●Hayran hayran bakışlar miniğe
Küçük kalbi yaşadığı an yüzünden hıphızlı atıyordu. Aytunç, üstünde oturan miniğin dudaklarını tadarken arada eliyle sırtını okşuyordu.
Geri çekilip şişmiş dudaklara baktı, dayanamayıp kesik kesik öpücükler koydu. Dudaklarını, miniğin dudaklarını sürterken mırıldandı. "Nasıl bir şeysin sen böyle?"
Batuhan'ın dudakları kıvrıldı. "Beni öptüğüne hâlâ inanmıyorum. " dedi. Bakışlarını ıslak dudaklardan çekip koyulaşmış gözlere çıkardı.
"Ben ise bu zamana kadar nasıl öpmedim diye düşünüyordum minik." dedi.
"Gerçekten mi?" dedi. Sesi biraz ince ve utangaç çıkmıştı. Aytunç karşısında resmen eriyordu.
Daha fazla yatakta dururlarsa Aytunç bacaklarının üstünde oturan tatlı oğlanın tadını bakmak zorunda kalacaktı. Düzgün bir şekilde konuşmadan miniğin korkutmamak adına, "Hadi bakalım, kahvaltı yapalım. Sonra da aramızda olanları konuşalım, tamam mı?" dedi. Arada kısa tutamları okşuyordu.
Batuhan, bir dakika önce öpüşmeleri olmasa şu anki davranışı küçük kardeşe sergilenen bir davranış olarak görebilirdi. Sanki karşısındaki çocukmuş gibi davranıyordu.
Ama onu öpüp bir sevgili edasıyla sevecekse kesinlikle bu davranışlarından şikayetçi olmazdı.
Başını salladı ve utansa bile ellerini Aytunç'un yanaklarına koydu, eğilip elmacık kemiğini öptü.
Aytunç'un kaşları yay misali havaya kalkmıştı. "Yok valla sen benim kalbimi durdurmaya çalışıyorsun. " dedi.
"Sevmeyeyim mi seni?" dedi Batuhan.
Aytunç hipnoz olmuş gibi miniğin yüzüne bakıyordu. Yutkundu. "Isırırım seni o dudaklarını."
Batuhan genişçe sırıttı. Aytunç, Batuhan'ın kucağından inmeye niyeti olmadığını anlayınca kendi hareketlendi.
Batuhan'ın belinden sıkıca tutup yataktan kalktı. Batuhan bu eylemi beklemediği için şaşırmış, düşmemek için bacaklarını esmer adamın beline sarıp boyundaki kollarını kenetlemişti.
"Şimdi anlaşıldı neden küçük olduğun?" dedi Aytunç muzip ifadeyle.
Batuhan çenesini Aytunç'un omzuna dayamış haldeydi. "Neden?" diye sordu. Aslında küçük görünmek istemiyordu. Aytunç'un yanına yakışır bir fiziği olsaydı eğer... Biraz daha uzun ve biraz daha kalıplı...
"Eee sen benim kucağıma göreymişsin de ondan." dedi. Batuhan kıkırdayıp başını Aytunç'un boynuna gizledi. Sıcak ve güzel kokuyan yere öpüçük kondurdu.
Aytunç lavaboya geldinde, "Hadi in bebek." dedi. Batuhan istemese de bacaklarını indirip yere bastı. Aytunç uzun boyuyla arkasında dkilirken o aynada aksisine baktı. Aytunç ile göz göze gelince Aytunç gözünü kırptı.
"Ne bekliyorsun, ben mi yıkayayım minik?" dedi. Aytunç kenara çekilince Batuhan eğilip elini yüzünü yıkadı.
Aytunç elini yüzünü yıkadığı sırada beklemeyip mutfağa gitti. Çaydanlığın altına suyu koyup ocağın üstüne koydu ve dolabı açtı. O sırada Aytunç mutfağa girmişti.
Miniğine yardım ederek kısa sürede masayı kazırlamışlardı. Karşı karşıya oturup kahvaltılarını yapmaya başladılar.
Ortamda sessizlik olurken, Batuhan sessizliği bozdu. "Ben bir şeyi merak ediyorum. " dedi.
Aytunç ekmeğe tereyağı sürerken bakışlarını Batuhan'a çıkardı. "Tek bir şeyi mi merak ediyorsun yani?" dedi. Onunla uğraşmak güzeldi. Sinirlenince direkt kırmızı olmaya başlıyordu.
Batuhan göz devirip takmayarak devam etti. "Şu anlık bunu. "
"Pekâlâ pekâlâ, kızarma." dedi Aytunç.
Küçük çocuklar gibi içine sevinç dolmuştu. Karşısındaki miniğin ona yarattığı etkiye büyülenmişti."Neden bir hafta için izin istedin ailemden, yoksa bana açılmak için mi?" dedi.
"Aslında açılma konusu gram aklımda yoktu. Sen öpmeseydin benim aklım yine başıma gelmezdi." dedi ve devam etti. "Hepimizin dağılacağı gün bilet alacağım dedin ya benim içim huzursuz olmuştu. Böyle beni dar bir yere kilitlemişler de oksijenden ayrı bırakmış gibilerdi. "
Batuhan başını yana yatırdı. Duydukları onu yumuş yumuş yapmıştı. "Yaa.." diye mırıldandı.
"Neyse ki izin alabildim. "
"Seninle kaldığım için çok mutluyum, ben de senden ayrılmak istemiyordum. "
İçi kıpır kıpırdı. Onunla konuşması gereken sürüsüne konu vardı. Aytunç bundan habersiz kahvaltısını yapıyordu.
"Az bir zaman kaldı güzelce değerlendirmeliyiz." dedi minik.
"Hatırlatma minik. Sen üniversiteye hazırlanıyordun değil mi, hoş hiç çalıştını görmedim."
"Abi-" derken son dakika durdurdu kendini. Ağzını kapatıp sırıttı. "Ağız alışkanlığı." dedi.
"Alışkanlık falan anlamam, bu saatten sonra ağızından çıkan abi lafı bana küfürdür bilmiş ol. Çok tatlı hitap şekilleri var onun yerine. Aşkım, sevgilim, kocacığım."
Son dediği şeye Batuhan kıkırdadı. "Kocacığım mı?" dedi.
"Hım beğenmedin mi?" dedi.
"Yoo çok beğendim ama şimdilik sevgilim daha iyi."
"De bakayım."
"Ne?"
"Yavrum, sevgilim de işte. "
"He..." gözlerini kaçırdı. "Sevgilim." dedi.
"Oyy ne güzel diyorsun, tekrar de." dedi Aytunç.
"Ya kes şunu." dedi Batuhan utanarak.
"Aklıma tüküreyim, nasıl geç fark ettim seni?" dedi.
"Yaştan sanırım. Yani otomatikman küçük olduğum için kardeş gözüyle baktın." dedi dudağını bükerek.
Aytunç'un irisleri bükülen dudaklara indi ve iç çekti. Önünde duran mükemmel dudakları geç tatmıştı...
"Gözüme sıçayım." dedi aniden. Kendine bir anda öfke duymuştu. Batuhan, Aytunç'un ani çıkışına kahkaha attı.Aytunç gülen çocuğu aşkla izledi. Nasıl ayrılacaktı bu veletten şimdi.
"Oğlum konu dağıldı. Üniversite diyorduk." dedi Aytunç etkiden çıkarak.
" Fark etmedin mi İstanbul'a gelmeden önce nadir oyunlara giriyordum. O zaman ne yapıyordum sanıyordun. Buraya geldiğim için ara verdim sadece, eve gidip daha sıkı çalışacağım. 1 ay kayıbım oldu çünkü." dedi.
Aytunç başını salladı. "Çalış çalış, tercihlerine de full İstanbul yaz miniğim. Gecemiz gündüzümüz bir olsun."
"Zaten onun için çabalıyordum... Yani, sadece senin haberin yoktu. "
Aytunç elini kaldırıp Batuhan'ın yanağını okşadı. "Kazanacağını biliyorum."
"Durmadan ertelenmese inşallah kazanacağım." dedi. Ah pandemin yine sorundun oğlum bir ilişkide.
Ama ikisi de biliyordu ki elbet yan yana uzun süre yaşacaklardı. Sadece zamana ihtiyaçları vardı. O zaman gelene kadar aşkları kuvvetlenecekti.
.
Tatliş kısa bir bölüm. Diğer bölümde ikiliyi alayım.
Diğer bölüm birazcık kıskanç Aytunç görelim, ne dersiniz?
Öptüm.
Dipnot: Oğlum ben niye final yapamıyorum bu kitaba!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSYANCILAR
Teen Fiction(bxb) Tamamlandı. Oyun oynarken aşık olacaklarından habersizlerdi...