Aurora | bxb

10🌈(17.02.2021)

🌈 bu bölüm yine okul gününün devamı kafanız karışmasınnn

10|O'

17.02.2021

Öğle arasına kadar her teneffüs okulda gezip sarışını aramıştık. İçimden bir ses rüyamda gördüğüm çocuğun aynı kişi olduğunu çığlık atarcasına söylerken geriliyordum. Hastane odasında bana çok yakın davranan oydu, neden kaçmıştı ki?

Alkımlarla okulu gezip sarışın olan herkesi durdurup tanımaya çalışıyorduk. Tabi beni görenler dehşet içinde yanıma gelip bana hortlak muamelesi yapmayı ihmal etmiyordu. Doğukan ve Doruk dışında birkaç kişinin ismini aklımda tutabilmiştim sadece.

Çokta götüm sanki.

Teneffüsün ortalarına doğru acıktığımız için kantine gelmiştik. Alkım bize yemek alırken Doruk ve Doğukan'ı tanımaya çalışıyordum. Telefonları bizim fotoğraflarımızla dolu olduğu için onlarla gerçekten çok yakın olduğuma emin olmuştum. Bu sebeple eskisi gibi olmamız için elimden geleni yapmaya hazırdım.

"Yavrum gözlerin dolmuş senin. Söyle ne oldu yine?" dedi ilgiyle Doruk.

"Yok bir şey." Burnunu çekerken bunu söylemesi ayrı bir ironiydi.

"Dokunsam ağlayacak gibisin nasıl yok bir şey?" dedim bende.

Ve ağlamaya başladı.

Doruk sıkıntıyla iç çekip kollarını Doğukan'ın beline doladı. Doğukan'da aynı şekilde omzuna başını yatırdı. "Az önce kantinden içeri Duru girdi."

"Ee?"

"Geçen hafta babası ölmüştü! Şu haline bakın nasıl üzgün duruyor."

Şok içinde baktığı yöne dönüp Duru denen kıza baktım. Kız gerçekten de üzgün duruyordu ama bunun için ağlanır mıydı abi? Acaba kendi babası mı vefat etti? Soramam ki öyle çat diye ya. "Duru'nun babası öldü diye mi ağlıyorsun?"

"EVET!"

Doğukan bağıra bağıra ağlarken Alkım yanımıza gelip tostlarımızı dağıttı. "Yine niye ağlıyor bu göt?"

Doruk ofladı. "Duru'nun babası öldü diye."

"Ay!" diye çığlık atıp masaya vurdu Alkım. Kantinin yarısı susup bize bakarken utançla yerime sindim. "Aptal bu çocuk yemin ederim ha. Sana ne lan milletin babasından? Kes zırlamayı Allah şahidim olsun bu ayakkabıyı enlemesine ağzına sokarım!" derken sol ayağını masanın üstünden Doğukan'a doğru sallamıştı.

Gerçekten yapardı.

"Bağırma bana lan orospu!"

"Sen kimin kankasına orospu diyorsun lan!" diye celallenerek ayağa kalktım. Alkım kafa sallayarak beni destekledi.

Doruk kollarını Doğukan'ın bedeninden çekip ayağa kalktı. "Hayırdır kardeşim bir sorun mu var?"

Alkım önüme atıldı. "Diklenme benim kankama komadan çıktı o!"

"Geri sokarız." diyerek Doruk'un yanına ilerledi Doğukan'da. Artık ağlamıyordu ne çabuk duygu değişimleri yaşıyor bu çocuk anasını satayım.

"Bende seni ananın amına geri sokayım ister misin?" Bağırarak masanın üstüne atladı Alkım.

Doruk Doğukan'ı arkasına alırken Alkım'a bakıyordu. "Lan bok kadarsın zaten vursam tüm kemiklerin götünden dökülür kes sesini"

Alkım hırsla kaşlarını çatıp beni önüne çekiştirdi. "Koru beni beyaz atlı prensim!"

"Hatırlatırım Tan en son ki kavga da hoşt deyip senin arkana kaçmıştı." Kahkaha atarak öne geldi Doğukan.

"Yapmamışımdır amına koyayım."

Alkım masanın üstünde diz çöküp kulağıma eğildi. "Yaptın aşkım sonra ben o çocuklardan birinin kulağını ısırıp seni korudum."

"Sikeyim sus."

"Tamam bey."

"Alkım sen gel şöyle bir abisi sikelim seni."

"Ay imdat adam sikiyorlar!"

Alkım'ın bağırışları kimsenin umurunda değilken tüm kantin bizi izliyordu. Doğukan kolundan tutup onu masadan indirdi. "Ya dur ayağım uyuştu... ah!"

Alkım eğilip bileğini tutarken susup ona baktık. "Bebeğim iyi misin?" dedi dolu gözlerle Doğukan. Diz çöküp Alkım'ın bileğine baktı.

"İyiyim kuzum az üstüne bassam geçer."

"Tımam."

"Bir zıpla kanka düzelir." dedi ciddiyetle Doruk.

"Vurdursak mı?" dedim.

"Ay! Araba mıyım ben ne vurdurması?" diye cırladı Alkım. "Doruk'a vurduruyorsak ben okeyim ama."

Doruk gülerek Alkım'ın saçlarını karıştırırken Doğukan korumacı tavırlarla Doruk'un önüne geçti. "Aa ne münasebet, kıçımın kenarları."

Daha sonra nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde kavgayı kesip sohbet ederek tostlarımızı yedik. Teneffüsün sonlarına doğru sınıfa çıkarken yine kavga etmiştik. Ve yine hiçbir şey olmamış gibi eski halimize dönmüştük.

"Ay çok yoruldum okulda sarışın ararken. Son iki ders uyusak mı?" dedi Alkım merdivenleri çıkarken.

"Uyuyamayız ders coğrafya." diyerek koridora çıktı Doruk.

"Lanet Meray!" dediler Doğukan ve Alkım aynı anda.

Sınıfa girmek üzereydik. "Siz girin ben bir işeyip geleyim." dedim.

"Bende geleyim mi bebeğim sınıfı bulabilir misin?"

"Bulurum lan, o kadarda mal değilim. Hadi geçin siz."

Diğerlerini gönderdikten sonra alt kattaki tuvalete gidip girdim. Kabinlerde işimi görürken tuvaletteki diğer öğrencilerin sesini duyuyordum. "Arın'ı gördün mü yine dayak yemiş."

"Hayır görmedim. Ne olmuş?"

"Üvey babası. Artık ne yapıp adamı delirtiyorsa... Sol gözü fena morarmış."

"Yazık lan. Ben acıyorum o çocuğa."

"Arın piçine mi?"

Kabinden çıkıp ellerimi yıkarken kulak misafiri olmaya devam ettim. Arın diye isim mi varmış amına koyayım?

"Evet abi. Çocuğun üvey babasından başka kimsesi yok. Ondan da dayak yiyor."

"Hak ediyordur orospu çocuğu. Asosyel piç. Uyuşturucu kuryeliği yaptığını bilmiyor muyuz sanki."

Bu yaşta dersinize çalışacağınıza ne işiniz var maddeyle anasını satayım. Of iyice annem gibi oldum. Alkım olsa 'Dinleme kuzum!' deyip kulaklarımı kapatırdı. İstemsizce güldüm.

"Yapıyorsa yapıyor. Hayat şartları kanka yarın bir gün senin de ne yapacağın belli olmaz."

Onları daha fazla dinlemeyerek tuvaletten çıktım. Sikerler elin çocuğundan bana ne. Arın mıdır Aran mıdır ne boksa artık, baksın başının çaresine.

Üst kata çıkıp sınıfımın kapısını çaldım. İçeriden gel sesini duyunca boğazımı temizleyip kapıyı açtım. Tuvalette fazla oyalanmıştım sanırım ders başlamıştı. Sınıftan içeri bir adım atınca hocayla göz göze geldim.

Erkek Meral mi olur lan.

"Evet?" dedi adam bana doğru gelerek.

Kaşlarımı çatıp sınıfa bakındığımda bizimkileri göremedim. Siktir yanlış sınıf gerçekten o kadarda malmışım. "Hocam ben galiba yanlış geldim kusura bakmayın."

Geriye doğru bir adım attığımda sınıfın en köşesindeki kahvenin en koyu tonlarındaki gözleri fark ettim. Hızla bakışlarını benden kaçırıp kapüşonunu önüne çekti.

Onu bulmuştum.

Bölüm Sonu