13.Bölüm: "Bir Kelime, Bin Uzaklık."
Ural'ın olduğunu düşündükleri o video yayınlanalı bir hafta olmuştu. Yani o yağmurlu günde çatıda ıslanışımızın üzerinden tam yedi koca gün geçmişti ama okulda adım attığım her yerde onun hakkında bir şeyler duymak kalbimi kırıyordu.Korkuyordum.
Onun gözlerine baktığım zaman, hiçbir kötülük bulamadığım bakışlara sahipti Ural Zamherir. Gece mavisi gözlerinde daima kamburlaşmış olan duygusu kederdi, acıydı.
Ama... Ama, aması vardı. Üzerine oturup mantıklı düşündüğümde koca bir aptallıkla karşılaşıyordum çoğu zaman. Ki o zamanlar kalbimi gerçeğin hamuruna katmadığım zamanlardı. Zaten o ne zaman bu işe karışsa Ural hep masum çıkıyordu.
Ama benimki düpedüz bir aptallık değildi. Atilla Hoca, Aydan Hanım... Eğer gerçekten bir problem olsaydı Atilla Hoca'nın benden bunu isteyeceğini sanmıyordum çünkü o dedemin yegane dostuydu. Beni tanırdı, severdi. Okul dışında beni torunu gibi hissettiren bir sevgisi varken bana böyle bir kötülüğü yapmazdı, bilirdim.
''Annem cidden öldürecek beni!'' Aleyna sinirle Alp'e bir şeyler anlatırken kendimi, kendi sorunlarımla yüzleşirken bulduğum için utandım. Arkadaşlarımı göz ardı etmemeliydim. Bazen onları ihmal ettiğimi düşünerek oldukça üzülüyordum.
''Neden ki?'' dedi benim yerime de Arda. ''Sizi çağırdığım gün vardı ya hani film izlediğimiz?''
''Ee?'' dediğimde bu sefer kahverengi gözleri bana doğru döndü. Saçlarını bugün kıvırcık bırakmıştı. ''Komşulardan biri anneme, eve erkekler girdi falan filan demiş. Abartmış da abartmış. Yani tamam eve beş tane dalyan gibi erkek girmiş olabilir ama sen de vardın!''
Dalyan kelimesinden sonra kendimi tutamayıp gülerken başımı iki yana salladım. ''Demedin mi bizimkiler geldi diye?''
''Uf sence der miyim? Yanlış görmüşlerdir falan dedim. Sevgilim olduğunu öğrenirler şimdi mazallah.'' Parmaklarını birleştirdi ve oturduğumuz masaya birkaç kez vurduğunda Alp kırgın bakışlarla ona baktı. Ama Aleyna herhangi bir şey anlamadığından konu bugün sürdüğü ojenin rengine gelmişti. Arda ojelerine bakmadan çok güzel olmuş dediğinde onlar kavgaya tutuşurken Alp ile gözlerimiz kesişti ve gülümsedim. O da aynısını yapmaya çalıştı.
O sırada yanımızdan geçen iki kızın konuşması dikkatimi buradan aldı ve uzaklara dağıttı.
''Ural Zamherir okula gelmiş,'' dedi turuncu saçlı olan zayıf kız. Yanındaki ise kaşlarını kaldırdı merakla. ''Geri mi dönmüş?'' Dudaklarını büzen turunculu başını iki yana salladı. ''Hiç sanmıyorum. Yanında kendisi gibi yakışıklı biri daha vardı.'' Derin bir nefes aldı. ''Ahh. Şu dedikodular gerçek olmasa.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALDEN PORTRELER
Novela JuvenilErmeda Lav piyano çalmaktan vazgeçtiği gün parmak uçlarının sızısını dindirmek için başladığı resim sayesinde bir yabancı ile tanışır. Bu yabancıyla okulun asansöründe mahsur kaldığında ikisinin de ayaklarına dolanmış hayatın ipleri, birbirlerinin b...