Alınlarımız birbirine kavuşturdu Aramızda oluşan yakınlıktan rahatsız değilim ama tedirginim yavaşça gözlerimi kapattım
bir eliyle yüzümü kavramışken baş parmağını yavaşça tenimde gezdirirdi dudaklarımda bir tebessüm oluştu
"Kayra" dedi yine aynı ses tonuyla gözlerimi açtığımda cümlesine devam etti "Gözlerini benden bir an olsa bile ayırma"
Arkadan silah sesleri yükseldi buğra beni kendine çekerek camın önünden çekilip duvarın önüne çömeldik ardından bütün bedenimi kollarıyla sardı başımı ona yaslamamı sağladı
"Keşke" dedim sadece onun duyabileceği bir şekilde "Keşke seninle başka evrende tanışabilseydik belki daha güzel olabildi herşey" dedim
"Hâla güzel sen olduğun sürece hangi evren olursa olsun çok güzel"
Bir kaç dakka sesiz bir şekilde seslerin kesilmesini bekledik ama nafileydi sesler asla kesilecek gibi değildi tekrar konuşmaya başladı
"İymisin?" Dedi kafamı yavaşça sallayarak "iyiyim" dedim"Eğer gidebilecek durumdaysan gidelim burada bekleyerek elimize bişey geçmiyecek"
Yüzümü hızlı bir şekilde ona döndürerek "Gitmesek biraz daha bekleyelim" dedim biliyorum bekledikçe daha çok çoğalıyor gibi ama korkuyordum gitmeye
"Biliyorum bana artık güvenemiyorsun-"
Parmağımı onun dudaklarını üzerine hafifçe koydum "Devam etme öyle düşünüyorsan gidelim" onun yüzünde bir tebessüm oluşmuştu elimi geri çektim
Yavaş bir şekilde kalkarak odanın sonuna kadar ilerledik
"Bekle" dedi tedirgin bir şekilde
Durdum buğra odadan dışarı çıktı yaklaşık beş dakka sonra elinde bir çantayla geldi odada yatağın kenarına koyduğumuz kremlelride çantanın içine koydu yanıma gelerek"Hadi gidelim" evden dışarı çıktık sesler hala var ama artık uzaktan geliyor birazdaha ilerledikten sonra durdum buğranın arkasında kalmıştım "Nereye gidiyoruz?" Dedim durup arkasını döndü bir kaç adımda yanıma geldi
"Günün sonuna kadar ormandan çıkmamız gerekiyor ama yürüyemeyecek haldeysen durabiliriz"
"Devam edelim" dedim tabi ya ella soylemişti o bu gündü duramayız ne kadar kendimi iyi hissetmesemde ona söyleyip onuda kendimle beraber ormanda tutamam çünkü beklesek yetişemeye biliriz buna hakkım yok
İlerleyemeye davam ettik bu sefer benden bir adım bile önde yürümüyor
Peki diğerleri burdan çıkması gerektiğini biliyor mu çünkü dünya da onlarla birlikte buğra bildiğine göre onlarda biliyor olmalı ormanın sonunda dünyayı görmek umuduyla bedenimin izin verdiği şekilde Adımlarımı hızlandırdım
Buğrayıda ben yavaşlatıyorum bunun farkındaydım ama direnmek için elimden geleni yapıyordum aniden karnıma giren acıyla elimi karnıma götürüp bir acıyla dudaklarımdan bir "ah" döküldü
Buğranın elini omuzda hissettim
"kendini iyi hissetmiyorsan bekleye bileceğimizi söylemiştim"
"Se-nin" daha fazla konuşamıyordum
"Beni düşünme" kolumu Yavaş bir şekilde kavradı bir ağacın önüne oturdukBaşımı onun soğuk bedeninde yasladım "Acelemiz yok günün sonuna kadar vaktimiz var senin istediğin zaman davam ederiz"
Orman çok soğuktu bütün vücudumun titrediği hissede biliyorum ama ona tepki verecek hiç halim yok
"Uşuyormusun? Heralde"
Kendi sorduğu soruyu kendisi cevapladı çantayı eline alarak içinden yine onun olduğunu düşündüğüm büyük bir kazak çıkartıp nazik hareketlerle üzerime geçirdi"Teşekkür ederim" dedim
"Etmene gerek yok"
"Sana çok şey borçluyum" dedim en az bedenim kadar yorgun bir ses tonuyla
"Bana hiçbir şey borçlu değilsin şöyle şeyler söyleme" dedi sesindeki ciddiyetle
Silah sesleri azda olsa dinmiş karnımdaki sancı biraz geçmişti
Dinlenmek için gözlerimi kapattımNe kadar olduğunu bilmediğim bir süre zarfında gözlerimi açtım buğraya baktığımda gözlerimiz birbiriyle buluştu
"Birazdaha iyimisin" onunla göz göze gelince böyle oluyordu işte acılarımı hissetmiyorum kalp atışım hızlanıyor
Biraz daha iyiyim yureyebilecek haldeyim "iyiyim" dedim ayağa kalktık
Bulunduğumuz ağacın arkasından konuşma sesleri geldi üstelik çok yakından geliyor bedenimde hiç geçmemiş olan karıncalanma hissi çoğaldı çok yoğundu
Arkamı dönmeye çok korkuyorum bütün cesaretimi toplayıp buğradan önce Arkamı döndüm
Bütün bedenim buz tutmuş gibi bir ton kişilerdi elinde silahlar vardı hepsi sıraya girmişlerdi
Sessiz bir şekilde buğranın yanına giderek "Ne yapıcağız?" Dedim elim yaralı olduğu için soğuk parmakları bileğimi kavradığında
"İlerliceğiz başka çözüm yok"
Korkuyla ona baktım
"Bana güveniyormusun?" Dedi"Bütün benliğimle"
Gülümsedi
"Gözünü kapat ve asla açma"
Nedenini asla sorgulamadan başımı salladım nedenini bilmediğim bir şekilde ona okadar güveniyorum ki buradaki tek ailem dünyayla ikisi
Gözümü kapatıp kendimi ona bırakıp ilerlemeye başladık gözlerimi açmamak için direniyorum
Bir kere dayanamayıp gözümü açtığım en son hatırladığımda bütün hepsi kafasını önüne eğmişlerdi
Anlamadım ama bunu sorgulamadım çünkü bir şeyden eminim bana zarar vercek bir şey yapmayacağıydı....
Biran önce onların yanından gitmek istiyorum Adımlarımı birazda hızlandırdık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATLILAR (DÜZENLENECEK)
FantasyBu zamanın en büyük hatası yaşamak değildi. Sadece güvenmekti.. Ben bu acıları, yaşadığım, için değil, belkide güvendiğim için yaşadım Benim acılarımı, belki benden daha güzel geçirdi ama o yaşattığı güzellikleri saniyeler içinde acıya dönüşt...