Heresa kapıdan içeriye girdi yüzünde samimi bakışları ve sıcak bir gülümseme vardı Elinde tepsi vardı yine bedenimi sardı o karıncalanma hissi ama yoğun değil
Yanıma geldi tepsiyi uzattı "Al sıcak bir şeyler iç iyi gelir biraz kahvaltıkta koydum biz yedik siz uyuduğunuz için uyandırmadim" dedi ve yanıma oturdu tepsiyi aldım bardaklardan birtanesini kendine alıp içmeye başladı.Bende bir kaç yudum aldım çok garip bir tadı vardı.
Bana koyduklarının biraz yemeye başladım
Heresa tek kelime etmeme fırsat vermeden odadan çıktı
Kahvaltılıklardan biraz yedikten sonra tepsiyi Mutfağa bıraktım ama heresa yok
baya zaman geçmiş yağmurun sesi daha çok yükselmiş ama buğra hâla gelmediAniden giren baş ağrısıyla elimi başıma götürüp bir kaç kere oluşturdum etraftaki sesler kulaklarıma iğne gibi saplanıyor kollarımı dizlerime yaslayıp başımı ellerimin arasına aldım geçmeyecek gibi ağrıyor.
Çok geçmeden o içeriye gelen ses ayak ucumda bitti heresa gelmişti kafamı kaldırıp ona bakamadım ne olduğunu anlamadım "Kayra" dedi kısık bir sesle bir kaç kere daha adımı tekrarladı bilmiyorum ona bir yanıt vermek zorundayım kafamı kaldırıp ona baktım elinde kıyafetler vardı.
"Şey ben banyo etmek istersin diye bir giyecek bir şeyler getirmiştim ama pek iyi görünmüyorsun istersen dinlen"
Banyo edecek halim yok birden bire olmuştu bu ama belki girersem birazda olsa geçer diye girmek istiyorum
Ağzımı açıp "olur" diye bildim elindekileri bana uzatarak "Banyo koridorun sonunda" dedi ayağa kaltım sesiz bir şekilde "Teşekkür ederim""Kayra" dedi tekrardan "Efendim"
"Sana ben bişey verdim mi verdim içtin mi peki" dedi kandı sorup cavaplamıştı anlamadım "Evet Neden birşey mi oldu?" Kafasını salladı ama yüzünden belli oluyor "Hayır sadece bozulmuş sanırım bende iyi değilim " deyip gittiBanyoya doğru giderken kendi sesim bile beni rahatsız ediyor. Banyonun penceresinin kenarından sızarak gelen rüzgarın sesi bir yandan tam kapatılmadığı için çeşmeden akan suyun sesi bu sesleri bir kenarı bırakmaya çalıştım
Suyu açarak elimdeki maşrapanın içine ılık denilemeyecek kadar soğuk olan suyu doldurup bedenimden aşağıya döktüm bu benim üşümeme sebep olmamadı sanki hissizleştim sadece küçük bir ürperti hissettim
Banyo yaptıktan sonra heresanı bana verdiği kıyafetleri hızlıca üzerime geçirdim siyah kalın bir kazak ve aynı renkte eşofman vardı.
Aynaya baktığımda gözlerim kan çanağına dönmüştü gözlerimin altında belirgin morluklar var. su, üzeri azıcık sertleşmiş olan anlımın Kenarındaki yarayı canlandırmış, azda olsa kanıyordu..
Tek kelimeyle dakıkalarda mahfolmuştumKim bilir Belkide çoktan bedenim vazgeçtj bu savaştan..
Başım dönmeye başladı ellerimden destek alıp yavaşça dışarı çıktım geçemesini beklemek artık aptallık olacaktı.
Dayanıp kendimi salonun koltuğuna bıraktım dünya öbür koltukta uyuyordu gözlerim kapatıyorum anında feci bir acıyla geri açıyorum aniden olan anlamsız bir acıyla boğuşuyorum
Yarı uyanıklık arasında bir kapı sesi duydum buğra olmasını istiyorum birşey yapamamasa bile yanımda olması yeter burada durdukça daha kötü şeyler olacak gibi fazla bekletmeden kapı açıldı yavaş yavaş sesler yükseldi
"Girme! Lütfen"
"Hadi ama bu fırsatı kaçıramam sende yapma bana bunu"
"Olmaz lütfen anla"
"Verdin değil mi?"
"Hani öyle birşey yapmayacağını söylemiştin"
"Bana bu konu hariç her konuda güvene bilirsin heresa"
"Tamam lütfen git"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATLILAR (DÜZENLENECEK)
FantasyBu zamanın en büyük hatası yaşamak değildi. Sadece güvenmekti.. Ben bu acıları, yaşadığım, için değil, belkide güvendiğim için yaşadım Benim acılarımı, belki benden daha güzel geçirdi ama o yaşattığı güzellikleri saniyeler içinde acıya dönüşt...