75🌈(14.06.2020)

162 46 1
                                    

75| O Gün

14.06.2020

Her pazar geldiği yerden içeri girdi Tan. Tedavi olmaya başladığından beri günlerinin çoğunu burada geçiriyordu. Psikologlarla konuşuyor, ilaç tedavisi alıyor bir süre gözetim altında kalıp muayene oluyordu. Hafta içi tüm bunlarla geçerken pazar günleri de grup seansı için geliyordu. Bunun ne işe yaradığı hakkında hiçbir fikri yoktu ama doktorlar uygun görüyorsa bir bildikleri vardır diye düşünüyordu.

Bir düzine sandalye ve sahne dedikleri yerden biraz yüksek bir zeminin olduğu odadan içeri girdi. Seansta tanıştığı insanlarla daha önce sohbet etmiş birkaç tanesiyle yakınlık kurmuştu. Bunlardan biri de Yakup'tu. İçeri girdiğinde herkesin gelmediğini fark etmişti. Zaman geçsin diyerekten Yakup'un yanına gitti. Telefonuyla ilgilenen çocuk Tan'ı görünce gülümseyerek selam verdi. "Erkencisin."

"Trafik yoktu." demekle yetindi Tan.

Yakup onaylayan mırıltılar çıkarırken oda dolmaya başlamıştı. "Gizem'i dün çekerken gördüm. Sibel hanıma söylemeli miyim?"

Tan Gizem'le yakın değildi ama dışarıdan bakınca hiç kullanacak tipte biri gibi görünmediğini düşünmüştü. Gerçi kendisi de öyle görünmüyordu ama işe bakın ki gayet de kullanmıştı. "Söyle bence. İlaç kullanmaya devam etmesi gerekiyor."

"İspiyoncu olmak istemiyorum aslında." diyerek saçlarını karıştırdı Yakup.

Tan göz devirdi. "Buraya bırakmak için geliyoruz. Eğer öyle bir niyeti yoksa tedavisini sonlandırabilir. Boş yere kimseyi yormasına gerek yok. Sen söylemezsen ben söylerim."

"Sakin ol ya... Söyleyeceğim bugün. Herkes geldi galiba, gidelim mi?" derken çantasından iki su şişesi çıkardı. Şişelerden birini açıp içmek üzereyken Tan'a dönüp "Su ister misin?" diye sordu.

Sabahtan beri hiç su içmediğini fark edince Tan onu başıyla onayladı. Yakup'tan aldığı şişeyi dudaklarına götürüp birkaç yudum su içtikten sonra teşekkür ederek diğerlerinin yanına gitti. Sandalyelerden birine yerleşip ortada oturan kadına baktı. Sibel hanım yine podyuma çıkar gibi giyinmişti, kadının zevkine gıcık oluyordu doğrusu.

"Evet, bugün kim sahneye çıkmak ister?" Sibel hanım tek tek herkese bakınca Tan umurunda olmadığı için yakasında asılı duran güneş gözlüğünü burnuna yerleştirdi. Kullandığı tedavi ilaçları uykusuzluk yaptığı için göz altları genelde mor oluyordu ve bu görüntüden hoşlanmıyordu. Bu sebeple dışarı çıkarken her daim gözlüğünü takıyordu. Kapalı alanda olması umurunda değildi.

En nihayetinde sahneye otuzlarında bir adam çıkmıştı. Diğerleri cesaretinden ötürü onu alkışlarken Tan sadece göz devirmişti.

"Sadece hayatımın karardığına inanıyordum. Tamam ya dedim, ben bittim artık. O her gün çaldığım kapıyı çalmak üzereydim. Sinirliydim, titriyordum ve her an birine saldırabilirdim. Ama yapmadım, yapamadım. Çünkü onu gördüm. İnanır mısınız bilmiyorum, onu gördüğüm an her şeyi unuttum. Saatlerdir titreyen ellerime baktım ardından. Hayır titremiyordu. Benim için o anı dondurmuştu. Diyorum ki, sizin için o kişiyi bulun ve bu arayıştan kurtulun. Her şey bu kadar."

Sahnedeki adam sözünü bitirdikten sonra gülümseyerek onu dinleyen insanları selamladı. Herkes alkışlıyordu. Tanhariç. Bu tür saçmalıklara inanmıyordu ve inanmayacaktı. Bu kadar kolay olamazdı, onu sadece görmüştü! Birini gördüğünüzde krizi durduramazdınız, bu imkansızdı. Anlamlandıramıyor ve doğru olduğunu düşünmüyordu.

Oturduğu sandalyenin hemen altına koyduğu siyah sırt çantasını alıp tek omzuna taktı. Geldiğinden beri indirmediği hırkasının kapüşonunu, biraz daha öne çekti. Burnundan aşağı doğru kaymakta olan siyah güneş gözlüğünü yukarı itti. Arkasından seslenen insanları duymazdan gelerek ilerledi. Süre dolmuştu istediği gibi gidebilirdi.

Bu lanet salondan bir an önce kurtulmak için her şeyi yapmaya hazırdı. Bordo renkte kapıyı itip dışarı çıktı.

İşte o an hiç beklemediği bir şey oldu. Yer deprem olurcasına sallanmaya başlamıştı, ya da sadece başı dönüyordu. Elleri hiç olmadığı kadar çok titriyordu. Hayır sadece elleri değil, tüm bedeni. Adım atmaya çalışırken bedeninin sarsılışından dolayı bunu başaramamış yere yığılmıştı. Herkes etrafına toplanmıştı. Gözleri kararmış görüş açısı bulanmıştı.

Bilincini kaybetmeden önce gördüğü son şey sırıtarak kendisini izleyen arkadaş olduğunu sandığı çocuk, Yakup'tu...

Bölüm Sonu

Aurora | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin