Olivia Rodrigo - good 4 you
İyi okumalar...
İmge
"Bu çok saçma." dedikten sonra Adal'la olan nişan pastamızdan (!) bir çatal daha almıştım. Yaptıkları çok fazlaydı, ikisine de çok kızmıştım ama pastayı çok güzel seçmişlerdi ve çöpe gitmesine göz yumacak değildik.
Elçin ve Erdinç'in Adal ve beni nişanlamasının ardından ikimiz de şok içerisinde kalmıştık. Birbirimizin yüzüne sessizce bakıyor, bir şey söyleyecek gibi oluyor ancak durumun tuhaflığı yüzünden tek kelime dahi edemiyorduk. Böyle sessizce geçirdiğimiz birkaç dakikanın ardından Adal, pastanın boşa gitmemesi gerektiğini söylediğinde ancak masaya oturabilmiştik.
"Hayatımda birini istesem bunu kendim de yapabilirim."
"Aynen öyle." deyip çatalını uzattığında eline hafifçe vurup ona sertçe baktım. "Sınır ihlali yapıyorsun. Burası benim tarafım."
"Bu bizim nişan pastamız. Senin benim tarafım diye bir şey mi var?"
Bir süre gözlerine cidden bunları söyledi mi diye dik dik bakarken o, benim bunu yapmamdan yararlanıp benim tarafımdan alabileceği kadar pasta almıştı. İç geçirerek arkama yaslandım ve elimi karnımın üzerine koydum.
"Bunlar bu gidişle bizi evlendirir, ben sana söyleyeyim."
Adal'ın yutamadığı lokması boğazında kalırken kendisini toparlaması kısa sürmüştü. Önündeki sudan bir yudum alıp yüzüme korkarak baktı. "Ne evliliği ya? O kadar da ileri gidemezler. Yapmazlar... Değil mi?"
Sonlara doğru kendinden emin olan ses tonu kaybolmuştu. Bu ikisinin ne kadar deli olduğunu göz önüne aldığımızda emin olamamakta haklıydık. Daha en başından sınırı aşarak telefonlarımıza birbirimizin numarasını kaydetmişlerdi. Ardından bir bahaneyle ikimizi buraya çağırmışlar, nişanımızı kutlamak için pasta bile sipariş etmişlerdi. Olmayan nişanımızı...
Gerçi şu an mekandaki diğer insanlara rezil olmamak için nişanlı gibi davranıyorduk ama bu önemli değildi. Bizi buna mecbur eden onlardı.
"Bu kadarını yaptılar ama." deyip gömdüğümüz nişan pastasını işaret ettim. İtiraz edecek gibi olmuş, dudakları aralanmıştı. Ancak sonuç olarak hiçbir şey söyleyememişti. Yeniden konuştuğunda siniri ses tonundan belli oluyordu. "Hakikaten kafayı yemiş bunlar. İkimiz de aklı başında, yetişkin insanlarız. Hayatımıza alacağımız kişiyi onlar belirleyemez."
"Cidden çok ileriye gittiler." diyerek ona hak verdiğimde yine sessizliğe gömülmüştük. Şu an bunlarla uğraşacak zamanım dahi yoktu. Elçin beni tanıdığını, bunun bana iyi geleceğini söylüyordu ama o böyle yaparsa daha çok inada bineceğimi, olacağı varsa da olmaması için uğraşacağımı kestirememiş miydi?
Söylediği gibi, normal bir şekilde tanıştırsa belki zaman içerisinde o kadar da soğuk bakmazdım bu fikre. Ama artık bu da imkansız bir ihtimal olmuştu. Çünkü Elçin ve Erdinç, bizim yerimize karar alma gafletinde çoktan bulunmuşlardı.
"Birinin onlara bu yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu anlatması gerekiyor."
"Anlayacak gibi olsalar bu kadar ileriye gitmezlerdi zaten."
"Şeytan diyor ki onları kandırmak için birlikte olup birbirimizin hayatına edelim. Hani çok benziyoruz, birbirimize çok uygunuz ya... Onların inadına iğrenç bir ilişkimiz olsa ve birbirimizi kötü anlamda etkilesek deli gibi pişman olurlardı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNBOZAN | Texting
Historia CortaGelecekteki Kocam: Bak, her kimsin bilmiyorum ama son kez soracağım Gelecekteki Kocam: Numaran telefonumda 'Kalbimin Pili' diye kayıtlı Gelecekteki Kocam: Ama ben senin kim olduğunu bilmiyorum, bu numarayı da tanımıyorum Gelecekteki Kocam: Yani soru...