gibi olmamıştı.

Sandığının aksine tuhaf bir şekilde onun da göz altları şişmiş ve gözyaşları dökmüştü. Fazlasıyla ağladığından yanakları kızarmış ve göz yaşlarının izi belli olmuştu.

Dengesi iyice bozulmuş ve ayakta durmakta oldukça güçlük çekiyordu. Bir sağa bir sola yayık ayranı gibi sallanırken etraftaki bazı eşyaları da sarsıyordu istemeden.

Her zaman ölen özel korumasının oturduğu kanepeye geçti ve yüzünü avuçları içine alarak ağlamaya devam etti. Arada sırada ağlıyor ve her elini duvara yumrukla vurduğunda neredeyse beş metre yukarı sıçrıyordu.

Ne ara gelip ne ara ağlamaya başladığını bile ayırt edememişti. Daha kendisine bile gelememişken yılların acımasız katili karşısında ağlıyordu.

"Ne diye ağlıyorsun?... diye sorabilir miyim?"

Kendisine atılan sulu gözlerin ardındaki sert bakışlar yüzünden cümlesinin yarısını yumuşatmak zorunda kalmış ve yatağına bir kedi misali sokulmuştu.

Sabahtan beri akan burnu için derin bir nefes aldı ve burnunu iyice içine çekti. Yanında peçete bulundurmayışı onu yeterince sinir ediyordu. Bu yüzden tişörtünün yakasına siliyordu burnunu ara sıra.

"Sadece neden bilmiyorum ama öldürdüğüm insanlar için üzülüyorum."

"Katiller ağlamaz sanıyordum."

"Filmlerde hep kötü adamların üzücü bir geçmişi olduğunu bilmen gerekirdi dedektif."

Rahatlamaya çalıştı ama şiddetli ağlamaya dönüşen hıçkırıklı göz yaşlarıyla karşısındaki iyice şaşırmıştı.

"Hey dedektif. Neden hep birilerini dolunay geceleri öldürdüğümü biliyor musun?"

Doğru. Kendisi zeki biriydi. Bir çok davayı çözmüş ve yüzden fazla katille başa çıkmıştı fakat bu sefer bu ayrıntıyı gözden kaçırmıştı.
Daha önce hiç günün dolunay olup olmadığını kontrol bile etmedi. Lakin hala bunun saçma olduğunu düşünüyordu.

"Neden?"

"Dayım bir seri katildi. Her ne kadar inanması güç olsa da katil olmasına rağmen çok yufka yürekliydi. Annemi küçük yaşta kaybettim. Babamı zaten siktir et. Şerefsizin önde gideniydi."

Fата| ЕпсоuптегHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin