Öncelikle, bölüm isimlerimi değiştirdim. Yani isim koydum çünkü zaten uzun süredir aklımda olan birşeydi. Ha bu arada, 5K ya ulaşmışız, herkese, çok çok teşekkür ederiim!! Umarım daha fazla büyürüz^^
Birde Zayn 1D grubundan ayrılmış, gerçekten üzüldüm ama yapacak birşey yok, bütün Directioner'lar adına çok Üzgün olduğumu belirtmek isterim. Little Things'i de Zayn hatrına multimedya'ya koydum :
Çok uzatmadan hikayeye geçiyorum :d
⭐⭐⭐⭐⭐⭐⭐
Andrew ve Hayley.
Hayley ve Andrew.
Birlikte oldukları sahneyi bir türlü unutamıyordum.
Onları öyle gördükten sonra, koşar adımlarla koridorda ilerlemeye başladım ve gördüğüm ilk boş sınıfa daldım. Ağlayamıyordum, sanırım dün akşam bütün duygularımı tüketmiştim. Ama, ağlamasam bile içim parçalanıyordu.
Duyduğum ayak sesleri kime ait bilmiyordum. Büyük ihtimalle Cenk'ti. Ya da Andrew. Bilmiyorum. Umrumda da değildi zaten.
Hıhı tabi hiç umrunda değil.
İç sesime içimden gözlerimi devirdim, o nasıl oluyorsa artık.
Tamam, bir yandan haklıydı.
Andrew'in gelmesini istemiyor değildim ama o gelmezdi. Gelmezdi biliyorum. Gelse de ben kabul edeceğimi sanmam. Oldu canım. Önce git elin kızlarıyla sürt, ondan sonra da peşimden gel. Hı hı tabi.
Ben tam böyle mal mal düşüncelere dalmışken sınıfın kapısı tıklandı.
"Kimse yok!" Diye bağırdım.
Tam o sırada kapı açıldı ve Cenk içeri girdi.
Ben demiştim Andrew gelmez diye.
Niye gelsin ki? Beril kimki zaten? Orda Hayley ile olan işlerini bitirmek varken neden gelmeyi tercih etsin?
Ve bu senin hiç umrunda değil.
"Beril..."
Cenk'in sesi beni kendime getirmeye yetmişti. Aslında onu neden hâlâ yanımda olduğunu merak ediyordum. Sonuçta onun sevgilisi -eski sevgilisi Alexis ama o hâlâ bana kur yapıyor.
Why?!
"Beril o masanın altından çık çabuk. "
"Çıkmıyorum."
"Mutsuz olduğunn farkındayım ama böyle depresyon havalarına girersen hiç içinden çıkamazsın. Hadi kalk oradan"
Çocuk haklı dağılın
Kes sesini.
Hm ok by
İç sesime yine gözlerimi devirerek kafamı masanın altından yukarıya doğru uzattım. Cenk derin bir iç çekti ve yanıma doğru gelip elini uzattı.
Elini tuttum ve bulunduğum yerden çıktım.
"Hadi gel sınıfa gidelim" dedi beni çekiştirirken. Elimi ondan kurtardım.
"Sınıfa falan gitmiyorum ben"
"Nedenmiş o?"
"Çünkü o da aynı sınıfta" derken bir anda ağlamaya başlamıştım.
"Beril? Iyi misin? Bak eğer istemiyorsan gitmeyiz sınıfa çok da tın sanki. Ağlama ama."
Ben bu çocuğu sevmeye başladım
Sana fikrini soran oldu mu? Hayır.
Hm ok by
Kes şunu
"Bilmiyorum Cenk bilmiyorum. Hiçbirşey bilmiyorum ve bu her geçen gün beni öldürüyor. Lanet olsun, neden hep ben?" Dedim ve kafamı Cenk'in omzuna gömdüm. Tamam, benim ona bu kadar yakın olmam da yanlıştı ama şu anda bu umrumda bile değildi.
Ağlamaya devam ederken Cenk beni omzumdan tutarak kaldırdı. Ona soran gözlerle baktım.
Cenk "İstersen bu gün okula gitme bence. Pek iyi gözükmüyorsun." Dedi. Hafifçe gülümsedim.
"Kısaca zomberil in hakkını veriyorsun desene şuna."
Gözlerini devirdi.
"Hey, kendine hakaret etme. Lanet olası bir güzelliğin
Var ve sen hâlâ kendine zombi diyorsun."Ne dedi o? Lanet olası bir güzelliğim mi var? Wat?
Burnumu çektikten sonra "Cenk, gerçekten moralimi düzeltmek zorunda değilsin." Dedim ağladığım için berbat bir şekilde boğuk çıkan sesimle.
"Hangi kız kendini güzel görür ki? "
Cevap: "Hayley"
"Kes şunu Beril. Sen onu kafana taktıkça o daha da sevinecek ve aynısını yapmaya devam edecek."
Çocuk yine haklı,
-,-
Peki, sustm
"Yine ve yine bilmiyorum Cenk."
Cenk elimi tuttu ve beni sınıftan çıkardı. Iyi ki teneffüsteydik, yoksa ben dayanamazdım. Her türlü yerin dibine girerdim yani.
"Bekle ben elimi yüzümü falan yıkayıp geleyim," dedim ve koşarak kızlar tuvaletine girdim. Aynadaki gözleri, burnu ve yanakları kızarmış zomberil'e baktım.
Yüzümü iyice yıkayıp tekrar kendime baktım. Kızarıklıklar az da olsa gitmişti. En azından göze çarpmıyordu.
Dışarı çıktığımda cenk beni duvara yaslanmış bekliyordu.
"Sınıfa gidelim. Güçsüz görünmek istemiyorum. " dedim.
Tek kaşını kaldırarak bana baktı.
Bu hareketi yapamayan tek ben miyim??
"Emin misin?"
"Evet. Ve Cenk..."
"Efendim?"
"Teşekkür ederim.
"Ne için? "
"Beni yalnız bırakmadığın için"
"O zaman ben de teşekkür ederim. "
"Ne için?"
"Seni yalnız bırakmama izin vermediğin için."
---------------------------------
Farkındayım, çok boş ve berbat bir bölüm oldu. Bir yandan iyi,bir yandan kötüydü. -bol bol Cenk ve Beril pua:d - Ama bunu telafi edeceğime emin olabilirsiniz. Yarın yeni bir bölüm daha yazmayı düşünüyorum.
Ayrıca hikayenin okunma sayıları cidden düşüşe geçmiş ve ben de hikayeyi mahvetmek istemediğimden, iyi ya da kötü eleştirilerinizi dikkate alacağıma emin olabilirsiniz. ^_^
Yeni bölüme kadar kendinize iyi bakın!! ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Ne Çeşitsin?
RandomTüm hakları yastığımın altındaki defterimin 16.sayfasının 6.satırının 2. cümlesinde saklıdır. © Beril, 18. yaş gününe tam 1 ay kala başka bir ülkeye gitmek zorunda kalınca, işler iyice değişir. ''Sen ne çeşitsin ya?'' diye sorduğumda sırıtması iyic...