3.Bölüm

1.2K 124 22
                                    

Buraya getirildiğimden beri iki gün geçmişti. Bu iki gün içerisinde beni yıkamış, süslemiş ve Şapkalının yatağına uygun hale getirmişlerdi. Yine de o gelmemişti.

Bundan şikayetçi olduğumdan değildi.

Sonuçta kimse bir başkasının sex oyuncağı olmak istemezdi.

Ama eğer o yanıma gelmezse görevimi nasıl yapacaktım ki?

Kısa eteğimin altından cömertçe kendini gösteren bacaklarımı sallarken camdan arenayı izlemeye devam ettim. Bugün oyunların ilk günüydü.

Yapacakları ilk şey uzun bir mesafede koşmaktı. Tabiki de her şey bu kadar basit değildi.

Arkalarından kaplanları açacaklarını duymuştum. Doğal olarak kim daha hızlı koşuyorsa o hayatta kalacaktı.

İçimde olduğundan haberim olmadığı sadist bir taraf bunu izlemek için saniye sayarken mantığım bana iğrenerek bakıyordu. İnsanlık dışı bir oyunu onaylamam beni bu oyunun yaratıcısından daha da canavar yapıyordu belki de. Kim bilir?

"Yeni oyuncağım uslu uslu beni bekliyor. Keyfim yerine geldi."

Kulağımın hemen dibinden söylenen sözler bedenimin titremesine neden olurken kulak mememe değen dolgun ve hafif nemli dudaklar yanaklarımı kızartmıştı.

Yakın temasa alışık değildim bu yüzden çabuk heyecanlanabiliyordum.

Özellikle de bu teması yapan kişi bir tanrıça kadar güzelse.

"Beni unuttun sandım." Dedim dudaklarımı büzerek.

Bu, oynayacağım karakterin özelliklerinden biriydi.

Çocuksu ve şımarık.

Şapkalı tek elini eteğimin altına sokup baldırlarımı okşamaya başladı. Diğer eliyle beni kucağına almıştı.

"Seni üzdüm sanırım. Telafi etmeme izin ver."

Dolgun dudaklarının arasından çıkan sözler bıçak misali tenimin üzerinde gezindi. Tehlikeli sularda yüzüyordum ama başka çarem yoktu. Onu etkilemek istiyorsam kartlarımı doğru oynamalıydım.

Kendimi eline doğru bastırırken kafamı geriye attım ve boynumu olabildiğince açtım. Vampirini bekleyen kurban gibiydim.

"Neden beni kendinin yapmıyorsun?" diye fısıldadım ona ateşli bir bakış atarken.

Gözleri hafifçe kararırken elini zaten ip ince olan iç çamaşırımdan içeri sokarak bana dokunmaya başladı.

"İzle." Diye emretti diğer eliyle boynumu sertçe kavrayıp beni cama yapıştırırken.

Pozisyonum çok rahatsız edici olsa da sesimi çıkarmadım ve arenayı izlemeye devam ettim.

Oyuncuların hepsi yerini alınca bir duyuru anons edildi.

"Herkesin dikkatine. Kaplanlar 20 saniye içerisinde açılacaktır. Bütün oyuncuların yerini alması önemle rica olunur."

Bedenimdeki bütün tüylerin diken diken olduğunu hissederken aniden içime giren parmakla birlikte hafifçe olduğum yerde sıçradım. Boğazımdaki eller anında sıkılaşarak nefesimi kesmeye başladı.

"Yerinde dur."

Oksijensizlik yüzünden gözümden yaşlar geliyordu. Ona kızgın olup bağırmak istedim ama inkar edemeyeceğim bir şekilde tahrik olmuştum. Bana sert davranması beni azdırıyordu.

Bu yüzden uyarısını hiçe sayarak kalçamı oynattım ve parmağının daha da derinime girmesini sağladım.

Boğazımdan tuttuğu gibi beni önümüzdeki pencereye çarptı. Cam normal bir cam olsaydı kırılacağından emindim zira kafam aşırı derecede acımıştı ve sanırım biraz da kanamıştı.

Şapkalı (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin