-17-

75 9 15
                                    




-Polis-
Gözlerini araladığında her zamankinin aksine farklı bir manzara vardı karşısında. İlk defa uyanırken tek başına değildi. Yanındaki adama bakıp hafifçe gülümsedi.

Dün ne yapmışlardı öyle? Bu onun için kesinlikle doğru bişey değildi fakat pişman değildi. Aksine onunla baş başa kaldığı her an ona daha çok bağlanıyordu.

Sırtında hissettiği acıyla bir süre afalladı ve yataktaki pozisyonunu bozmadı. Sadece sırtı değil her yeri ağrıyordu. Bir süre sadece yanındaki adamın uyurkenki tatlılığına bakmakla yetindi.

O an aklına dün içmiş olan kadın geldi. Gece eve gelmiş miydi ya da ikisini birlikte görmüş müydü?

Aklını kurcalayan bu düşünceler ile birlikte yavaşça yatağından kalktı ve kapıyı hafif yaslayarak odadan çıktı. Hemen yan odada kızın odasını kontrol etti. Ancak içeride kimseyi bulamadı.

Bu sefer de adımlarını oturma odasına çevirdi. Oda aynen dün nasıl bırakmışlarsa öyle duruyordu. Kahve fincanları dahi aynı vaziyette masanın üstündeydi. Sırayla banyoyu ve odanın diğer kısımlarını da gezip evi kolaçan etti.

Hiç bir yerde onu bulamayınca sonunda onun evde olmadığına kanaat getirmiş ve derin bir 'oh' çekerek kendisini koltuklara bırakıvermişti.

Lakin dün Levi ile yattığını öğrenirse onlar için kesinlikle iyi olmazdı. Ki Mikasa aynen abisi gibi zeki ve baş çıkılması zor biriydi. O yüzden ortadaki tüm delilleri kaldırmalıydı.

Öncelikle üst kata çıktı ve başka bir boş oda aradı kendine. Odaya girip kendisini yatağa attı. Bir iki kez yatakta debelenerek uyumuş süsü verdi kendince. Odanın lavabosuna girdi ve lavaboyu ıslatarak elini yüzünü yıkamış gibi gözüktü.

Levi'nin şuan yattığı odadan malzemelerini aldı ve yan odaya taşıdı. İşi bittiğinde ise kapı zilinin çalınması bir olmuştu. Koşar adımlarla merdivenden indi ve delikten onun geldiğini onaylayarak kapıyı araladı.

Kapıyı aralamasıyla beraber sarhoş kızın kolları arasına düşmesi bir olmuştu. Kızı içeri doğru taşıyıp nazikçe koltuğa bıraktıktan sonra kızın karşısına geçmişti. Bu kadar içmeye ne gerek vardı ki?

"Gece rahat yatabildin mi?"

Hafif uykulu biçimde sorduğu bu soruya affalamışçasına kaşlarını çattı. Bu soruya nasıl cevap vereceğini bilememişti. Fakat şuan için şüphe çekmemesi gerekiyordu. Geçiştirme bir cevap verdi.

"İyiydi. Gayet rahat yattım."

Kız küçük bir sırıtış artı kendine. Bu minik fakat korkutucu bir sırıtıştı. Öyle ki bu davranışlarını bilerek mi yoksa sarhoş olduğundan mı yaptığından tam emin değildi.

"Biliyorum. Abimin yanı rahattır."

Söylediği şeyle birlikte gözlerini göz deliklerinden çıkaracakmışçasına irileştirdi. Belki de sadece tesadüftü ya da o kadar tereddüt duyduğu için böyle bir olaya ihtimal veriyor da olabilirdi.

Kız kendisini yakasından yakalamış ve kendisine çekmişti. Artık gerçekten sarhoş olup olmadığını anlayamıyordu. Yavaşça burnunu boynuna sürdüğünde tüm vücudu titredi.

"Çok güzel kokuyorsun... aynı abim gibi. Ağır ve erkeksi bir kokusu var."

Hayır kesinlikle tam sarhoş değildi. Dediği şeyleri bilerek söylediği aşikardı. Fakat durum her ne olursa sorguya çekilecekti. Eğer ki duş alsaydı neden duş aldığını soracaktı. Ya da üstündekileri çıkarsaydı neden eski kıyafetlerle kalmadığı hakkında sorguya çekilecekti.

Fата| ЕпсоuптегHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin