-13-

66 10 18
                                    



-Öldürmeliyim-

Hala yaşadığı olayın şokundan çıkabilmiş değildi. Bu hiç beklemediği şey karşısında ne yapacağını şaşırıyor ve eli ayağı birbirine dolaşıveriyordu. Fakat yine de ikisinin dudakları birleştiği sırada oluşan o güzel hissiyata karşı gelemiyordu.

Sanki aklına kötü bir şey gelmişçesine yüzünü ekşitti ve başını hızlıca sağa sola sallayıverdi. Önündeki çarşaflara odaklandı ve hepsini bir çırpıda kucaklayıp içeri götürdü. Hepsini taşırken oldukça zorlanıyordu. Zaten içeri geldiğinde ise çarşafları koymuş ve soluklanmıştı.

İçerideki kanepeleri açtıktan sonra getirdiği ince çarşafı örttü ilk olarak. Daha sonra yastığı kanepenin başına doğru fırlattı ve battaniyeyi de onun tam zıttına yerleştirdi.

"Burada yatmamı beklemiyorsun her halde baksana çarşafı yamuk sermişsin!"

Bazen onun gerçekten de aynı kişi olup olmadığını sorgulamak zorunda kalıyordu. Sonuçta az önceki halinden eser yoktu ve az önce ne yaptığını hatırlayamayacaktı muhtemelen. Bıkkınlıkla nefesini verdi.

"Yatak odası hemen ileride sağdaki ikinci kapı oraya geç istersen."

"Oley! Pofuduk yatağı ben kaptım!"

Bir çocuk misali kollarını havaya kaldırmış sevinçle odaya koşarken onun bu haline gülmeden edemedi. Serdiği yatağın üstüne oturdu ve sanki tüm bu sıkıntılarından kurtulmak istiyormuş gibi uzun bir süre gözlerini ovuşturdu.

Arkasından kapıyı sertçe kapattığında anlamıştı odaya vardığını. Tam rahatlayıp uyku moduna geçecekti ki masanın üstünde duran telefon dikkatini çekti.

Uzandığı kanepede dikleşti ve bir süre hiç bir şey yapmadan sadece önündeki telefon ile bakıştı. Alıp almamak arasında sürekli gidip geliyordu. Aldığını bilse muhtemelen anında ölüm fermanını imzalardı fakat yine de merakına yenik düştü.

Koşar adımlarla mutfağa gitti ve kuru mutfak eldivenlerini her iki eline de takarak güvenliği arttırdı. Telefonu eline aldı. Kilidinin olmaması onu gem şaşırtmış hem de şüpheye düşürmüştü.

Elinde tuttuğu telefona iyice baktı. Modeli yüksek bir telefondu. Bir an ömrü boyunca çalışsa bile alamayacağını düşündü. Fakat sonra çalınma paralarla alınan bir mal olduğunu düşünüp yüzünü ekşitti.

Telefonun ışığının derecesine baktı ve olabildiğince kıstı. Her ne kadar onun telefonuyla kendi telefonu aynı olmasa da aynı markanın aynı özellikleriydi.

Telefonun son arananlar kısmına girdi fakat kimsenin adı yazmıyordu. İlk başta şaşırsa da bir katile göre normal olduğunu düşündü. Kişilere girdi. Sadece iki isim yazıyordu.

Ackerman

X

İlk ismin kardeşi(!) olan Mikasa olduğunu düşündü. Muhtemelen öyleydi çünkü zor da olsa onunla konuşuyordu. Ama "X" kişisinin kim olabileceğine olanak bile veremiyordu.

Sonradan beynini ele geçiren fikir sayesinde bunun iş ortağı olabileceğini düşündü. Arayıp aramamak arasında kaldı. Uzun bir süre sonra cesaretini iyice topladı ve aramaya karar verdi.

Telefonu çaldırırken ellerinin titremesine engel olamıyordu. Karşısına kim çıkacağı hakkında en ufak bir fikri yoktu. Telefonu uzun bir süre çaldırdı fakat kimsenin açmayacağını düşünüp tam kapatacaktı ki son anda telefon açıldı. Hemen telefonu kulağına götürdü ve hiç ses çıkarmadan karşısındakilerin ne diyeceğini dinlemeye başladı.

Fата| ЕпсоuптегHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin