Handan hanımın ölümünün üstünden iki ay geçmişti. Bu olay hepimizi çok korkutmuştu. Demet’in sınırının olmadığını kavramıştık. Engin’in sesi soluğu bir anda kesilmişti. Kanadı kırık kuş misali kendini benliğine hapsetmişti. Babasından sonra annesini de kaybetmiş olması yıkıcı bir durumdu. Handan hanımın ölümünü bebek odasını boyarken öğrenmiştim. Ozan, hemen bana destek olmuştu. Gerçi işçilerimi kaçırdığı için bunu bana borçluydu.
Ceren, Ferhat’ı herkesle tanıştırmıştı. Ozan da bu ilişkiyi onaylamak zorunda kaldı. Shay ve İstanbul sürekli atışıyor hemen ardından sarılıp barışıyordu. Shay, Ozan’la çok iyi anlaşmaya başlamıştı. Tertipli bir ev arkadaşı bulan Ozan da hâlinden memnundu. O akşam Ceren ve İstanbul evden ayrıldığında elimde zarfla kalakalmıştım. Ozan’la birlikte bebek odasına geçtiğimizde annemleri görüntülü aradım ve kutuyu açtım. Mavi patikleri görünce babam sevinç nidalarını atmıştı.
“Furkan geliyor Furkan!” diye bağırdığımda annem ve babam birbirlerine gözleri yaşlı baktı. Oğlum olacaktı. Güneşim dünyamı aydınlatmaya geliyordu. Karanlıktan çekip çıkaracaktı beni. Sevinçle Ozan’a sarıldığımda Engin’in sözleri aklımda uçuşuyordu.
“O sana âşık.”
Birbirine zor zamanlarda yardım eden herkes âşık olamazdı değil mi? Ozan’a hiç o gözle bakmamıştım ki. Düşüncelerimi bölen Ceren’in sesine odaklandım.
“Shay ve İstanbul yarın Amerika’ya uçuyor. Evi şimdi kim dağıtacak? ” dediğinde Ozan kıkırdadı. “Ben zevkle yaparım. ”
“Hele bir dene, seni de arkalarından postalarım,” diye cırladı Ceren.
“Benim ev bir daha bu kadar temiz olmayacak,” dedi Ozan. “Eve gelen yardımcı kadın şok geçirmişti. Eve bir başkası taşındı sanmış.”
“Pisliksin sen. Evde dağınıklığını toplayanlara alışmışsın,” diye lafa karıştım.
“Sen sus bakalım. Kendine nasıl elbise bulacaksın onu düşün.” Ozan’a gözlerimi kısarak baktım. Beş buçuk aylık hamileydim. Karnım iyice büyümüştü. İki hafta sonra altıncı aya girecektik.
“Seni gebertirim Ozan. Ben de bebek var göbek değil. Hem avukat olmuşsun da hâlâ cahilsin. Hamile elbisesi diye bir şey var.”
“Ne bilim kızım hayatımda kaç defa hamile kadınla bir araya geldim? Sayende tecrübe ediyorum.” Hemen kendini savunmaya geçmişti.
“Yarın evlendiğinde yadırgamazsın. Öğrenmeye devam.”
“Demet’ten haber var mı? ” diye sordu Ceren. Hâlâ bulunamamıştı. Sanki yer yarılmıştı da içine girmişti. Kimse ne görmüş ne de duymuştu. Bir anda hayalet olmuştu kadın. Yüzümün değiştiğini gören Ozan, Ceren’e kızdı.
“Zebanilerle haber salmış. Korkmanıza gerek kalmadı diyorlar.”
Herkes bir anda deli diye yaftaladığı Demet’in eli kanlı bir katile dönüşmesini yadırgamıştı. Bu kadarını ben de beklemiyordum. En fazla tehdit eder diye düşünmüştüm. Ozan, Ceren’i ve beni kollasın diye iki kişiyi tutup peşimize takmıştı. Shay da İstanbul’u koruyordu. Cinayeti duyunca Ozan’la birbirlerine girmişlerdi.
“Benden kurtulmak istediğini biliyordum, az kalsın beni öldürtecektin,” demişti Ozan’a. Ozan başta gülmüş, “nerede ben de o şans? ” diye söylenmişti. Shay üstüne atlayınca durumun ciddiyetini kavramıştı.
“Çek şu köpeğini üstümden. Arkadaşımla şakalaşamayacak mıyım ben? Bundan sonra aramızda samimiyet kalmadı İstanbul.”
İstanbul da Shay’a böyle şakalaştıklarını, normalde birbirlerini çok sevdiklerini ve hatta Ozan’ın ona çok yardımı dokunduğunu anlatmıştı. Kısaca koskoca iki ayda değişen sadece karnımın adım adım büyümesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEMBE PANJURLU EV (TAMAMLANDI)
General FictionPembe Panjurlu Ev sarsıcı bir hikaye ve unutulmaz karakterleriyle okuyucularını derin duygusal bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, bir kadının evliliğindeki mutsuzluğunu ve kocasının ihanetini keşfetmesinin ardından başlayan trajik olayları anlatıyor. İ...