1.Bölüm Başka Bir Dünya

14.3K 495 131
                                    

-Neden aniden görüşmek istedin Leydim?

-Majesteleri Dük'e söylemem gereken önemli bir konu vardı.

-Nedir peki bu konu?

Suskunluğum uzun bir hal alınca bana tuhaf bakışlar atmaya başlayan adama baktım. Birazdan onunla olan evlilik görüşmelerini sonlandıracaktım ancak biraz da israf olduğunu düşünmeden edemedim.

Tanrım bu adam çok yakışıklıydı.

Siyah gür şekilli saçları, bronz teni ve koyu mavi neredeyse lacivert gibi gece göğünü yansıtan gözleri olan adama baktım. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım:

-Sör ben evlilik görüşmemizi bitirmek istiyorum.

-Ne demek istiyorsun Leydim, ailelerimiz bu evlilik için anlaştı. Birden vazgeçmek de ne?

Öff şu pislik, beni sevmiyorsun bile uzatmanın alemi ne o zaman illa uğraştırıcak!!

-Sör Robert sizinde bildiğiniz gibi birbirimizi sevmiyoruz. Önceden bunun pek sorun olmayacağını düşündüm. Ta ki kuzenim Lady Liliana ve sizi birlikte görene kadar. Beni yanlış anlamayın sizi yargılamıyorum. Sizi zaten sevmiyordum. Ama kuzenim benim için gerçekten değerli ve onunla konuştuğuma göre de size baya aşık. Aradan çekilip ikinizin mutluluğunu dilerim. Ailelerimiz arasındaki anlaşmaya gelince, halledilmicek bir şey olduğunu sanmıyorum. Babamla konuşursanız ortak bir yol bulunacağına eminim.
Konuşmayı kesip karşımdaki yakışıklının tepkisini ölçüyordum.

Umarım yalan söylediğimi anlamaz.
Aslında söylediklerimin hepsi yalan değil. Kuzenime değer verdiğim kısım hariç. O cadının bu adamı gerçekten sevip sevmediğini bile bilmiyorum muhtemelen küçüklüğümden beri beni kıskandığından ve aşağılık kompleksinden bilerek Dük Robert O'Beil'e yaklaştı. Çok da umrum da değildi. Zaten bana pek sıcak davrandığı söylenemez. Eminim benden kurtulduğuna sevinmiştir bile, hem ilerde başrol kızı kendine alıp sonsuza kadar mutlu olucaktı. Birazcık sabretsin canım.

-Leydi Isabella bazı şeyleri yanlış anlamışa benziyorsunuz. Sizinle evlilik görüşmesi yaparken başka bir kadınla flört edicek bir adam kesinlikle değilim.

-Elbette Büyük O'Beil Dük'ü için kesinlikle böyle düşünemem. Zaten sizin duygularınızdan dolayı değil. Kuzenimin incinmemesi için bitirmek istiyorum. Lütfen anlayışla karşılayın.

-Leydim bu konu öyle basit değil ve çok ani geliştiği için de ne diyeceğimi bilemiyorum. Bana düşünmem için zaman verin.

-Pekala majesteleri. Nezaketiniz için teşekkürler. Görüşmek üzere o zaman.

-Görüşürüz Leydim.

Oturduğum sandalyeden kalkıp beni getiren arabaya ilerledim. Tanrım, çok yorucu bir gündü.Arabanın penceresinden şehri izlerken hala bu ortaçağ şehre garip bakışlar atıyordum.

Ben 21.yüzyıl Türkiye'sinde yirmi beş yaşında ölen sıradan biriydim. Matematik bölümünü bitirmiştim. Atanmak için sınavlara çalıştığım sıra araba kazası geçirip öldüm.Ve gözlerimi açtığımda ölmeden önce çok sevdiğim internet novelindeki Ducellion İmparatorluğunun Üç Büyük Dük'ünden olan David Williams'ın kızı Isabella Williams olmuştum.

Biyolojik babam soğuk bir düktü. Bana lüks bir yaşam sunan ama pek ilgi göstermeyen bir babaydı.Gerçi bunun en büyük sebebi vefat eden annemdi.

Onu asla görmedim çünkü beni doğururken ölmüştü. Annem Rose sıradan bir kontun 2.kızıydı. Ve çok sevdiği biriyle nişanlıydı. Ancak babamın anneme ilk görüşte vurulmasıyla nişanı iptal olmuş. Ve babamla evlenmek zorunda kalmış.

Altın Kaşıkla Doğan Prenses Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin