Neredeyse altı ay kadar önce Tokyo'ya gelen ve hedefi olan Japon yakuzasının en büyük patronlarından birinin biletini kendi standartlarına göre kesmek için fırsat kollayan Kasap, yine her sabah olduğu gibi herifin korumaları arasında ilk katı genelev olarak kullanılan, ikinci katında ise suç şebekesinin operasyonlarının yönetildiği binaya girişini seyrederken düşünceleri adama yaklaşmak için sarfettiği çabalara gitti.
Uzak doğulu olmadığı ve yakuza teşkilatını infiltre etmeye çalışırsa bu işte başarılı olamayacağını bildiği için; ilk iş avını yanlız yakalayabilmenin olanaklarına bakmış. Bir ay kadar herifin her yaptığını takip ettikten sonra soysuzun sıçmaya bile yanlız gitmediğini öğrenince onu kendi başına kıstırmanın imkansız olduğunu anlayarak başka yollar aramaya başlamıştı.
İkinci olarak belki ailesinden birini kaçırarak onu tenha bir yere çekebilirim umuduyla, anası, babası var mı diye araştırmış. Öksüz olduğu ortaya çıkınca, evli barklı mı, çoluğu, çocuğu var mı diye bakmış. Oradan da birşey çıkmayınca belki bir sevgilisi veya değer verdiği bir insan vardır umuduyla iki, üç ay boyunca derinlemesine bir araştırma yapmış. O kulvardan da işine yarayacak kimse bulamayınca hayal kırıklığına uğrayarak bu suikastin plan ve programla yapılamayacağını anlayıp her gün herifin peşine düşmeye, bir fırsatını bulduğunda da harekete geçmeye karar vermişti.
Böylece bir yandan onu takip ederken farkedilmemeye, diğer yandan da eğer kaza bela bir süre yanlız kalırsa fırsatı kaçırmamak için ona yeterince yakın olmaya çalışmasıyla aradan üç ay daha geçti ve yine başarısız olduğu bu günün ardından Japon başkentinin varoşlarında kiraladığı ve adama doyasıya işkence ederek öldürebilmek için hazırladığı, etrafı duvarlı, bahçeli müstakil eve öfkeyle dönerek " Belki yarın." umuduyla yatağına girip herifi yapacağı eziyetleri fantazi ederken aklı bir önceki cinayetinin hayal kırıklığına gitti.
Geçen seferki kurbanı, ellisinde, yaşlanmayı kabullenemediği için göğüsleri silikonlu, yüzüne en az iki kere gerdirme yapılmış, burnu ameliyatla kaldırılmış, kaşları ve dudakları botokslu, hatta olduğundan bile büyük dursun diye kalçalarına yağ pompalanmış Monako'lu çok zengin dul bir karıydı ve her daim kendine onu memnun edebilecek yeni aygırlar bulmak derdinde olduğundan güney Amerika'lı maço taktiklerini kullanarak gözüne girmek pekte zor olmamıştı.
Santiago, Monako şehir prensliğinin süper lüks kumarhanesinde kadınla ilk karşılaşmalarını hatırladı.
Aşifte rulet masasında oturmuş, kaybetme korkusu hiç umurunda olmadan, yüzer euroluk markaları değişik numaraların üzerine dağıtıyor. Tekerleğin dönüşü sırasında yine yapma kipriklerini kırpıştırarak sağında, solunda tavlayabileceği hoşuna giden birileri var mı diye etrafına bakınıyor. Krupiyer kazanan numarayı anons ettiğinde de dikkatini yeniden kumar masasına veriyordu.
Yaptığı araştırmadan kadının sarışın, renkli gözlü erkeklerden hoşlandığını öğrendiği için saç rengini değiştiren ve yeşil kontakt lensler takan Kasap onu görünce bakışları üzerinde kilitlenen yosmaya gülmüş ve hemen yürüyüp yanındaki koltuğa kurulmuştu.
Böylece onunla konuşmayı denemeden, arada bir dirsekleri birbirlerininkine dokunarak ve aşiftenin aralıksız göz ucuyla onu süzmesiyle geçen sonraki yarım saat rulet oynamışlar. İkiside ellerindeki markaların hepsini kaybedince ayağa kalkmışlar ve kumarhanenin içindeki bankadan para çekmek için o yöne hareketlenmişlerdi ki; kasap " Biraz ara verip bir şeyler içmeye ne derdiniz?" diye sormuş. " Anlamadım?" cevabını alınca da lakırtıya devam etmişti.
" Size bir şampanya ısmarlamak lsterim diyordum."
Santiago kadının içine dünya kadar kimyasal injekte edilmiş botokslu dudaklarını zorlayarak gülümseyip " Ay ben yabancılarla içmeye pek sıcak bakmam." demesini ve onun da " Benim adım Albert." diye aşiftenin elini alarak göz temasını kesmeden üzerine bir öpücük kondurmasını hatırlayıp belleğinde aralarında geçen konuşmanın gerisini canlandırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞIN YAŞLI ADAMI ( TAMAMLANDI.)
AdventureRakkase adama bir öpücük atıp kenara indirdiği el çantasını aldı ve mafya liderinin gözlerinin üzerinde olduğunu bildiğinden kalçalarını sağa sola atarak banyo kapısına yürüdü. İçeri girdiğinde de kilidi kilitleyip çabucak bir duş aldı ve kendini ku...