Sen Ne Çeşitsin?

14- Zomberil

Multimeddyadaki klip acayip tatlııı :d Andrew'i saçlarına for <33

------------------

Yaklaşık 20 dakikadır, yatağımda uzanmış Enes'in az önceki davranışlarını düşünmekle meşguldüm. Ama bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Enes nasıl böyle olmuştu? Ya da onu böyle olmasına iten şey neydi?

Gökyüzü bile beni rahatlatamazken içimde garip bir huzursuzluk vardı. Kapım tıklatılınca "Geel!" diyerek bağırdığımı umuyordum ama sesim fısıltı gibi çıkmıştı.

Alexis içeri geldi. Kalkıp sandalyeme oturdum ve Alexis'de benim yatağıma geçti. Geldiğim ilk gün aklıma gelince gülümsedim. O da sırıttı.

"Ee anlat bakalım. Cenk'le ne oldu? ve Neden ben daha yeni öğreniyorum?"

"Tamam. Anlatıyorum." dedikten sonra derin bir nefes aldı ve benim "Ohaa,omegat, wat??" demelerim eşliğinde anlatmaya başladı.

"Ben İngiltere'ye gittim ya, işte o zaman oldu herşey. Kısaca anlatacak olursam, benim senden önceki arkadaşım Jess, biz buraya taşınmadan önce, okula Cenk'le beraber geliyordu çünkü arabası bozuktu. 1 ay falan beraber geldiler, hatta Jess'in arabası yapıldı ama Cenk gelmesini istedi. Neyse konumuz bu değl.

Bunların arası, ben ve Cenk'in arasından iyiydi. Biz çıkmaya başladıktan sonra da birlikte gelmeye devam ettiler. Sonra, ben İngiltere'ye gittim. O sırada, Cenk Jess'e, Ceren Alexis'e söyledi mi diye sormuş, tabii ilk başta ne olduğunu söylememiş. Jess tekrar sormuş, Cenk'de sevgili gibi değiliz, haftalardır görüşmüyoruz falan demiş. Ve benden ayrılmış"

Alexis farketmese de hafif hafif ağlamaya başlamıştı. Yanına oturup ona sarıldım, o da bana sarıldı.

"Peki şimdi ne olacak? Yani, aranızda 1 ev bile yok, hemen yan evde ve onu her gün görüyorsun."

"Bilmiyorum Beril, gerçekten bilmiyorum" ağlaması daha da şiddetlenince ona daha sıkı sarılmaya başladım.

O anda aklıma gelen fikirle yerimden sıçradım.

"Hey! Cenk in odası hemen alt taraf, yan balkonda, ve eğer onu balkona çıkarabilirsek...." dedim ve kaşlarımı kaldırarak ona baktım.

"Sende benim düşündüklerimi mi düşünüyorsun?"

"Evet!"

İkimiz de piskopat gibi sırıtırken "O zaman ben suyu doldurup geliyorum," dedim ve hızla merdivenlerden aşağı indim.

Dolaptan soğuk suyu çıkarıp bir sürahiye doldurdum.

Sürahiyi alıp mutfaktan çıktım.

Merdivenlere yönelirken Andrew'in içeri girdiğini gördüm.

"Nerdeydin?"

"Neden?"

"Merak ettim. Saat 1'e geliyor."

Mırıltılı bir ses çıkarıp hızla odasına çıktığında şaşkınca arkasından çıktım. Soğuktu. Fazla soğuk davranıyodu. Elimdeki sudan bile.

•••••••

"Herşey için teşekkür ederim Beril, Cenki sırılsıklam etmek iyi geldi," dedi Alexis hâla gülerken.

"Tekrar deneyebiliriz?"

"Her zaman"

Odamdan çıktı ve o sırada telefonum çalmaya başladı.

"Borabimm arıyor..."

Telefonu açtım ve kulağıma götürdüm.

"Burada saat 2. Gece 2."