15.Bölüm

519 75 14
                                    

Beklenen sezon finali geldi. İtiraf etmem gerekirse bu bölüm biraz kısa oldu çünkü bir sonraki sezonla ilgili spoiler vermek istemedim. Ehem. Bunu telafi etmek için duruşma kaydından kesitleri bir tık daha uzun yazacağım.

Bölüm sonundaki notu okumanızı öneririm yeni sezonla alakalı ufak bilgiler vereceğim çünkü.

İyi okumalar!

Kendimi bildim bileli sonumun böyle olacağını biliyordum. İçime doğmuştu sanki. İblis beni kanatları altına aldığında bile yaşayacağımdan ümitli değildim. Her zaman şaka yollu 30 yaşımı görmeyeceğimi söylerdim.

Şaka değil, gerçek olmuştu.

Birkaç gün içerisinde duruşmaya çıkacağımı biliyordum. Gardiyanların konuşmalarına bakılırsa benim mahkemem İblis'inkinden önceydi. Bunun nedeninin İblis'in canını yakmak istemeleri olduğunu biliyordum. Beni onun gözünün önünde infaz edeceklerdi.

Kurtulma umudum yoktu. Ahmet, İblis'in benden önce sırtını dayayıp her şeyiyle güvendiği bir adamdı. İblis'in tüm sırları ondaydı. Bu da, Mahzen'in her şeyi bildiğini gösteriyordu.

Üstelik uzun zamandır hazırlandığı belliydi. Buradan kaçış yoktu.

Ama gitmeden önce o iki orospu çocuğunu da yanımda götürecektim. Ne cüretle babama ihanet ederlerdi. İblis bir melek değildi ama en azından motivasyonlarının altında yatan sebep insanoğlunun iyiliğiydi.

Güç sevdalığı değil.

Gücü seviyor ve istiyordu ama ona tapmıyordu.

Bu kokuşmuş örgütten çıkabilecek en iyi lider oydu.

Dişlerimi gıcırdatmamak için kendimi zor tutarken tavanı izlemeye devam ettim. Aklımda bir plan vardı. Haftalardır buradaydım ve beni meşgul edebilecek hiçbir şey yoktu. Plan kurmamış olmam absürt olurdu.

72 gün oldukça uzun bir süreydi.

Mükemmel olmamakla birlikte başarı şansı %40'lardan büyük olan birden fazla plan vardı zihnimde. Hangisini seçeceğim belliydi. Öncelikli hedefim Mahzen'di. Ahmet'in her şekilde sağ kalmayacağını biliyordum.

İblis'in sevmeyeni çoktu ama seveni de çoktu. Onun varoşlardan kurtarıp yeni bir hayat verdiği tek yetim ben değildim. Teknoloji departmanından sanatçılara, bilim adamlarından önemli insanların hayat arkadaşlarına kadar hatırı sayılır mevkilerde çok adamı vardı.

Ahmet'in ihanetini duydukları zaman intikam alacaklarına şüphem yoktu. Üstelik Ahmet, Mahzen gibi güçlü değildi. Ne onun kadar parası ne de onun kadar adamı vardı. Bu zamana kadar hayatta kalmasının ve mevkisini koruyabilmesinin tek sebebi İblis'in ona yardım etmesiydi.

Ahmet'in sonunu düşünmek keyfimi yerine getirse de Mahzen işi bozuyordu.

Elim kolum bağlıydı.

Başarı şansı en yüksek planımın bile oranları %50'yi geçemiyordu.

Bana içeriden bir adam lazımdı.

Sahir, Sena ve Sezgin'den başka bir adam.

Onların izlendiğine emindim.

"Şu haline bak. İblis'in sürtüğü sonunda hak ettiği yerde."

Bugün ilk kez gördüğüm gardiyanın aniden sarf ettiği sözler beni öfkelendirmedi. Bunun yerine aklıma dahiyane bir fikir getirdi.

Bu adamın bakışlarında küçümsemenin yanında yeterince iyi gizleyemediği bir şehvet vardı.

Midem iğrenti ile kasılsa da bunu beden dilime yansıtmadım. Bu adam benim çıkış biletim olabilirdi.

Şapkalı (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin