61- Kalmak İçin Bir Sebep

34K 3K 990
                                    

Ada

Sabahın soğuğunda okulun bahçesinde turluyor, Arda'nın gelmesini bekliyordum. Olan biten her şeyin ardından artık dersi sınıfta bekleyemiyordum. Beni istismar eden adam çoktan okuldan atılmıştı. Dava devam ediyordu ve abim, o adam hak ettiği cezayı alana kadar durmayacaktı. Ama sınıfta değil de bahçede beklememin diğer sebebi Arda'yı erkenden görebilmekti.

Yaşananları duyduğumda ben bile kısa süreli bir şoka girmiştim. Arda'nın annesine ne kadar düşkün olduğunu biliyordum. En çok güvendiği insanın ona en çok yalan söyleyen insan olduğunu öğrenmek ona iyi gelmemişti. Çok üzgündü.

Arda, okulun kapısından içeriye girdiğinde bakışları yerdeydi. Kafasını kaldırıp da bahçeyi incelemiyordu ki eskiden bunu devamlı yapardı. Bahçeye adım attığı anda başını kaldırıp etrafını incelerdi. Şimdilerde bu tarz şeyler umurunda değildi.

Ona doğru ilerleyip adımlarımı önünde durdurduğumda ancak göz göze gelmiştik. Gülümseyip konuştum. "Günaydın."

"Günaydın." diye mırıldanıp yürümeye devam ettiğinde birkaç adımda yeniden önüne geçmiştim. "Bahçede duralım mı? Daha dersin başlamasına çok var."

"Pek keyfim yok, Ada. Kusura bakma."

"Peki, sen bilirsin." dediğimde Arda, başka bir şey söylemeyip yürümeye devam etmişti. Peşine takılıp onunla beraber sınıfa girdiğimde şaşkınca bana bakıyordu. Herhalde onun peşinden sınıfa gelmemi beklemiyordu ancak onu yalnız bırakmak gibi bir planım yoktu.

Arda, çantasını sırasına bıraktığında ben de önündeki sıraya oturmuştum. Sınıfta kimse yoktu. Arda da kendi sırasına kurulduğunda yüzüne diktiğim bakışlarımı fark etmişti. Hafifçe gülümsedi.

"Böyle devamlı gözünün önünde tutmana gerek yok. Yalnız da kalabiliyorum."

"Olsun." diye mırıldandıktan sonra omuzlarımı silktim. "Canım sıkılıyordu, kaç saat seni bekledim okulda. Haberin var mı?"

"Kaç saat bekledin?"

"10 dakika." dediğimde Arda, gülecek gibi olmuştu. Anında konuşmaya devam ettim. "Ama hava soğuktu, her dakika saat gibi geçti."

"İçeride bekleseydin ya."

"O zaman seni göremeyebilirdim. Çünkü ne zaman pencereden-..." Dudaklarımı birbirine bastırıp sustuğumda Arda, tek kaşını kaldırıp sorarcasına yüzümü taramıştı. Cümlenin devamında 'ne zaman pencereden gelişini gözetlemeye çalışsam hep kafamı çevirdiğim anda geliyorsun' diyecektim. Ama bunu diyemezdim. En azından şimdi...

Abimle yaptığım konuşmanın ardından kendimle yüzleşme fırsatı bulmuştum. Evet, Arda'ya karşı hislerim vardı ve evet, çok uzun süredir vardı. Ama şimdi içimi farklı bir korku salmıştı. Yaşadığım kötü şeylerin tek yanı Arda ile yakınlaşmış olmamdı. Çok iyi dost olmuştuk, onunla konuşurken rahattım ve bunu mahvetmeyi asla istemezdim. Hazır mıydım değil miydim onu da bilmiyordum. Hazır olduğumu nasıl anlayacaktım?

"Niye sustun? Bir şey diyordun."

"Boş ver." dedikten sonra elimi rastgele salladım. Arda, boş vermeyip üstüme geleceği sırada sınıftan içeriye birkaç kişi girmişti. Gelenleri görünce gözlerimi devirmeden edememiştim. Bu geri zekalılar, Arda ile dalga geçen geri zekalılardı.

Abim onlarla konuştuğunu söylemişti ancak ne konuştuğunu asla anlatmamıştı. Yüzlerine bakılırsa dövmemişti. Tabii görünmeyen yerlerine vurduysa o başkaydı.

Çocuklar, oturduğumuz yerin başında dikildiğinde ellerini önlerinde bağlamışlardı. Ortadaki çocuk mahcup bir şekilde Arda'ya bakarken konuştu. "Arda, geçen gün olanlar için kusura bakma. Kendim adına özür diliyorum. Yaptığımız yanlıştı."

OYUNBOZAN | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin