9•

26.7K 1.2K 1.6K
                                    


Ağrıyan başımla birlikte araladığım gözlerimi kırpıştırarak tamamen açmıştım.
Aklıma düşen görüntülerle sinirlerim bozulsa da sakin kalmaya çalışıp ayağa kalkarak karanlık odadan çıkmak için ilerlemeye başladım.

Merdivenlerden teker teker indikten sonra kulağıma gelen seslerle birlikte henüz kimsenin uyumadığını anlamıştım.
Son basamağı da indikten sonra yavaş adımlarla salona ilerledim.

Bir kaç adamla birlikte salonda oturan Akasya'nın yanına ilerleyip oturmuştum.

" İyi misin kuzum ? Hasta olacaksın diye ödüm koptu..."

Akasya'nın kısık sesle ve endişeyle sorduğu soruya olumsuz anlamda kafamı sallamıştım.

" İyiyim. Bazı gerçeklerle yüzleşmek ağır geldi sadece..."

Cümlem biter bitmez bakışları pür dikkat bende olan üç adama kaymıştı gözlerim.

Ertuğrul bir şey demezken sağımda oturan adam konuşmaya başlamıştı.

" Benim adım Cihat yenge... Bak , Akasya kardeşime de anlattık. Niyetimiz sizi tutsak etmek değil. Oyun oynamıyoruz. Buna yakından şahit oldun zaten. Akasya için bir şey diyemem ama sen ne kadar kızarsan kız yengemiz olarak seni korumak zorundayız! Bırakamayız! Savaş abim tek tek sıkar kafamıza. Delik deşik edip duvara asar bizi...Seni koruyabilecek tek adamın evindesin şuan. Bunu seni sevdiği için ya da abim olduğu için değil... Bir lider olduğu için söylüyorum. "

Cihat'ın dedikleriyle bir süre başımı ovuşturup sonradan konuşmaya başlamıştım.

" Abinin beni bırakmayacağını anladım Cihat. Ve burda kalacağımı da... Ama nedense şuan için edindiğim tek sorun bana yenge demeniz!! "

Cümlem bittiğinde üçü de aynı anda konuşmuştu.

" Kusura bakma yenge!! "

Akasya şok içinde bir bana bir adamlara bakıp eliyle ağzını kapatmıştı.

" Ne yapmayı düşünüyorsun Neva... Bu adamlar bizi delirtmeden gitmenin bir yolunu bulsak çok iyi olur bence. "

Ben daha Akasya'ya cevap vermeden adını bilmediğim ama sürekli gördüğüm adam sinirle konuşmuştu.

" Kendince hakaret mi ediyorsun sen bize! "

Ben onu şimdilik duymazlıktan gelip sinirle konuşmak üzere olan Akasya'ya hitaben konuşmuştum.

" Savaş'ın beni bırakmayacağını anlamayacak kadar aptal değilim Akasya... Kendi kendime çırpınıp boşa kürek çekemem. Hem... bir yerde haklı. O ruh hastası Behçet beni öldürmeye programlı gibi. Burda güvendeyim."

Cümlem bittiğinde Akasya dediğim herşeyi başıyla onaylamıştı.
Bir şey demediğinde sıranın az önce arkadaşima bağıran adama geldiğini düşünerek kafamı ona çevirmiştim.

" Ve sen arkadaşıma bir daha bağırma! Her gün arkadaşı birileri tarafından kaçırılmıyor. Saygı duymayı deneyebilirsin belki.."

Dediklerimi kafasıyla onaylayıp az önce sinirli bakışlar atan o değilmiş gibi mahçupça konuşmuştu.

" Haklısın yenge. Kusura bakma. "

Bir süre ciddimi diye bakışlarımı üzerinde gezdirip sinirle gözlerimi açıp kapattım.

" Bana Savaş'ın karısıymışım gibi davranmayı bırakın lütfen. Sinirli biri gibi davranmak istemiyorum ama sabrım yavaş yavaş taşıyor artık.... Abiniz beni seviyor diye kimsenin yengesi değilim ben. "

NEVA'MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin