12.Bölüm

489 82 15
                                    

Ameliyatımdan önceki son bölümüm <3 bu Perşembe benim için oldukça önemli olan bir göz ameliyatına gireceğim ve ne yazık ki bu geçireceğim tek operasyon olmayacak. İki gözüm de inanılmaz hasarlı ve birden fazla operasyon gerektiriyor.

13. ve 14. Bölümleri yazdım ama editlenmesi gerekiyor, çok hata var. Onların geleceği tarih iyileşme sürecime bağlı ama ağustos içinde kesin olarak gelecek. Bu yaz bitmeden bu sezon bitecek arkadaşlar.

Bana şans dileyin!

İyi okumalar.

Sabaha kadar uyumadan duvarları izlemiştim.

Sabaha kadar uyumadan beni izlemişti.

Neden baktığını biliyordum. Beni hafızasına kazımak istiyordu. Belki de birbirimizi bir daha asla göremeyecektik ki bu, olabilecek en iyi sonuçtu.

Düşman olarak karşılaşabilme ihtimalimiz vardı. Görevi tam olarak tamamlayamadığım için beni öldürme ya da hapsetme ihtimalleri vardı, onu öldürme ihtimalleri vardı...

Geleceğe baktığım her an dipsiz bir uçurum görüyordum sanki. Benim için bir ışık yoktu ve utanmazca onun ışıklarını da söndürmüştüm. İkimiz arasındaki canavarın kim olduğu açıkça ortadaydı.

Her geçen saniye kendime olan nefretimi daha da körüklerken gözüm saate takıldı.

04.17

Gitme vaktim gelmişti.

Beynim bunu biliyordu, mantığım çığlıklar atıyordu ama vücudum uymak istemiyordu. Bunca yıllık hayatımda ilk kez bedenim bana karşı çıkıyordu.

Pişman olacaksın. Der gibi.

Yine de sahip olduğum irade gücünü son damlasına kadar kullandım ve bir şekilde oturduğum yerden kalktım. Kalktığımı görünce o da hareketlenmişti.

Usulca cebinden telefonunu çıkarıp bir numara tuşladı. Saniyesinde cevap vermişti karşı taraf.

"Derin ailesini görmeye gidecek, geçmesine izin verin."

Karşı tarafı dinlemeden telefonu kapattı.

Onu iyi tanımayan biri şapkalının şu an sinirli ya da gergin olduğunu düşünebilirdi. Ondan korkar, daha da öfkelendirmek istemezlerdi. Onu biraz olsun tanıyan kişiler şapkalının normalden daha dalgın ve sessiz olduğunu görecek ve bunu muhtemelen arada bir geçirdiği ataklara bağlayacaklardı.

Onu iyi tanıyan biri ise ki bu kategoriye giren insan sayısı bir elin parmağından daha azdı, şapkalının ne kadar büyük bir acı içinde bulunduğunu rahatça söyleyebilirdi.

Ressamların elinden çıkmışçasına biçimli olan kaşları hafif çatıktı, binlerce kez öpülesi dudakları düz bir çiz halindeydi ama daha dikkatli bakarsanız uçlarının hafifçe aşağıya doğru kıvrıldığını görebilirdiniz. Gözleri... Gözleri duyduğu kederi belli eden tek şeydi.

Derin dipsiz kuyular gibi sessiz ve ölü. Orada normalde olan deli ışıltı yoktu. Şapkalının çekiciliği delilik ve dahilik arasında onu sürükleyen o ateşten geliyordu ve ben o ateşi söndürmüştüm.

O an nefes alamadığımı hissettim. Onu mahvetmiştim, bunu ne hakla yapardım? Ben nasıl bir insana dönüşmüştüm böyle?

En kötüsü ise her şeye rağmen içimde bir yerlerde hayatında iz bıraktığım için mutlu olmamdı. Onu üzdüğüm için değil, hayır hayır. Kötü ya da iyi bir şekilde onu geri dönülemez bir biçimde etkilediğim içindi bu haz.

Bencil olduğumu kabullenmiştim ama bu kabullendiğim sınırı aşıyordu.

"Hızlı olsan iyi olur. Zahard bir saate kim olduğunu öğrenip peşine düşer."

Şapkalı (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin