İnsanı cezbeden, merak duygusunu kabartan evden çıktığımda huzursuz olmuştum. Özellikle kütüphaneyi görmeyi çok isterdim. Edibe Hanımla geçirdiğim zaman diliminde evliliğimle ailem arasında yaptığım seçim aklımı kurcalayıp durmuştu. Bir hiç uğruna anne, babamı incitmiştim. Onlardan af dileyecek yüzüm de yoktu. Ceren'e mesaj gönderip anne ve babamı ziyaret edeceğimi söyledim. Yeterince insanı incitmiştim. Ceren'i de merakta bırakmama gerek yoktu. Onlara haklı olduklarını söyleyemezdim lakin ailem için bir adım atabilirdim. Engin ile evlenmek istediğimi söylediğimde babamın nefretiyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Bana, gelinlikle çıktığım eve kefenle dönebileceğimi söylemişti. Onun istediği biriyle evlenirsem her zaman arkamda olacağını dillendirip durmuştu. Özetle sevdiğim adamla evlenirsem ailemi kaybedecektim lakin sevmediğim bir adamla evlenirsem ailem her zaman yanımda olacaktı. Boşanacağımı söylersem o kapı sonsuza dek yüzüme kapanacaktı. Babam hep kendi istedikleri olsun istemişti. Üniversite seçimime bile karışmıştı. Ona göre asi, dikbaşlı bir kızı vardı. Gelinlikle çıktığım eve boşanacağımı söyleyebilmeyi umarak geri dönüyordum. Tepkileri merak etmiyordum, özellikle hamile olduğumu öğrendiğinde vereceği tepkiden ürküyordum. Boşanmamı onaylamayacaktı, bebek varken asla onaylamayacaktı. En kötüsü de olabilirdi, beni affetmek için bebeği aldırmamı isteyebilirdi. Peki ben ailem için bebeğimden vazgeçmeye hazır mıydım?
Otobüse bindiğimde düşünceler çoktan beni esir almaya başlamıştı. Korkuyordum. Korkumun asıl sebebi üzülmek, kırılmak, yalnız kaldığımı bilmekti. Evlendiğim günden itibaren üç defa eve gitmiştim. Her gitmemde evliliğime hakaret etmişti. Son görüşmemizde Enginle birlikte gitmemem gerektiğini öğrenmiştim. Babama göre Engin beni onlardan çalmıştı. Hoş Enginle evlenmezsem kiminle evleneceğimi tahmin edebiliyordum. Burnunun dikine giden babam hep haklıydı, haklı olmadığını bildiğinde bile...
Annem peki, onun tepkisi ne olacaktı? Yine babamın sözünün üzerine söz söylemeyecekti elbette. Bebeğimin olacağını öğrenince sevinecek miydi? Belki torunları onları yumuşatabilirdi. Elimi henüz belli olmamış karnımın üstünde gezdirdim. İçimde büyüyen canım bana güçlü olmamı haykırıyordu. Anne ve babam arkamda olmasa bile çocuğum hep benimle olacaktı. Ve ben hep onun arkasında olacaktım. Hata yaptığında bile.
Engin, yüreğimi yakan adam, hayatımı zindan eden adam, en mutlu olmamız gereken günlerde gözümden yaşı eksik etmeyen adam... Ömrümü verirdim onun için, o ise geleceğimizi, hayallerimizi almayı tercih etmiş. Gözlerimde yaşlar birikirken alt dudağımı ısırdım. Babasız büyümüştü ve annesini bunu ona asla unutturmuyordu. Onu büyütmek için gecesini gündüzüne katıp sürekli çalışmıştı. Engin de bu sebeple annesinin sözüne daima sadıktı. Bu raddeye gelebilecek kadar sadık olması beni şaşırtmıştı. Beni sevdiğini sanmıştım, beni seviyor gibiydi. Ben farklıyım sanmıştım... Bebeğin üstünde hakları olacaktı elbet fakat bebeğimi annesi görmeyecekti. Onun şartları olacağı gibi benim de şartlarım vardı. Demet'le yaşadığı eve çocuğumu götüremezdi. O hasta ruhlu insanın yanında çocuğum güvende olmayacaktı.Otobüs durduğunda büyüdüğüm ilçeye ulaştığımı anlamam uzun sürmemişti. Memleketim burnumda tütmüştü. Derin bir nefes alıp çocukluğumun geçtiği yerin kokusunu ciğerlerime doldurmuştum. Evimiz garaja fazla uzak değildi. Yürüyerek beş dakika bile sürmüyordu. Kalbim bir kafese kapatılmış kuş gibi çırpınıyordu. Ayaklarım yürümeyi unutmuş gibiydi. Bir adım atsam sanki yer yarılacaktı. Önümde duran sokak birkaç adım sonra beni evime götürecekti. Evim, yuvam, ait olduğum yer sahiden beni sarıp sarmalayacak mıydı?
İçim titreyerek öne doğru bir adım attım. Oynayan çocukların sesi tüm sokağı dolduruyordu. Sağ taraftaki kaldırımın üzerinde Rauf ağabeyin berber dükkanı gözüme çarptı. Hemen yanında Hasan amcanın bakkalı vardı. Karşı tarafta Rüstem ağabeyin çay ocağı yine doluydu. Çocukluğum, gençliğim bu sokakta geçmişti. Hasan amcanın dükkanından biraz ötesinde evimize çıkan üç basamaklı merdiveni görüyordum. Tereddütle attığım her adım boğazımda bir yumru oluşturuyordu. Tam bakkalı geçerken Hasan amcanın sesini duydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEMBE PANJURLU EV (TAMAMLANDI)
General FictionPembe Panjurlu Ev sarsıcı bir hikaye ve unutulmaz karakterleriyle okuyucularını derin duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, bir kadının evliliğindeki mutsuzluğunu ve kocasının ihanetini keşfetmesinin ardından başlayan trajik olayları anlatıyor. İ...