Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
Nefes nefese okul bahçesine girdiğimizde ben artık koşmayı bırakmıştım. "Ne kadar geciktik?"
Bileğindeki saate baktı, "20 dakika."
"İyi, git derse gir."
"Sen?"
"Öğretmenler odasına giderim, bu dersten sonra benim dersim var."
Kafasını sallayıp binaya ilerledi. Ben de birkaç dakika sonra öğretmenler odasına gittim.
Odada kimse yoktu, hepsi derste olmalıydı.
Bir bardak su içip telefonumu çıkardım ve Akiro'yu aradım.
4. çalışta telefon açıldı. "Alo?"
"Uyuyor muydun?"
"Bu saatte hangi gerizekalı uyumaz, Mia? Asıl sen niye uyumuyorsun... Ah, doğru. Okul."
"Benim araba servisten ne zaman çıkacak biliyor musun?"
"Araba? Hangisi?"
"Kaç arabam var?"
Harbiden, kaç arabam vardı benim?
Telefonun diğer tarafından hışırtılar geldi, sanırım düzgün bir konuşma pozisyonu almış ve uyku sersemliğini bırakmıştı.
"Bizim özel otoparkta kaç tane vardı?"
Emin değilim. "Benim sanırım 4"
"E diğerleri nerede lan?"
"Ben de bilmiyorum."
"Tamam, biri serviste. Diğerleri özel otoparkta. Sonra şey... İki tanesi senin yazlıktaydı sanırım. İkisi de benim diğer yazlıkta vardı galiba?"
"Benim 8 arabam yok mu?"
"9 değil miydi?"
"Hayır, senin 9 araban vardı! Sahi! Senin arabaların nerede lan?"
"İkisiyle kaza yaptım, serviste. Birini Kore'de bırakmıştık geçen sene. İkisi benim yazlıktadır, biri seninkindedir..."
"E diğerleri?"
"Biri yanımda, ikisi de otoparkta."
Derin bir nefes alıp oturduğum koltuğa iyice yayıldım. "Arabam yok diye okula koşmak zorunda kaldım."
Telefonun diğer tarafından kahkaha sesi yükseldi. "Burada bir araba bize yeter diyen sendin. Otoparktaki arabalarından birini alıp getir o zaman."
"Otopark uzakta!"
"Bizim buradan birine para verirsen getiren olur.
"O piçlere güvenmiyorum."
"Hepsi senden korkuyor, bir şey yapmazlar."
Zilin çalması ile doğruldum, ne ara bu kadar zaman geçmişti?
"Çocukların yanına gitmeliyim, sonra konuşuruz."
"Tamam güzellik, ben de biraz daha uyuyayım bari... Görüşürüz."
Telefonu kapadım ve odadan çıktım. 1-A sınıfına doğru yürümeye başladım.
Tam kapıyı açacağım sırada kapı bir anda açıldı ve minik bir şey bacağıma çarptı.
Başımı eğip çarpan şeye baktım. "Üzüm kafa?"
Adı neydi? Mineta mı?
Kafasını kaldırıp bana baktı, ağzı bir karış açılmıştı. "M-Mia sensei!"
"Bacağımı bırakır mısın?"
Kolları bacağımı daha sıkı sarınca kaşlarımı çatarak bacağımı kaldırıp sallamaya başladım. "Bıraksana lan!"
Bir el onu hızlıca bacağımdan çekip aldı, kafamı kaldırdığımda Katsuki olduğunu gördüm.
Sinirli gözlerle elinde havaya kaldırmış Mineta'ya bakıyordu. "Bıraksana kadını!"
Başka bir el Mineta'yı elinden aldı. Bu sefer alan kişi Aizawa'ydı.
"Mineta. Ne yapıyorsun yine?"
"Sensei! Yanlış anladınız!"
"Müdürün yanına." onu hızlıca yere bıraktı. "Yürü."
Mineta oflayarak koridorda yürümeye başladı. Bir süre arkasından bakıp Aizawa'ya döndüm.
"Üzgünüm, sana onun biraz sapık olduğunu söylemiştim."
"Müdüre göndermesen muhtemelen kafasındaki o üzüm toplarını tek tek götüne sokacaktım."
Başımı yana eğip gülümsedim. "Müdüre göndermen iyi oldu."
Birinin boğazını temizlemesi ile başımı çevirdim. Katsuki bize bakıyordu. "Yaşlı kadın, yine gelmişsin."
"Artık öğretmenin olduğumu unutma aptal velet."
"Aptal? Az önce seni ayakları olan sapık bir üzümden kurtardım!"
"Ah, sağ ol canım ya... Sen olmasan kim bilir ne yapardım!"
Gözlerimi kısıp sınıfa bir adım attım. "Öğretmenin olmak çok eğlenceli olacak."
![](https://img.wattpad.com/cover/283700975-288-k502980.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aizawa x Reader (Bnha x Reader)
FanficYer altında kafes dövüşçüsü olan ve gücü üzerinden hem saygı duyulup hem de bazıları tarafından çok nefret edilen Mia; başını belaya soktuğu için bir grup adamdan kaçıyordur. Yorgun olduğu için özgünlüğünü de kullanamaması onu zora sokarken, bir sok...