Hayat mücadelesi içinde herkes gibi yaşam savaşı veren Neva Aktan'ın , işi gereği cezaevine aşıya gitmesiyle başlayan , Savaş Kayademir'in ilk gördüğü anda tutulduğu kızımızın başına gelenleri konu alan bu hikayeye gelin hep birlikte konuk olalım...
Hazır bir şekilde merdivenlerden inen Savaş'ı gördüğümde kan çanağı olmuş gözlerimi duvardan çekip yanına ilerleyerek onunla birlikte evden çıktım.
Biraz ilerlediğimizde olduğu yerde durup benide durduran Savaş'a dikkatle bakmıştım.
" Sen gelmiyorsun güzelim... Tehlikeli. Ben gidip bakacağım. Bir ipucu bulursam haber vereceğim sana. "
Savaş'ın dediklerine sinirle cevap vermiştim.
" Savaş ben sabaha kadar uyuyamadım! Kardeşimi kim kaçırmış! nereye kaçırmış! Neden kaçırmış bende öğreneceğim!! Senle gitmezsem kendim giderim. "
Cümlem biter bitmez yanından ayrılacağım sırada kollarımdan tutan Savaş eski yerime geri getirmişti beni.
Temsili :
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
" Tamam güzelim. Ama asla yanımdan ayrılmayacaksın.. Anladın umarım! "
Dediklerine kafamı olumlu anlamda sallayıp öyle cevap vermiştim.
" Tamam , tamam anladım. "
Elimden tutup arabaya doğru ilerlemeye başladığında bende ilerlemeye başlamıştım. Kısa bir süre içinde arabaya bindikten sonra ise yola koyulmuştuk.
Geçip giden yollar başımın ağrımasına sebebiyet verdiğinde yine tansiyonumun düştüğünü anlamıştım. Dünde bu yüzden bayılmıştım zaten. Ne sinir kalmıştı ne stres! Tansiyonum dipleri görmüştü tabi...
Çantamın içindeki ilacı alıp suyu da aldıktan sonra hızla içmiştim. Bir kaç saniye anlımı sıvazladım.
" İyi misin bebeğim ? "
Savaş'ın sorduğu soruya kara gözlerinin içine baktıktan sonra cevap verdim.
" İyi dersem iyi olur muyum ? "
" Olman için elimden geleni yaparım..."
Cümlesi bittiğinde her şeye rağmen tebessüm ettiğimi farketmiştim. Tanıdık gelen cümleler nedense içimi ferahlatmıştı.
" Akasya'nın gittiğimiz yerde olacağına emin misin ? "
Soruma bir süre hiçbir tepki veremeden durup sonrasında konuşmuştu.
" Akasya orda değil. Ama bizi ona götürecek kişinin orda olduğuna eminim."
Dediğine cevap vermeden olumlu anlamda kafamı sallayıp gözlerimi bir süreliğine kapatmıştım..
▪▪▪▪
Araba durduğunda Savaş'la birlikte inip depoya benzer yıkık dökük yere ilerlemeye başladık. Arkamızdan da Ertuğrul ve bir düzine koruma geliyordu.
Depodan içeri girdiğimizde bizi bomboş bir alan karşılamıştı. Sadece güvenlik kameraları ile dolu olan bu yere bizim geleceğimizi biliyor gibiydiler.
