Gözleri yavaşça araladım. Burada İlk defa bukadar güzel uyumuştum rahatım kendimi güvende hissediyorum.. buğraya baktım gözlerindeki maviler göz kapaklarıyla örülmüştü hâla uyuyordu. Ona bakarken gülümsüyorum... elimi elinden yavaşça uzaklaştırdım.
Tekrardan dün hatrıma geldi "Güzeldi" dedim bu ikinci oluyordu sanırım yine düşüncelerimi dışa vurdum
Ardından yanıt olarak "Bencede" dedi Gözlerimi onun üzerinden çekerek önüme döndümOnun gözleri hâla üzerimdeydi hissedebiliyorum "İstersen" dedi karakteristik sesiyle
Kulağıma doğru yaklaştı "Daha güzelinde yaşayabiliriz" dedi gözlerimi kapattım
Ön dişlerimi alt dudaklarıma bastırdım.
Utanmıştım birinin beni kurtarmasını isterdim ama imkansız gibi"Açamıyorum!" Dışarıdan sesler geliyor biri önümüzdeki
Demir kapıyı zorluyordu en sonunda kapı aralanmaya başladı ardından dünya'nın sesi "bulduk" hızlıca ayağa kalktım o gün dünyayı getirenlerdiBuğranın gözleri kızın yanındaki adama kenetlenmiş ters ters bakıyordu o buğranın aksine dünyaya konuşuyordu "Aynen bulduk tam zamanında" adamın gözleri buğrayı bulduğunda yüzündeki gülümsemenin yerini anlamsız bir ifade almıştı
"Tam zamanında öylemi Tamer?" Dedi hızlıca ayağa kalkarken "Sanada ne yapsak yaranamıyoruz gelmeseydim ne olurdu kim bilir"
"sus Tamer sus!" bu sefer kıza doğru döndü"Keşke gelmeseydik ya" dedi Tamer
"Sus dedim! Sabrımı sınama" buğrayı duymadan devam ediyordu "hem ben senin için gelmedimki sen çok istiyorsan geri gir"Sesini yükselterek "SUS!"
Aralarındaki diyalog istemsizce beni güldürmüştü kıza baktığımda oda gülüyordu.
"İyi tamam" dedi kıza dönerek koluyla kızım belini kavradı "hadi gidelim" dedi. Dünya elimden tuttu.
Yürüyorduk Depoyu arkamızda bırakmış en önde o ikisi arkasında ben,dünya ve oydu bana yakındı aynı zamandada uzak Sanki tekrardan aramızdaki duvarları örüyor gibi buna izin vermem istemiyorum bunun olmasını yampamaz ona karşı hissetiklerimin farkın varmışken buna hakkı yok
🧷
İledikçe güneşin önünü kara bulutlar kaplıyor günışığı kendini çekiyor birazdan yağmur başlıyacak gibi.
Ormanın bitimine yakın birleşen çoksayıda ev var oldukça düzgünler
Onlardan birine girdik sanırım yanımızda gelen o iki kişinin evi içeri girdiğimizde ilk dikkatimi çeken şey eşyaların rengi evin bütün eşyaları koyu renkti ve çoğu koyu griden oluşuyor . Bu evler nasıl düzgün kalmış bu olay İstemsizce kendini güvensiz hissetmene sebep oldu.
Salona girdik oldukça düzenli bir yerdi penceresinde çok dikkat çekiyor iki tane karşıklı olan uzun grinin en koyu tonundan koltuklar,
Ortalarında masa vardı koltuğun yanında akşam için yanmayı bekleyen iki tane lamba gri duvarın Kenarında güzel tahta bir kitaplık, yanında oldukça garip bir poster, ve gözden kaçıramıyacağımız bir avize vardı tavandan aşağıya Bir zincire bağlıydı oda oldukça Güzel duruyor.Koltuklardan birine dünyayla oturduk korkuyorum burada olmaktan rahatsız oluyorum umutsuz gözlerle buğraya baktım Aynı küçük bir çocuk gibi dibinden ayrılamıyorum ona baktığım sırada oda bana bakıyor "buğra bizim gitmemiz lazım"
Tamerin cümlesiyle kafasını ona doğru çevirdi "Tamer neden buraya geldik size gitmek yerine " dedi sesini sakın tutmaya çalışırken "buğra sana söyledim bizim-" Derin bir nefes vererek "Tamam bugün gitmiyoruz yarın sen bana bahsettiğim iğneyi getir sizden"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATLILAR (DÜZENLENECEK)
FantasyBu zamanın en büyük hatası yaşamak değildi. Sadece güvenmekti.. Ben bu acıları, yaşadığım, için değil, belkide güvendiğim için yaşadım Benim acılarımı, belki benden daha güzel geçirdi ama o yaşattığı güzellikleri saniyeler içinde acıya dönüşt...