70🌈(04.03.2021)

172 47 0
                                    

70| Kanser

04.03.2021

"Tan! Oğlum gelsene! Kime diyorum, Tan!"

"Geldim anne!"

Evin içinde annesiyle bağırmadan konuşabilen var mıydı? Yoktur bence. Çarşaflarını değiştirdiğim yatağımın üzerine organımı örtüp ağır adımlarla merdivenlerden indim. Mutfak tezgahında bir şeylerle uğraşan annemin yanına gittim. "He canım?" 

"Annecim kek yaptım komşuya götürsene." diyerek tabağa çıkardığı kekleri elime tutuşturdu. 

"Hangi komşuya?"

"Şu yeni taşınanlar var ya, Fırat'ların bitişiği. Bugün Nazan'la -Doğu'nun annesi- konuştuk ayak üstü, evde kanserli çocuk varmış. Çok üzüldüm, tanışmaya da gidemedik hiç. Annem gönderdi dersin gelirsin tamam mı bebeğim?" Öğrendiğim yeni bilgilerin üzerinde durmadan başımı sallayıp kapıya yöneldim. 

Ayakkabılarımla uğraşmayıp bir çift terlik giyip evden çıktım. Annemin söylediği binanın önüne geldiğimde burasının Baray'ların evi olduğunu idrak etmiştim. Bir saniye, kanserli çocuk? Baray veya Atlas olamazdı değil mi? 

Tekrar etrafıma bakınıp mahalleyi kontrol ettim. Yanlış gelmemiştim. Annemin bahsettiği kaserli çocuk burada oturuyordu. Boğazım düğümlenirken zorlukla kapıyı çaldım. Birkaç adım sesinden sonra kapı Atlas tarafından açıldı. "Tan?" 

Kendimde konuşacak gücü bulamayıp öylece yüzüne baktım. Atlas kanser olabilir miydi? Ya da Baray? 

"Kim gelmiş abici- Tan? Hoş geldin." Baray'da kardeşinin yanına geçince bakışlarımı ikisinin arasında dolaştırdım. Hiçte hasta gibi değillerdi, annem yanlış anlamış olmalıydı. 

"Biri mi geldi?" İçeriden Arın'ın sesini duyduğumda kaşlarımı çatıp beklemeden eve girdim. Kardeşlerin arasından sıyrılıp Arın'a bakındım. Salonun kapısının önünde duruyordu, göz göze geldiğimizde benim gibi şaşırmıştı. "Tan?" 

"Arın?"

"Aha sıçtın." Baray'ın gülmesiyle dikkatim dağılmıştı. Hepsini tek tek inceleyip, sağlıklı olduklarına karar verdim. 

O zaman Arın'ın burada ne bok yediğini öğrenmeliydim. "Eve gidiyorum demiştin?" dedim.

Arın cevap vermek yerine parmaklarıyla oynamaya başlamıştı. Kesinlikle benden gizlediği bir şey vardı. Eve gidiyorum deyip buraya gelmesinin başka bir açıklaması olamazdı. Sinan mı bir şey  yapmıştı yoksa? "Otursak mı?" diyerek düşüncelerimi dağıttı Atlas. Başımı sallayıp elimdeki kek tabağını eline tutuşturdum. Hızlı adımlarla sevgilimin yanına gidip ikili koltuğa oturdum.

"Evet Arın?"

"Şimdi şöyle... Ben evi terk ettim." 

Ha? "Ne yaptın ne yaptın?" 

Bana dönüp bacağımın üzerindeki elimi tuttu. "Sevgilim, ben artık o eve geri dönemem, istemiyorum da zaten. Bir süreliğine burada kalacağım."

"Aslında artık ev arkadaşıyız." diyerek araya girdi Baray. 

"Kesin bir şey yok. Daha çok yeni. Kızdın mı?"

Birkaç saniye gözlerine baktıktan sonra doğruyu söylediğine emin oldum. Yine de kızmıştım. Başımı salladım. "Kızdım. Neden bana haber vermedin, söylemeyecek miydin?"

"Hayır söyleyecektim. Ama dediğim gibi çok yeni bir şey, kesinleşmeden söylemek istemedim."

"Neden bana gelmedin?"

"Sana yük olmak istemedim. Hem annende evde, sizi rahatsız etmeyeyim dedim. Baray'ın annesi köye taşınınca... Burada kalabilirim diye düşündük." 

Kaşlarımı mümkünmüş gibi daha çok çatıp elimin üzerindeki elinden kurtuldum. "O ne demek Arın! Ya sen bana yük olabilir misin hiç? Rahatsız falan olmazdık."

Dudak büzüp üstüme atladı. Kollarını boynuma dolayıp kulağıma fısıldadı. "Özür dilerim, çok özür dilerim."

Tabi ki ona bu saçma sebepten dolayı tavır almayacaktım. İlk tercihi ben olmadığım ve geç öğrendiğim için sinirlenmiştim. Aynı şekilde karşılık verip sarıldım. Başımı boynuna yaslayıp kokusunu soludum. "Önemli değil, benden bir daha bir şey saklama tamam mı?"

Başını sallayarak beni onayladı. "Sen neden gelmiştin?" dedi üzerimden kalkarken. 

Birkaç saniye düşündükten sonra geliş sebebimi hatırlayıp bizi izleyen kardeşlere döndüm. "Annem kek yolladı. Kanserli çocuk falan bir şeyler dedi ama anlamadım. Yanlış duymuş herhalde." 

Sözlerim bittiğinde herkes suspus olmuştu. Yanlış bir şey mi dedim diye düşündüm fakat kötü bir şey söylememiştim. Baray derin bir nefes alıp arkasındaki koltuğa yaslandı. "O ben oluyorum." 

"Ne?" Daha ben olayın şokunu atlatamadan salonun girişinden Alkım'ın tiz sesi duyuldu. Siktir bu çocuk nasıl eve girmişti? "Ne kanseri... Baray?"

Bölüm Sonu


Aurora | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin