9. Bölüm

5.1K 491 102
                                    

Müzik kutusu

Ali yeni sezona az bir süre kala Fatih lingine ulaşmıştı.  Rebels takımına girdiğinden beri ilgi fazlaca artmış, hatta Instagram hesabına takip istekleri artmaya başlamıştı. Ama herkesi kabul ederek daha çok ön plana çıkmak istemiyordu. Sakin sakin zevk aldığı oyunu oynamak ve oynadığı süre boyunca da Fırat ile zaman geçirmek istiyordu. Bu yüzden popülerlikle işi yoktu.

Rebels grubunda dört kişi Fatih lingine erişebilmişti. Ali dışında Fırat, Hasan ve Batuhan erişmişti diğerleri As kademesindeydi.

Fatih linginde diğerleri 80 ya da  90 sırada yer alırken Ali ilk 10'a girmişti. Bu da oyunda ne derece iyi olduğunu gösteriyordu.  Diğerlerini bilmez ama Fırat onu övdüğü zaman çok mutlu oluyordu bu yüzden daha iyi oynayabilirdi. Ki daha ne kadar iyi oynayabilirdi ki...

Onun için çok zordu bu durum. Oyunda gördüğü bir çocuğu tutulması akıl kârı değildi. Tanımadığı zaman yayıncı olan Aytunç'u izlediğinde bile  dikkatini hep o çekiyordu. Hatta yayıncı öldüğü zaman izlemek için başka karakteri seçtiğinde neden Fırat'ı izlemiyor diye sinirlendiği zamanlarda olmuştu. Başka bir şey vardı onda ve deli oluyordu tanımadığı ve yakından görmediği bir insandan bu kadar etkilenmeye.

Şimdi ise on beş dakika önce Discord üzerinden görüntülü konuşma başlatılmıştı. Bütün Rebels takımı ve editörler ekranda kendini gösterirken Ali gözleri hep ekranın sağ tarafındaki görüntüsünü açmış, elini çenesini dayamış konuşanları dinleyen Fırat'a kayıyordu.  Kalbi sanki göğsünü delip  çalışma masasını üstüne düşecekmiş gibi hissediyordu. Ne zaman ekrana baksa vücuduna bir anda nüfuz eden heyecan onu titretiyor, nefes alış verişini düzenini bozuyordu.

Derin nefes alıp konuşulan konuya odaklanmaya çalışıyordu ama ne kadar başaracaktı bilmiyordu.  Şu an takımın en küçüğü olan Batuhan konuşuyordu ve cidden çocuk o kadar tatlıydı ki kimse kızamıyordu ona ve şımartılıyordu. Eh şımartılan biri daha vardı takımda. O da grubun tek kızı olan Ezgi'ydi. Ali kız ile hiçbir sorun yaşamamıştı fakat, Fırat'a yakın oluşundan dolayı soğuk ve uzaktı.  Hasan tam tersi herkes ile anlaşan bir tip hâline gelmişti. Durmadan PUBG oynayalım diyen çocuk artık daha fazla rahatsız etmiyor hatta Yusuf ile oynamaya başlamıştı. Şerefsiz kuzeni bir şeyler düşünüyordu ama  ona kafa yorası yoktu.

"Aynen abi, Aliş'in sesi çok iyi. Şarkı söylüyor. " Hasan'ın sesinden kendi ismini duyunca irkildi. Hay siktir... Dalmış mıydı...

"Ali burada değil sanırım. " duymak istediği kalın ses kulaklarına dolunca irisleri onun görüntüsüne gitti. Şu an ona bakıyordu değil mi? Üstüne giydiği basit siyah tişört bile onu harika gösterirken, bütün siyah dövmeleri uyum sağlamıştı. Keşke  görüntüsüne bakmasaydım dedi içinden. Yine dalıp gidecek gibiydi.

Toparlandı. "Yani, idare eder sesim." dedi.

"Söylesene Ali." Ezgi heyecanla ellerini önünde birleştirip önerisini sununca diğerleri de ona katılmıştı.

"Şimdi mi..." diye mırıldandı Ali.

"Aynen. Oyun içinde arada mırıldanıyorsun, merak ediyoruz." Son olarak Batuhan'da söylediğinde sakince başını salladı Ali.

" O zaman bekleyin, gitarı alıp geliyorum." dedikten sonra oyuncu sandalyesinden kalkıp yatağının yan duvarında asılı olan gitarını indirdi ve içinden siyah gitarı çıkardı.

Tekrar eski yerine geçip gitarı kucağına yerleştirdi. " İstek parçanız var mı beyler ve hanımlar." dedi. Ali şu an diğerlerin gözünde ne kadar havalı olduğumu bilmeden ekranda gözlerini gezdiriyordu.

İSYANCILAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin