59🌈(28.02.2021)

194 44 2
                                    

59| Rengai

28.02.2021

-Alkım-

Kendimi bok gibi hissediyorum. Hatta daha beter. İçimdeki his o kadar yoğun ve ağır ki, taşıyamıyorum. Bahsettiğim hissin adını bilmiyorum. Pişmanlık, sorumsuzluk, öfke, üzüntü, sinir... Bunların hepsinin bir araya geldiğini düşünün. Ve içimde bir yere yerleşip beni boğduğunu.

Boğuluyorum.

Teneffüsten sonra Baray'ın iki gün uzaklaştırma aldığını öğrendim. Konuşmak için okulun her yerine baktım ama kaçırmıştım. Çoktan evine gitmişti. 

Gerçi görsem ne diyecektim ki? Özür mü dileyecektim, neye yarayacaktı. Zamanı geri alamazdım. Yaptığımı telafi edemezdim. Gözündeki Alkım'ı değiştiremezdim, en çokta canımı bu yakıyordu. Sandığı kişi değildim. İçimde bastırdığım çok fazla duygu vardı ve benim tek maskem her durumla dalga geçebiliyor olmamdı.

"O kadar şımarıksın ki herkes seni sevsin senin peşinde koşsun istiyorsun. Duydun mu şımarıksın!" Şımarık olduğumu düşünüyordu ama ben hiç şımartılmamıştım ki...

Beni şımartacak bir ailem bile olmamıştı. Ben sadece benimle dalga geçtiğini düşünmüştüm. Ciddi olmadığını, eğlencesine öyle konuştuğunu.

Öpücüğe gelirsek... Beni neden öptüğünü bilmiyorum. Belki o an canı istemiştir? Sonrasında ona kızmıştım. Ve ciddi olmadığını düşündüğüm için bende hep dalgasına ona takılmıştım. Takılmaktan kastım, bahsettiği küfürlerim ve hakaretlerimdi. 

Kızmamın sebebi beni umutlandırıyor olmasıydı. Ben duygularla hareket eden biriyim ve o öpücük... güzeldi. Kalbimi hızlandırmıştı, ritmimi bozmuştu. Bana durduk yere böyle hissettirmeye umut vermeye hakkı yoktu. Tabi kızardım.

"Mutlu musun şimdi? Beni sattığın için mutlu musun?"  Nasıl hissettiğini tahmin edebiliyordum aslında. Bana da ibne denmişti, hem de en yakın arkadaşlarımdan biri tarafından. Çok kötü hissettiriyordu ve içimden gelen tek şey ona sarılmaktı. Onun böyle hissetmesi tamamen benim hatamdı. Üstesinden gelmesini de sadece ben sağlayabilirdim. Ama nasıl?

Çantamı odama bırakıp tekrar aşağı indim. Ayakkabı giymekle uğraşmayıp abimin çöp atarken giydiği terliklerden birini giydim. Herif 44 numara giyiyordu anasını satayım. 39 numara ayaklarım terliğin içinde kaybolmuştu. Neyse çokta önemli değil.

Evden çıkıp yan binadaki Baray'ın evinin kapısına gittim. Çalamadan birkaç saniye durup düşüncelerimi toparladım. 

Hazır hissettiğimde zili çaldım. Kapıyı açan Baray'dı. Beni görünce asık yüzü daha asıldı. Sıkıntıyla iç çekip gülümsemeye çalıştım. "Selam."

"Ne oldu Alkım?"

Evet, ne oldu Alkım? Ne diyecektin? "Şey oldu, şey ben seni görmek istedim. Uzaklaştırma almışsın?"

"Müdüre sert yaptım biraz. Önemli değil."

"Konuşalım mı?"

Nefesini bırakırken kapıyı geçmem için araladı. Bu da iyi sayılırdı ama değil mi? Gülümseyerek içeri girdim. Nereye geçeceğimi bilemeyince ona döndüm. Merdivenlerden yukarı ilerleyince bende peşine takıldım. Odasından içeri girip sandalyesine kuruldu. Bende karşısındaki yatağın ucuna geçtim.

Ellerimi önümde kavuşturup etrafa bakındım. Yüzlerce manga ve çizgi roman posterlerini görmezsek gayet normal bir genç odasıydı. Gergince sırıtmaya devam ediyorken Baray'ın somurtkan yüzünü görünce tüm gülümsemem yok oldu.

Aurora | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin