2020.
Babam bana dedimin ismini koymuş. Taha. Beni hiç sevmezdi. Hatta nefret ederdi bile diyebilirim. Sebep mi? Çünkü anneme deliler gibi aşıkmış ve taptığı kadın doğum odasında beni dünyaya getirirken can verince, onu yitirmesinin sebebinin ben olduğuma karar vermiş ve beni hastaneden çıkardığı gibi babaannemin kucağına atmış. Beni de o dul kadıncağız büyüttü zaten. Büyüttü diyorum da, pekte sayılmaz. Çünkü zavallıcık ben on dört yaşında iken allahın rahmetine kavuştu ve beni dünyada bir başıma bıraktı. Şimdi, siz, pederin vardı ya, nasıl tek başına kaldın diyeceksiniz. Anlatayım. Babam beni ninemin yanına bıraktıktan sonra, altı ay kadar haftada bir uğramış, sonra haftada birler, ayda bire çıkmış. Yüzümü görmek bile ona acısını hatırlattığından üç yaşımdan sonra senede bir gelmeye başlamış ve iki yıl sonra hiç uğramaz olmuş. Zavalllı babaannem ne oldu bu çocuğa diye etrafa sorup soruştursa da; ne izi, nede kendi bulunabilmiş ve o nur yüzlü kadın, hayırsız dediği evladından umudunu kesip bütün gayretini beni yetiştirmeye vermiş.
Ama dediğim gibi, ne yazık ki talihsizin ömrü beni büyütmeye yetmedi ve can verdiğinin ikinci haftası yetimhaneyi boyladım. On sekiz yaşına gelinceye kadar orada yaşadıktan sonra devlet tam beni kapının önüne koymaya hazırlanıyordu ki; bana uzun boylu, ince bıyıklı, saçları jöleli, esmer tenli bir ziyaretçi geldi ve kimya ve fizik dallarındaki başarılarımı yakından takip ettiklerini, eğer arzu edersem Dubai'de yaşayan zengin bir insanın bana burs vererek orada okutmak istediğini söyledi.
Ertesi gün ne yapacağımı veya yarın geceyi nerede geçireceğimi bile bilmediğim için tabiki bu teklifi hemen kabul ettim ve aynı akşam yanıma gelen adamla bir uçağa atlayıp Dubai'nin yolunu tuttuk. Bir hafta kadar sonra da masraflarımı karşıyacak kişiyle Burj Khalifa gökdeleninin çatı katında görüştüm ve eğitimim başladı.
İlk yılımı başarıyla tamamladığımda derslerim silah kullanma, zehirler ve savunma sanatları üzerinde yoğunlaşmaya başladı ergenliğin verdiği coşku ve merakla, niye yanlız başıma eğitildiğimi veya bunlara neden ihtiyacım olacağını merak bile etmeden bana gösterilen herşeyi elimden gelen en iyi şekilde öğrenmeye başladım.
Böylece aradan iki sene daha geçtikten sonra eğitmenlerim bana sadece insanları birkaç saniye içinde veya haftalarca acı çektirerek öldürecek zehirler hakkında dersler vermeye başladılar ve bu konuda öğrenilecek herşeyi yalayıp yuttuğumda sponsorum beni yeniden yanına çağırtıp, Cennet ve Cehennem arasındaki farkı bilip bilmediğimi sordu. Ben, yaşayan hiç kimsenin buna cevap veremeyeceğini söyleyince de " Bundan bu kadar emin olma." diye elime bir hap tutuşturarak içmemi işaret etti.
Sonra olanlar o kadar korkunçtu ki anlatması bile zor. Oturduğum koltukta merakla ne olacağını beklerken, her nasıl olduysa bir anda kendimi içi, bedenlerinde sinek lavraları, böcekler ve yılanların dolaştığı onlarca ölü insanın bir köşeye yığılı olduğu ve iblislerin önlerindeki elleri, ayakları bağlı kadınlı, erkekli kurbanlarına eziyet ettikleri bir odada buldum.
Şahit olduğum bu vahşet üzerine kalbim korkuyla doldu ve kaçmak için elimden gelen bütün çabayı sarfetmeme rağmen; bana verilen hap yüzünden mi, yoksa içinde olduğum panikten mi bilmem, bacaklarım beni taşımayı reddettiklerinden ayağa dikilemediğim için orada öylece oturarak hayal meyal, belki bir saat, belkide bir hafta şeytanların yaptığı akıl almaz işkenceleri izledim. O korkunç yaratıklardan biri elindeki kancayla üzerime doğru hareketlenince de yüreğimdeki korku yüzünden şuurumu kaybederek kendimden geçtim.
Yeniden uyandığımda tekrar Burj Khalifa'nın çatı katındaydım ve karşımda oturan sponsorum gülümseyen gözlerle " Cehennemi tattın. Şimdi de cenneti görmek ister misin?" diye sorarak avucundaki hapı bana uzattı.
Tecrübe ettiklerimden sonra biraz tereddüt etsem de; merağıma yenik düşerek küçücük tableti alıp ağzıma attım ve kısa bir süre sonra vücudumdaki bütün kaslar gevşeyerek mutluluk içinde uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞIN YAŞLI ADAMI ( TAMAMLANDI.)
AdventureRakkase adama bir öpücük atıp kenara indirdiği el çantasını aldı ve mafya liderinin gözlerinin üzerinde olduğunu bildiğinden kalçalarını sağa sola atarak banyo kapısına yürüdü. İçeri girdiğinde de kilidi kilitleyip çabucak bir duş aldı ve kendini ku...