26🌈 (20.02.2021)

358 106 15
                                    

26|Karanlık Sokak

20.02.2021

Telefonumu gri eşofmanımın cebine atıp koşarak aşağıya indim. Resmen Arın benimle görüşmek istemişti! Bu kadar heyecanlı olmam normal miydi?

"Annecim koşmasana düşeceksin."

Arkamdan seslenen anneme bakmadan ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. "Anne Arın gelmiş hemen çıkmam gerek!"

"Arın kim oğlum?" Yanıma gelip elini beline attı.

"Eve gelince anlatırım."

Kapıdan çıkarken geç gelmememle ilgili bir şeyler diyordu ama cevap verme gereği duymamıştım. Sokağa çıktığımda Doğu'nun evinin önünde sigara içtiğini gördüm. Gülümseyerek yanına adımladım.

Üzerimde gri eşofmanım ve siyah bol sweatim vardı. Hava soğuk olduğu için çok kalın olmayan siyah montumu da üzerime almıştım.

Arın ise siyah dizleri yırtık dar bir kot ve benimki gibi bir sweat giymişti. Yanına geldiğimi görünce gülümseyerek sigarasını söndürdü. "Ne çabuk geldin."

"Üzerimi değiştirmedim bile." Gülümseyerek elimi tuttu. Havadan dolayı soğuyan elini avcumun içine alıp ısıttım.

"Seni bir yere götürmek istiyorum aslında. Uzun sürmeyecek, gidelim mi?"

"Olur. Nereye gideceğiz?"

"Gidince görürsün." Göz kırpıp yürümeye başladığında yanında adımladım. Elleri gerçekten çok soğumuştu, birlikte olan ellerimizi ayırmadan sweatimin geniş cebinden içeri soktum. Bu yaptığım bedenlerimizi biraz yakınlaştırmıştı. Arın hiçbir şey söylemeden başını omzuma yaslayarak yürümeye devam ettiğinde kalbim deli gibi atıyordu.

"Hafızanı kaybettiğini öğrendiğimden beri plan yapıyorum aslında." diyerek sessizliği bozdu.

"Ne planı?"

"Yeni anılar biriktirmemiz için. Ve tabii hafızanın geri gelmesini istediğini bildiğim için belki bir şeyler hatırlamana yardım edebilirim diye düşündüm."

"Aslında şimdiye kadar hep seninle ilgili şeyler hatırladım. Başlarda rüya sanıyordum ama uyumadığım halde gözümün önüne geliyorlardı."

"Ne hatırladın mesela?"

Seviştiğimizi. "Yeni yıl gecesini." Cebimden anahtarlığı çıkartıp önünde salladım. Ellerimizi ayırmamak için sol eliyle tutup zincire bağlı metal kapağa baktı.

Parlayan gözlerini bana çevirdiğinde burun burunaydık. İstemsizce nefesimi tuttum. "Saklamışsın. İnanamıyorum Tan çok tatlısın. Ben çoktan attığını düşünmüştüm."

"Atmamışım. Sanırım tahmin ettiğimden daha çok seviyormuşum seni."

Adımlarını durdurup dolu gözlerle bana baktı. Bir şey dememe kalmadan elleri yüzümü kavrayıp dudakları dudaklarımla buluştu.

Birkaç saniye süren masum öpüşmemiz sonlandığında gülümsüyordum. Neredeyse ağlamak üzereydi Arın. Kollarını belime sarıp başını göğsüme yasladı. Beklemeden bende onu sarmaladım. "Tan..."

"Efendim canım?"

"Tan ben seni çok üzdüm, çok canını yaktım. Ama yemin ederim seni çok seviyorum. Her zaman sevdim. Hiç istemedim böyle olmasını. Özür dilerim..."

"Şişşşt, önemli değil. Artık beraberiz, eski şeyleri düşünerek üzülmemeliyiz değil mi?"

Burnunu çekip kafasını kaldırdı. Dudağımın kenarına küçük bir öpücük bıraktı. Tekrar elimi tutup yürümeye başladı. Yanında zıplayarak mutluluk çığlıkları atmamak için kendimi tutuyordum.

"Geldik."

İçinde bulunduğumuz dar, karanlık sokağa bakındım. Sokağın yarısına ışık yayan sokak lambasının aydınlattığı kadarıyla çöplük gibi görünen bir yerde olduğumuzu anladım.

Burada ne işimiz olduğunu sorgulayan bakışlarla ona döndüğümde gülümseyerek etrafa bakınıyordu.

Ve o sırada komadan uyandığımda duyduğum sesler tekrar zihnimde yankılandı.

"Tüm anılarım karanlık. Işık bulamıyorum. Güneş yok, gülüşler yok. Sadece karanlık. Benim hiç mutlu olduğum bir anım olmamış ki, ışığım olmamış. Güneşi görememişim."

"Burası çok karanlık, ama ben ışığım. Sen karanlıktan korkma diye ben yanında olacağım."

Bölüm Sonu


Aurora | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin