Ne?
''Benim neden haberim yok?'' diye sordum telaşla.
''Beril,sakin ol. Sana söyleyecektik fakat.....'' derken diyecek söz bulamadı.
''Fakat ne?''
''Fakat......hemen telaş yapmanı istemedik.''dedi Emre.
''İstemedik derken? Kaç kişi biliyor bunu?''
Saçlarını karıştırdı.
''Ummm......3. Hayır,4. Yok 5. Tamam tamam,6. Ah pardon...7.'' dediğinde alayla güldüm.
''Sen ciddi misin?'' dedim.
''Evet... Ama önce-'' derken devamını duymadan montumu kaptım ve dışarı çıktım.
''Hey Beril! Bekle biraz!!'' diye bağırdı.
Arkamdan geldiğini ayak seslerinden anlamıştım.
Cevap verme gereği duymadan Okula gittim ve boş koridoru geçerek sınıfa ulaştım.
Bora'yı aradım fakat sınıfta yoktu.
Hızlı hızlı sınıftan çıkıp merdivenlerden indim ve tiyatro odasına gittim.
Emre'nin hala arkamdan ''Beril!!!! Bekle!'' dediğini duyuyordum.
Bora yoktu.
Daha sonra müzik sınıfına girdim.
Bora orada,oturmuş piyano çalıyordu.
''Bora!'' diye bağırarak yanına gittim .
Emre de arkamdan geldi ve ''Bekle!'' dedi.
Bora bana ''Ne oldu?'' diye sorarken Emre'de ''Hiçbirşey! Biz de tam gidiyorduk.'' dedi ve bana baktı.
''Hayır gitmiyorduk,'' dedim ve Bora'ya sinirli bir bakış attım.
''Burada neler oluyor?'' dedi Bora.
''Amerika'ya gideceğimi ne zaman öğrenecektim?'' dediğimde Bora gözlerini açtı ve önce bana,sonra Emre'ye baktı.
Emre ellerini havaya kaldırdı ve ''Kendisi istedi,''dedi.
''Bora,Emre'ye kızma. Neden bana söylemedin?'' diye sordum.
''Bu akşam öğrenecektin.....'' diye cevap verdi
''Benim fikrimi alan neden yok?
''Beril,sakin.'' deyince bağırmamak için kendimi zor tuttum.
''Benim karnemi ya da herneyse,sen alırsın.'' dedim ve sınıftan çıktım. Müdürün yanına gidip zarzor izin aldım ve eşyalarımı toplayıp Ada'nın evine doğru yürümeye başladım.Ada genelde karne günleri okula gelmediğinden evde olduğunu biliyordum.
------
''Keşke gitmeseydin...Yarından sonra birdaha hiç görüşemeyecek miyiz?'' dedi Ada ben kapıdan çıkarken. Enes'e yazdığım mektubu elime verdi ve bende onu diğer notlarımın arasına sıkıştırdım.
''Ben seni görüntülü ararım. Fatura anne ve babama ait nasıl olsa.'' deyip güldüm ve Ada'ya sarıldım.
O da bana sarıldı ve ''Yarın görüşürüz,Sakın gelmemezlik etme'' dedi ve gülümsedi.
''Görüşürüz,'' dedim ve merdivenlerden ağır ağır indim: En alt kata geldiğimde kapının kapanma sesi geldi.
Okuldan çıktıktan sonra,tüm gün Ada'nın yanında kalmıştım ve moralim acayip derecede düzelmişti. Yarın akşam Amerika'ya uçacaktım ve gülsem mi,ağlasam mı bilemiyordum. Bir yandan Enes'i ve diğer arkadaşlarımı bırakmak istemiyordum,bir yandan da eğitimim için bu Amerika olayı çok iyi bir fırsat olacaktı,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Ne Çeşitsin?
AléatoireTüm hakları yastığımın altındaki defterimin 16.sayfasının 6.satırının 2. cümlesinde saklıdır. © Beril, 18. yaş gününe tam 1 ay kala başka bir ülkeye gitmek zorunda kalınca, işler iyice değişir. ''Sen ne çeşitsin ya?'' diye sorduğumda sırıtması iyic...