48. DAĞIN YAŞLI ADAMI.

1 0 0
                                    



Neredeyse bir saattir Mahmood ibn Habib'in müstakil adasındaki evinin salonuna alınmayı bekleyen ve patronunun söyleyeceklerini işittiğinde öfkesinin kabaracağını bilen Şems içeri girer girmez yutkunarak " Rakkase bayağıdır aramasına rağmen Demirci'ye ulaşamıyormuş." diye rapor verdi.

" Yer yarılıp ta içine girmedi ya! Araştırmasını derinleştirip işe devam etsin."

" Japonya'da olduğuna inanmıyor ve burada boşuna zaman harcıyorum diyor."

" Haklı olabilir mi?"

" Mümkün. Ne de olsa peşine onu öldürmeleri için iki katil saldık. Kadın salak olmadığına göre bir üçüncüyü göndereceğimizi tahmin edip başka bir ülkeye geçmiş olabilir."

" Çıkış yapsa gümrükler ve hava alanlarındaki adamlarımız bize bunu bildirirlerdi. Hâlâ Japonya'da olsa gerek. Söyle Rachel'a ne yapıp edip onu bulsun."

" Efendim, özür dilerim ama; bende Rakkase gibi Aiko'nun memleketinde olduğuna inanmıyorum."

" Niye bu düşüncedesin?"

" Çünkü Rachel'den haberi alır almaz Japonya'daki bütün kaynaklarımız seferber ettim ve Demirci'nin ne ini, ne cini ortada."

" Sence o Kasab'ı öldürmeden Santiago onu yaralamış ve oda bu yüzden nalları dikmiş olabilir mi?"

" Zannetmem. Çünkü olay yerinde sadece bir kişinin kan örnekleri vardı."

" İyi de o zaman nereye kayboldu bu şıllık?"

" Benim aklıma bir fikir geliyor ama."

" Neymiş?"

" Bence Birleşik Arap Emirliklerine geliyor."

" Yok canım, daha neler."

" Benim düşüncem bu."

" Bence yanlışsın Şems. Burj al Khalifa'nın kapısından geçse bile çatı katına çıkamayacağının o da farkındadır. Şimdi olsa, olsa bulabildiği en ücra köşede saklanıyor ve bulunamaması için dua ediyordur."

" Ona yıllarca verdiğimiz bütün eğitimleri göze alırsak; ben bundan o kadar emin olmazdım efendim."

Sağ kolunun dedikleri yüzünden içine bir kurt düşen Dağın yaşlı adamı " Ya haklıysa." diye düşünerek tedbirli davranmaktan bir zarar çıkmayacağına karar verdi. " Sen en iyisi söyle adamlara davetsiz misafirlere karşı dikkatli olsunlar ve Demirci gökdelene gelme cüretini gösterirse sessiz sedasız onu gebertsinler. Şimdi çıkabilirsin."

Şems boğazını sıkmasa da tedirgin bir şekilde gömleğinin yakasıyla oynayarak " Daha diyeceklerim bitmedi efendim." dedi.

" Başka ne var?"

" Türk polisi Cellat'ı, Simyacı'nın evinin yakınlarındaki bir çadırın içinde ölü olarak bulmuş."

" Ne?!"

" Görünüşe göre avının evine dönmesini beklerken tedbirsiz davranmış ve kendini zehirli bir akrebe sokturarak nalları dikmiş."

" Ulan bu adam ne beceriksiz çıktı. Önce Demirci, Mühendis'i ve Bombacı'yı yüzüne gözüne bulaştırdı. Şimdi de daha Simyacı'nın canına bile kast edemeden eşek cennetini boyladı ha!"

" Ne yazık ki öyle.

" O zaman iyi ki ölmüş, yoksa ben kendi ellerimle ümüğünü sıkardım. Bu arada, Taha'dan ne haber?"

" Cellad'ın ölüm haberini aldıktan sonra evini gözlemesi için birini görevlendirdim. Adamın son raporuna göre daha Rusya'dan dönmemiş."

" Herhalde Bombacı suikastinin ardından bir tatil yapmaya karar verdi ve bir yerlerde kafa dinliyordur."

" Bu mümkün efendim."

Mahmood ibn Habib elini çenesine götürüp biraz düşündü ve " Japonya'da boş boş oturan Rakkase'yi, Türkiye'ye yönelt ve ona, Taha ortaya çıkana kadar beklemesini, ardından da onunla yakınlaşarak defterini dürmesini söyle. O iş tamama erdiğinde de evi gözleyen adama Rachel'i kurşunlamasını emret." dedi ve Demirci Dubai'ye gelir de, şans eseri de olsa çatı katına çıkmayı başarırsa orada olmak istemediğine karar vererek " Bir ara büroya uğra ve bilgisayarımı buraya getir. Bir süre burada çalışacağım." diye ekledi. 

DAĞIN YAŞLI ADAMI ( TAMAMLANDI.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin