-12-

65 9 24
                                    

Başlığı görenler toplandık toplandık toplandık

-Öpücük-

Yanında tamamen içmekten sarhoş olmuş adama göz ucuyla baktı. Bunun yanında herkesi gaza getirmişti ve bardaki herkesin durumu aynıydı. Kendisi geçen alkol aldığındaki olayları aklına getirmiş ve almamayı tercih etmişti.

Yanındaki adam sarhoş olmadığını iddia edip bir şişe viski daha isterken Eren adamı durdurup çıkmaları gerektiğini söylemişti. 

Kolundan çekiştirip onu kaldırmaya çalışırken bir çok kişinin o ikisinin arkasından konuştuğunu hissedebiliyordu. Arabanın önünde durdu. Arka kapıyı açarak yanındaki sarhoş adamı arka koltuklara attı.

"Hey ne zamandan beri arabanın sahibi arkaya atılır oldu? Benim arabam lan bu!"

Sarhoş olduğunun farkındaydı o yüzden dediklerine çok kafa yormamaya çalıştı. Sürücü koltuğuna geçti ve arka kanepedeki adamın cebinden farkettirmeden aldığı anahtarla arabayı çalıştırdı.

Şu anda kaçabilirdi. Ya da başka bir yerde onu öldürüp bir yere atabilirdi. Fakat neden yapamıyordu. Gitmek istese dahi bacakları buna engel oluyordu. Kendisi de bunun nedenini henüz çözebilmiş değildi.

Bir cesaretle başkasının arabasında başkasının evine doğru yola koyulmuş olması bile büyük bir cesaretti. Tabi daha önce hiç gitmediği bu yolu ezbere bilmiyordu.

"Nereden gidiyoruz?"

" Hmm bir bakalım. Bak şimdi buradan düz gidiceksin sonra altıncı soldan döneceksin daha sonra U dönüşü yapıp fuwa aşağı sonra rampadan dimdik zirveye çıkıcaksın ve sonra bamm kara göründü!"

Arkada hala yol tarifi vermeye devam ederken sarhoş birine sormakta be kadar yanlış bir şey yaptığını fark etti ve kendi aptallığına defalarca küfretti.

Gideceği net bir rota yoktu fakat bu yolları az çok biliyordu. Gerçekten de karanlıkta bilinen yerleri hatırlamak daha zordu. Yine de dışarıda kalmamak adına kendi evine sürmeye karar verdi.

Hem evinin en iyi çözüm olduğuna inanmış hem de zaten evimi biliyor diye düşünüp gitmekte her hangi bir sıkıntı olmaz diye düşünmüştü. Zaten kalacakları sadece bu geceyle sınırlı kalırdı çünkü yanındaki şahıs yakalanmamak için tekrar kendi sığınağına çekilirdi.

Her zaman gittiği ara sokaklardan çıkmış ve kendi evinin önünde durmuştu. Eski günleri düşünmeden edemedi. Akmakta olan göz yaşlarını tekrar yuvalarına yuvarlayarak arka koltukta ağzı açık yanağı cama yapışmış olan adamı dışarı çıkarmaya çalıştı.

Her ne kadar dıştan minik bir adam gibi gözükse de aslında hiç de gözüktüğü gibi hafif değildi. Sanki tonlarca yük kaldırıyormuş gibi hissediyordu kendini.

Tabi ki de en son kaçırıldığı için anahtarlarını düşürmüş olsa gerek yanında yoktu. Yanındaki adamın ceplerini yokladı ve bulduğu ilk kartı eline aldı. Aynı anda kapıyı zorlarken aynı zamanda da bir elini omuzuna atan adamın yerle buluşmaması için büyük çaba sarf ediyordu.

Kartı bir kaç defa sanki okutuyormuş gibi aradan geçirdi fakat herhangi bir etkisi olmamış aksine kart paramparça olmuştu. Bunu yaparken yanındaki adamı da dürterek uyandırmıştı.

"Ne yapıyorsun?"

Uykulu uykulu gözü ovarken konuştuğunda be kadar da tatlı olduğunu düşündü. Minik vücudu ve dağılmış saçları ile karşısına dikilen adam hayatında gördüğü en tatlı şey olabilirdi. Aklına gelen fikirlerle birlikte kafasını hızla iki yana salladı. Karanlık çöktüğü için kızaran yanaklarını görmek imkansız gibi bişeydi ama kendisi o yanakların sıcaklığını hissedebiliyordu.

Fата| ЕпсоuптегHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin