6 - tercih

285 20 59
                                    

Akşam yemeğini yedikten sonra Metin biraz televizyon karşısında oyalanmış sonra da bilgisayarını açıp işleriyle ilgilenmeye başlamıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Akşam yemeğini yedikten sonra Metin biraz televizyon karşısında oyalanmış sonra da bilgisayarını açıp işleriyle ilgilenmeye başlamıştı. Sezen'in mutfağı temizlerken çıkardığı sesleri dinliyordu kulağı. Sakin bir akşamdı ve evinde yalnız değildi.

"Çalışma masanı bence buraya getirmeliyiz," dedi Sezen. Üzerindeki önlüğü çıkarmamıştı. "Pencerelerin ortasına koyarız. Güzel ışık da alır.'

"Buna gerek yok. Odamdaki sakinliği seviyorum."

"Senin evinin tamamı sakin Metin. Birazcık değişiklik bence iyi gelecektir."

"Birazcık değişiklik mi?" Az kalsın gülecekti adam. "Bence sen beni bir süre daha götürürsün." Kafasını tekrardan ekrana doğru çevirdi.

"Bak, barı televizyonun yanındaki köşeye alalım. Şuradaki kitapları da kitaplığın yanına- yok bu sefer koridoru daraltırız." Sezen odanın pencere tarafına geçip eli belinde, kafasında yaptığı düzenlemeleri canlandırıyordu. "Buradaki çiçekleri karşı duvara koyarız, televizyonun yanına. Kitapları da bir şekilde odanın içinde dağıtırız." Kendisiyle hiç ilgilenmeyen Metin'e döndü. "Belki de sen parana kıyıp yeni bir kitaplık alırsın."

Kaşlarını kaldırdı Metin. "Antika o kitaplık," dedi.

"Bunu sat, git yeni bir antika kitaplık al o zaman. Toz alma işini ne kadar zorlaştırıyor bunlar, senin haberin var mı?"

"Yok," dedi Metin kıvırdığı dudaklarıyla. "Toz alana sormak lazım."

"Seni şakacı seni." Sezen'in dünya umurunda olmadı tabii. İki pencere arasını tutan bir buçuk metre uzunluğundaki duvarın önünü boşaltmaya başladı. Kitapları Metin'in ayaklarını uzattığı sehpanın üzerine dizmeye girişince adam daha fazla ilgisiz kalamadı.

"Ben odamdan gayet memnunum Sezen, bırak o elindekileri." Çattığı kaşlarıyla ciddi görünmeye çalışıyordu.

"Burası daha fazla ışık alıyor. Yatağının bulunduğu odada çalışmamalısın hem. Uykun gelir."

"Çocuk muyum ben!" diye patladı Metin. Sonra ayağa kalkıp Sezen'in elindeki saksıyı kapmaya çalıştı. Çiçeğin yaprakları gözüne girerken o hâlâ daha konuşmaya çalışıyordu. "Bırak şunu yerine."

"Asıl sen bırak. Odana kapatıyorsun kendini akşamları, bir türlü çıkmıyorsun."

Saksı bir o yana bir bu yana savrulup duruyordu.

"Sanane bundan. Ev benim, ister odama kapanırım, ister mutfak dolabına. Seni il-gi-len-dir-mez!"

"Eğer sıkıntıdan patlayan bensem ilgilendirir." Sezen de sesini yükseltiyordu şimdi.

"Allah Allah! Çık evden, git gez. Benimle oturmak zorunda değilsin."

"Seninle oturmuyorum işte. Ayrı odalarda oturuyoruz."

Bir Apartman DairesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin