Beğenin lütfen 🔪
Yorum da atın
Saçlarımda hissettiğim el ile biraz kıpırdanarak ellerimi hafifçe kaldırıp biraz yukarı doğru uzattım.
Yastık kısmına uzattığım ellerime benim olmayan hafif uzun saçlar gelince gülümseyerek saçlarla oynamaya başladım.
"Saatlerce böyle durmayı çok isterdim ama okul var, kalk hadi."
Dudaklarımı büzdüm, "O veletleri bir gün görmezsek sorun olacağını sanmıyorum."
"Veletler sorun değil ama okul sorun. Hadi kalk, Mia."
Bedeninin üstüne uzanmış bedenimi belimden tutup yana devirdi. Gözlerimi açıp kaşlarımı çattım. "Her gün o veletleri mi göreceğim? Öğretmen olmadan önce bana böyle dememiştin! Haftada bir gün falan sanıyordum."
Doğruldu ve elini saçlarına atıp karıştırdı, "Müdür öyle istedi."
"O küçük fareyi sevmiyorum."
"Muhtemelen sevmediğini biliyordur."
İç çekerek ayağa kalktım ve banyoya ilerleyip yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçalamaya başladım.
Aynada dişimi fırçalayıp kendimi izlerken Aizawa banyoya girdi. O da hâlâ uyumak istiyor gibiydi.
Yavaş adımlarla arkama geçti ve ellerini belime sararak kafasını omuzuma gömdü.
Birkaç dakika sonra ağızımı temizleyip fırçayı yerine koyduğumda gülerek hafifçe kafasına vurdum. "Hadi beyefendi, hazırlanman lazım."
Kolları arasından çıktım ve kendi odama giderek üstümü giyindim.
10 dakika sonra aşağıya indiğimde Aizawa'da hazır şekilde bekliyordu.
.
"Bugün dersimden sonra okuldan çıkacağım?"
Kafasını bana çevirdi, "Neden?"
"İşim var."
Maçım var. Ayrıca günlerdir yer altına gitmedim.
"İş?"
"İş işte. Tek işimin burada veletlere öğretmenlik yapmak olmadığını biliyorsun."
Birkaç saniye yüzüme bakıp başını aşağı yukarı salladı. "Tüm gün okulda olacağım, çıkışta buluşuruz?"
"Hmhm."
Ders başlama zili çalınca kalktım ve odadan çıktım.
Artık beni tanıdıkları için benim dersimi direkt orada bekliyorlardı.
Binadan çıkarak okulun yanındaki büyük spor salonunun önüne gelerek koca kapılarını ittirip açtım.
"Prensesiniz geldi veletler!"
Hepsi bana döndü, "Sensei! Hoşgeldiniz!"
Başımı hoşbulduk dercesine sallayıp karşılarına kadar gittim.
İida bana yoklama kağıdını uzattı.
Kalem ve kağıdı elime alırken mırıldandım, "Tam mıyız?"
"Evet, sensei."
Yoklamayı imzaladıktan sonra eğitime başladım.
20 dakika ders verip ara verdirmiştim. Duvar kenarında yere çökmüş oturuyordum, Katsuki'de nedenini bilmediğim bir şekilde sessizce yanımda oturuyordu.
Kirishimalar ve Minalar bir şey konuştuktan sonra Mina bana döndü ve hızlıca yanıma geldi. "Sensei, bu öğle arasında kafeye gideceğiz. Gelmek ister misiniz?"
Kafamı iki yana salladım, "Benim işim var, ders bitince okuldan çıkacağım. Siz gidin."
Gözlerindeki heyecan yavaşça soldu ve başını salladı, "Başka gün gideriz o zaman!"
Katsuki'ye döndü, "Bakugou, sen geliyorsun değil mi?"
Birkaç saniye cevap gelmedi, "Yorgunum."
Mina bir şeyler daha diyip yanımızdan gidince kafamı Katsuki'ye çevirdim. "Yorgun musun?"
"Evet?"
"Hasta mısın?" elimi kaldırıp ateşine bakmak için alnına koydum.
Önce afallamış şekilde bana baktı ve sonra elimi ittirdi. "Yorgunum sadece, hastalıkla ne ilgisi var?"
"Tamam, bir şey demedim."
Dersim bittiğinde eşyalarımı alıp okuldan çıktım. Caddede yürüyerek yer altına inen rögar kapağının sokağına gitmeye başladım.
Sokağa birkaç sokak kala arkamı dönüp etrafa baktım.
Birini hissetmiş gibiydim. Bu yüzden hemen önüme dönmedim ve detaylı şekilde etrafı inceledim.
Ama bir şey göremeyince geri önüme dönüp yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aizawa x Reader (Bnha x Reader)
FanficYer altında kafes dövüşçüsü olan ve gücü üzerinden hem saygı duyulup hem de bazıları tarafından çok nefret edilen Mia; başını belaya soktuğu için bir grup adamdan kaçıyordur. Yorgun olduğu için özgünlüğünü de kullanamaması onu zora sokarken, bir sok...