33. bölüm

2.9K 269 31
                                    

Minik ile genç adam

Aytunç, İstanbul'dayken Batuhan'ı yolcu ettikten sonra sanki bir boşluğun içine atılmış gibi hissetmişti. Yol iz bilmeden bu boşlukta süzlüyor, anlamını yitiriyordu.

Yaşadığı bu duygular bedeni ilk defa tadıyordu. Önceden sevgileri olmuştu. Hatta biriyle sözlenmiş, evlilik yolunda ilk adımı atmıştı. Sonradan, zamanının fazlasını bilgidayarda geçirdiği için bir tartışma, ardından ayrılık gerçekleşmişti.

Batuhan'a ilgi duyduğunu anladığı an suçluluk hissine girmişti. Sonuçta aralarında söz konusu bir yaş farklı vardı ve hangi tarafından bakarsanız bakın absürt duruyordu. Kendisine de inanamıyordu, nasıl ilgisi olabilirdi.  Pekâlâ, on dokuz yaşındaydı ve yakın zamanda yirmi yaşına girecekti ama sonuçta o büyüktü.

Neyse ki pek bunun çelişkisini yaşamamıştı genç adam. Çünkü Aytunç yapısı gereği ciddi anlamda rahat bir insandı. Fazla ayrıntıya girmezdi. Bir iki gün dert ederdi üçüncü gün 'amaaan benden önemli' der geçerdi.

Miniğe karşı koymak aşırı zordu onun için. Masum bakan gözleri ile ona bakarken nasıl dayanabilirdi ki...

Aytunç derin nefes alıp,  küçüğünü kokusunu soludu. Onun odasındaydı. Tamamen onun dünyasında olduğunu hissediyordu. Her köşesi, her bakışı oydu.

"Dedim anne, valla dedim aaaaa sal artık beni." sevdiği çocuğun annesine olan çemkirmesine kıkırdadı.

Başını kaldırıp annesi ile konuşan oğlanı izledi. Daha yeni kahvaltıdan kalkmışlardı. Annesi, Batuhan'ı komuşusuna yollamış, kazak için örnek almasını istemişti.

Annesi ona sorular sorarken Batuhan, sabırsızca yerinde sallanıyordu. Aytunç, onlarda kalmıyordu. Apartta kalıyor ve sabahları miniğinin yanına geliyordu. Şimdi oturduğu koltukta gözünü ayırmadan onu izlemekten keyif alıyordu.

"Anne ama ya, bana sormak yerine ara komşunu sor aaa, örnek almaya mı yolladın yoksa sana dedikodu malzemesi almaya mı?"

"Aaa terbiyesize bak, git bir şey demedim. " En sonunda Batuhan kurtulduğunda genişçe gülümseyip Aytunç'a döndü. Yanına geldiğinde, Aytunç miniğinden gözlerini çekmedi.

Batuhan, genç adamın ona olan hayran bakışlarını seviyordu. Bu bakışları ne zaman görse içinde bir şeyler kıpır kıpır oluyordu.  Ayak ucuna kadar heyecan basıyordu.

"Hadi  gel Aytunç abi, odaya geçelim." dedi. Ailesinin yanında eksik etmediği abi kelimesini ekledi. Aytunç yan bir şekilde sırıtıp, "Gidelim abisinin gülü." diye mırıldandı. 

Batuhan, annesinin onu görmediğini bildiği için sevgilisine dil çıkardı.

Aytunç, dudaklarının arasından firar eden küçük dil ile dudağını yaladı.  Odaya girer girmez tadına bakacağı kesindi.

İkili odaya adımladı. Odaya giren en son kişi Aytunç'tu ve kapıyı kapatıp anahtarı dikkatlice çevirdi.  Batuhan'ın annesi çalmadan girmiyordu ama ne olur ne olmaz diye kilitleme gereği duymuştu. 

Batuhan ona dönüp sırıttı.  Alt dudağını ısırırken, Aytunç karşısındaki küçüğünün  masum dursa da fazlasıyla tehlikeli olduğunu keşfetmişti.

Batuhan İstanbul'dayken Aytunç ne kadar da cinselliği zaman olduğunu düşünse de miniği gitmeye yakın ne yapıp edip onu etkilemişti.

Dikkatlice davranmış, sevişirken onun canını acıtmamaya çalışmıştı. Sanki kırılacak gibi duran sevgilisinin ilk deneyimini mükemmel bir şekilde ilerletmişti.

Aytunç, yaşı gereği oysa gerek fazla arzu doluydu ama sevgilisine sadece sevgi beslemek, ilgiye boğmak daha da hoşuna gidiyordu.

Yatağa oturup mimiğinin kolundan tutup kucağına çekti. Batuhan tatlı bir şekilde gülümseyip, sevgilisinin kucağına yan şekilde oturup kollarını boyna sardı.

Yüzleri birbirine yakınken Aytunç biraz daha yaklaşıp burnuyla minik şekilli burnu okşadı. 

Batuhan, kıkırdayıp sevgilisinin dudağına öpücük kondurdu. Biraz üzgün hissediyordu. Bir gün sonra evine dönecekti Aytunç ve hiç istemiyordu. Hep burada kalmasını istiyordu.

Bir kere daha öpücük kondurup boynuna sıkıca sarılıp yanağını omza yasladı. "Gitmesen keşke." dedi ve devam ettirdi. "Sana doyamıyorum."

Aytunç, Batuhan'ın boynuna kokulu öpücük kondurup, "İnan bende gitmek istemiyorum ama hem işlerim kaldı hem de dersine benim yüzümden çalışamıyorsun." Batuhan'ı güldürmek amaçlı devam etti. " Bir de küçüğüm,  doyamamak falan diyorsun bak ben fesat anlıyorum."

"Yaa." dedi Batuhan kafasını çekip. "Pis fesat."

"Ama fesat anlaşılmaya açık bir kelime ne yapayıp ben bebeğim." dedi.

"Off değil." dedi. Kucaktan kalkmak için hareketlendiğinde Aytunç miniği engelleyip yana doğru çekti ve sırtını yatağa yaslayıp üstüne çıktı. 

Altan ona sırıtarak  bakan çocuğun dudağına yaklaştı ve alt dudağını dudaklarının arasını alıp emmeye başladı. Batuhan hiç bekletmeden karşılık verdi.

Aytunç ıslattığı dudaklardan çekilip kısa süre pembeliklere baktı ve gözlerini ona aşkla bakan gözlere çıkardı. Batuhan'ın yanağını okşayarak,  "Sınavda en iyisini yapıp yanıma gel bebeğim, hep yanımda olmalısın."

Batuhan başını salladı. "Yanına geleceğim sevgilim, söz veriyorum." Tercihinde İstanbul dışında bir şehir bile yazmayı düşünmüyordu.

"Bir Boğaziçi bekliyorum senden." dedi Aytunç.

"Oha, ben zeki değilim..."

Miniğin burnuyla oynayıp sıktı, "Zekisin zeki." dedi. 

İkili, küçük odada güzel zaman geçirmeye devam ettiler ve aşkla sevdiler birbirlerini

.

Final 35. bölüm büyük ihtimal😘

İSYANCILAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin