17. Bölüm

5.6K 453 146
                                    

Uyansın bütün ekip

Huzur, bulunduğunuz konuma göre tanımı değişen bir kelimedir. Biri için bir kişi iken biri için nesne ya da herhangi bir canlıdır. Fırat için şu an kollarının arasında olan bedendi.

Sıkıcı bir hayatı  olduğunu düşünüyordu genç oğlan. Hayatta hiçbir amacı olmadan, babasının sayesinde iyi bir hayat süren, ülkenin en iyi okullarında okuyup o yine bildiğini yapıp, en zevk aldığı şeylere odaklanmıştı, oyunlara. Geçen sene, Çalışma Ekonomi bölümünden mezun olmuştu. Babası henüz onu zorlamıyordu fakat yakında, çalışması için  rahatsız edeceğini biliyordu. Kendi evine 18 yaşına girdiğinde çıkmıştı. Hiçbir zaman  ailesiyle tam  bir bağı olduğunu düşünmemişti. Anne babası klasik çocuklarının geleceğini düşünen ebeveynler gibi kendilerine çalışmaya adamış, ilgi vermesi gereken çocuklarını iyi bir yaşam vererek sağlamışlardı. Haklarını yiyemezdi Fırat, eğer iyi eğitim, iyi bir yaşam gördüyse bu onlar sayesindeydi.  Sadece bir şeyi gözden kaçırmıştı güzel ailesi, o da sıcak yuva. Evde zaten yalnız kalıyordu bu yüzden eve çıkmaya karar vermiş, kendine yetecek bir daire bulmuştu.

Soğuktu, fazla muhabbet kuran biri olmamıştı. Çocukluk arkadaşı vardı, onu da trafik kazasında kaybettiğinden beri kendine yakın gördüğü birileri uzun zaman olmamıştı hayatında. Aytunç ile LOL oynarken tanışmıştı.  O zaman Aytunç daha yeni Youtuber olma yolundaydı.

İyi bir oyuncuydu Fırat, bütün bilgisayar oyunların hakkını veren  biriydi. Birkaç kere Aytunç ile oynamış ve yakın birer arkadaşa dönüşmüşlerdi. Aytunç'un hesabı büyürken hep yanında olmuştu. Onun sayesinde  arkadaşları olmuştu. Her biri ondan uzak olsa da yakınlıklarını hissediyordu.  Artı olarak  Aytunç ile aynı şehirde olması çok iyi olmuştu.

Onunla oyunlar oynuyor,  para kazanıyordu.  Aklında kendi adına bir Youtube kanalı açmak yoktu fakat yakınları dair birçok kişi açmasını istiyordu. Fırat ise erteleyip duruyordu.  Allah bilir ne zaman açacaktı.

Gelgelelim Ali'ye. Çocuk bir anda hayatına dâhil olmuştu. Ne zaman geldi, ne zaman kendini ona kaptırdı bilmiyordu.

Ali ile ilk oyunda karşılaştığı gün,  zaten uyandığından beri farklı ruh hallindeydi. Pandeminden dolayı adam akıllı dışarıya çıkmıyor her gün geç kalkıp ekip ile bilgisayar karşısında sabaha kadar oyun oynuyordu. Artık eğlence olmaktan çıkmış işe dönüşmüştü. Oysa Fırat, oyun oynarken eğlemek isterdi. O gün işte hiç eğlenmiyor, deli gibi sıkılıyordu. Hatta Ali ile denk geldiği maçtan sonra Ali olmasaydı bitiğinde Aytunç'a söyleyip çıkacaktı.  Olmamıştı. Karekterinin kafasının ortasına AWM ile bir mermi girdiğinde ruh hali değişmeye başkamıştı. İlk önce sıkıntıdan olsa gerek küçük şeyleri bile sinirleniyordu.  Karakteri bayıldığında baya sövmüştü içinden. Aytunç'un baygın karakteri ile yan yana gelince, diğer takım arkadaşlarını beklerken Aytunç vuran kişiye hile diye sövüp duruyordu. 

Onlara doğru üç dört  sis bombası atmış geliyorlardı. Konuşacaklarını bildiğinde iki arkadaşta sohbet kısmını 'Tümü' yapmıştı ve işte o zaman  mükemmel sesi duydu. Dalgacı tutumu, ses tınısına yansımış genç oğlanın sesi Fırat'ın kulaklarını dolduğunda kalakalmıştı.

Cidden güzel bir sese sahipti Ali. Ne kalın ne de ince. İnsana huzur veren bir sese sahipti. O an düşündüğü tek şey, bu çocuk uzun uzun konuşsa durdurmaz dinlerdi Fırat.  Demin sıkılan genç oğlan heyecanlanmıştı. Ali ve kuzenine odaklanmıştı.  Ali ve Aytunç hile konusunda konuşurken Fırat, Ali'ye laf atmıştı. Demin net bir şekilde Aytunç ile konuşan çocuk  kendisi ile konuştuğu an duraklayıp keklemesi hoşuna gitmişti. O zaman neden hoşuna gitdiğini kurcalamadı tabi. Oyun sonuna geldiğinde Aytunç onları davet ettiğinde Fırat içten içe  ismini söylesin diye beklemişti. Ki öylede oldu. Sonra  bir anda oyunda karşılaştığı çocuğa kapıldı.  Hep onunla konuşmak ve oyun oynamak istedi. Kıkırtısı, ses tonu, her şeysi onu etkisi altına almıştı. Ali, onun gözüne çok farklı gelmeye başlamıştı.

İSYANCILAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin