13. Yalan

10 4 0
                                    

Beklemek en korkunç halidir yaşamın...
Leyla ile Mecnun

🎵🎵Sena Şener Mahmut Orhan Feel

🐟🐟

Dersler bitmiş ve son dersin zili de çalmıştı. Bugün de geçmek bilmedi bir türlü. Melek'le vedalaşıp Cemre'nin koluna girdim. Ne olacaktı merak ediyordum. Bana biraz bencil diyebilirsiniz ama gerçekten heyecanlıydım. Titriyordum resmen. Dua etmeyi de unutmadım tabi. Yemdim sonuçta. Ama bir Arya Arzel yem olur mu? Asla. Nasıl mı? İzleyin. Yani okuyun diyecektim.

Aktan'a mesaj attım.

En az 2 metre geride dur fark etmesin.

İşte şimdi başlıyorduk. Cemre'ye döndüm. Onu gerçekten çok seviyordum. Canım benim.

"Cemre ben kitabı almaya gelmiyorum" dedim ve doğruları anlatmaya başladım.

"Ben 4 yıldır hiç sizin evi görmedim ve merak ettim. Kitabı da bahane ettim. Ayrıca 2-3 gündür Aktan seni takip ediyor"

"Ne?" dedi arkasına dönmeye çalışırken onu tuttum.

"Arkana bakma"

"İnanamıyorum ya. Arya söylemen yeterliydi. Evimi saklamıyorum size. Sadece uygun zaman bulamadım. Hem ayrıca Aktan'ı nereden biliyorsun? "

"Kendisi anlattı."

"Kendisi anlattı?" dedi doğrulamak istercesine.

"Evet konu sen olunca ateşkes yapıyoruz" dediğimde kafasını salladı. Alışmıştı artık bizim bu hallerimize.

"Sen bana yalan mı söyledin" dedi ciddi bir şekilde. Biraz ürperdim sanki.

"Hayır yalan değildi. Biliyorsun kitaplarım benim bebeklerim. Onu da alıp giderim " dediğimde gülümsedim. Ben ondan bir şey saklamazdım. Saklayamazdım değil. Sadece gerek görmezdim. Şimdi olduğu gibi. Yalan söylemekte aşırı usta biri olduğum doğrudur. Ama pek de söylemem. Çünkü yalan söyleyince karşındakinden korktuğun anlamına geliyor. Belki gazabından belki onu kaybetmekten. Her türlü yalan korkudur. Değil mi?

Biraz ilerde dört tane tekinsiz genç oturmuştu. Bunlardı galiba. Çantamdaki şeyi alıp cebime koydum. Cemre'nin tedirgin olduğunu gördüm. Off yapma Cemre. Sinirlenmemem lazım. Biz tam geçerken ıslık çalmaya ve gülüşmeye başladılar. Durdum.

"Bir şey mi dicektiniz" diye baktım dördüne. Iyk ne kadar çirkinlerdi. En azından ben onları öyle görüyordum. Cemre kolumu tuttu.

"Arya hadi gidelim" dediğinde 'dur bir dakika' dedim Cemre'ye.

"Uu esmerin dili de varmış. Dicez tabi güzelim dicez" sakin ol Arya. Sadece elini cebine koy ve kuuul gözük.

"Arkadaşını mı kıskandın sen" dedi sarışın mal ve gülmeye başladılar. Öyle mi? ÖYLE Mİ? Sinir bozucu şekilde gülmeye başladım. Bu gülüşe bayılıyordum. Çünkü bu gülüşün adı bile vardı. Deli gülüşü ya da Harley quin gülüşü de diyebiliriz.

"Evet çok kıskandım. Hatta ben de seveceğiniz bir şey var" dediğimde bu sefer dördü de ilgiyle bizi süzüyordu. Daha fazla katlanamayacaktım. Cebimden biber gazını çıkardım ve dördüne de sıktım. Fazlasıyla yakınlaşmıştım konuşurken. Biber gazı nereden çıktı derseniz... Aktan bana söyledikten sonra kafamda planlayıp kurdum. Fatma'dan biber gazını istedim. Hep yanında taşır. Akıllı kız. Bizi bu hallere düşürenler utansın. Sonra da hocalardan birinin sopasını aldım ki şu an elimde. İkisini de yarın verecektim ama önemli olan o değildi. Dördü de acıyla gözlerini tutuyorlardı. Sopayla dördünün de beline vurdum. Çünkü eğiliyorlardı. Yani.

BALIK VE DENIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin