Multimedya Sonunda Gediz
Korkun seni mahkum eder. Umudun seni özgür kılar.
🎵🎵 Gracie abrams Stay
🐟🐟
"İyiki doğdun Arya" oha ben doğum günümü unutmuş olamam değil mi? Tamam abartmayayım tabi ki doğum günümü unutmadım sadece az önce olan olaydan sonra aklım şaşmıştı. Beyza pastayı tutmuş bana gülümsüyordu. Yanında ise Melek, Cemre, Tuğçe ve Fadile vardı. Benim çok fazla kalabalık sevmediğimi bildikleri için kimseyi çağırmamışlardı anlaşılan. Şimdi diyeceksiniz neden? Niçin? Çünkü bence doğum günü, bekarlığa veda gibi özel olaylarda insanlar sadece öylesine geliyorlar. Yarın öbür gün bizim de işimiz düşer hesabı... Bense daha çok samimi olduklarımla beraber samimi konuşabileceğim ortamları seviyordum. Böylelikle kimse kimseye yağ çekmezdi veya sırf hediye aldı diye hediye almaktansa içinden geldiği için hediye alırdı. Haklı mıyım? Haklıyım.
Yani kısacası ben asosyalim. Tamam mı? Oldu mu?
"Ya kızlar ne gerek vardı" deyip pastayı üfledim. Pastam beyaz papatyalarla kaplı ve çok güzeldi.
Demek isterdim ama sıradan pastane pastasıydı işte.
Beğenmediğimi düşünmeyin sakın. Ben en yakın arkadaşlarımın yaptığı, aldığı her şeyi beğenirim. Sonuçta boşuna en yakın arkadaş demiyorum değil mi? Dersimiz Felsefeydi ve muhtemelen hoca yine gelmeyecekti. 12. Sınıf olduğumuz için 'çocuklar siz çalışın' deyip bizi bırakıyordu. Halbuki kendisi dinleniyordu. Aman neyse banane. Herkes de bunu bildiği için ya geç geliyorlardı ya da kütüphanede çalışıyordu. Zaten son zamanlar olduğu için sınıfta sadece 10 kişi oluyordu genelde. Ben de ders çalışmak için gelmiştim ama bu ders çalışmaktan kat kat iyiydi. Modum yükselmişti resmen. Sabahki olayı da unutup yoluma devam ettim.
Cemre pastayı kesip herkese birer dilim verdi.
"Bugün de gelmeyeceksin diye ödüm koptu" dedi Beyza. Ona bakıp gülümsedim.
"Melek beni tehdit edince anladım zaten" dediğimde Cemre ve Beyza Melek'e pis bakışlar atmaya başladı. Melek omzunu silkti.
"Zaten ne yapsak anlayacaktı" haklı. Asla üçü de saklayamıyorlardı. Her zaman anlıyordum. Zaten anlaşılmayacak bir şey değil yani.
Pastalarımızı yedikten sonra sıra hediyelere geldi. Ay ne gerek vardı falan filan... Ne aldınız kız bana? Cemre siyah ve bol bir sweatshirt almıştı. Melek beyaz bir tişört almıştı ve üstünde de 'ım not shy just i dont like you' yazıyordu. Vay tam benlik. Beyza da siyah deri bir çanta almıştı. Üçünün de hediyeleri çok güzeldi. Beğendim valla. Aferin kız beni tanıyorsunuz. Hepsine tek tek teşekkür ettikten sonra Beyza kendi sınıfına gitti. Sayısal olmuştu, dersleri daha ağırdı ve daha çok çalışması gerekiyordu. Tuğçe ile Fadile de sınıfta oturmuşları. Ne bekliyordunuz ki? Bu kadar işte. Havai fişek falan mı çıkacaktı bir yerden. Peh. Biz de dışarı çıktık. Biraz temiz havayı içime çekmek istiyordum. Neler yaşadığımı düşünmek istiyordum. Gediz'i düşünüyordum. Sınıfının camına baktım. Canım benim ya. Tek başına sonlarda oturmuş ders dinliyordu. Cemre de benim baktığım yere bakınca toparlandım ve kızlara baktım.
"Kızlar sizce 5 sene sonra biz nerede olacağız?" dediğinde Melek'e baktım. Harbiden biz nerede olacaktık? Allah bilir. Tabi o zamana kadar ölmezsem.
"Sen kesin evli olurdun" Melek pis pis baktı. Cemre de gülümsemişti.
"Evli mi" dedi yanlış bir şey söylemişim gibi.
"Yalan mı" dediğimde kaşlarını çattı.
"Sadece evli mi yani. Siz permütasyon kombinasyonla uğraşın. Ben 5 sene sonra evli mutlu çocuklu kombinasyonu yapacağım kızım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BALIK VE DENIZ
ChickLitÇok pardon. Yanlış yere geldiniz. Burada ezik ama kıskanç, makyaj yapmadan da güzel olan, 170 boy ve üstü, zayıf bir başrol ve kaslı, playboy ama ezik kıza gelince hem kaba insan hem de kıza farklı duygular besleyen bir başrol yok. Siz de sıkılmadın...