30.Bölüm Kuzey'e Gelen Destek

2.3K 220 48
                                    

Herkese Selamlar🥰🥰

Uzun zaman sonra bölüm geldi🫡😁

Umarım gerçekten beğeneceginiz bir bölüm olmuştur.

Beni merak edenler için; çok şükür ben ve ailem iyi durumdayız .Allah hâla deprem bölgesinde olan ve sıkıntı yaşıyanların yardımcısı olsun.Umarım yerle bir olan özellikle Maraş,Hatay ve Adıyaman biran önce düzelir😔😞

Diğer bölüme görüşmek üzere 🤗

Azize Ellie

Günler süren yolculuktan sonra sonunda şehir kapısına ulaşmıştık.

İnsanların bizimle ilgilenmiyor oluşu, soğuktan yüzleri kızarmış açlıktan zayıflamış bir şekilde duruyor olmaları, canavar saldırılarının onları ne kadar zorladığını gösteriyordu.

Dük Robert'in at arabasından inmem için kapıyı açışı ve elini uzatışı beni kendime getirdi.

Her zaman olduğu gibi yine mükemmel görünüyordu. Ancak bu defa üzerinde askeri üniforma vardı.

Koyu mavi gözleri ciddi bakışlarıyla bana baktı.

Gülümseyerek uzattığı elden yardım aldım ve arabadan indim.

Kolumu koluna yerleştirdikten sonra kısık ama etkileyici bir sesle beni uyarmaya başladı.

-Buradaki insanlar başkentteki yoksullardan daha berbat durumdalar, bu yüzden de daha tehlikeli olabilirler. Azize olduğunuz için sizden beklentileri çok fazla olacak. Gördüğünüz herkese yardım etmeye çalışmayın. Ve dikkat çekmemek için geride durun. Diğer rahipler de bizimle geldiler bu yüzden onlardan yardım alabilirsiniz.

Kaşlarım çatılarak düke baktım.

-Söyledikleriniz doğru olsa bile hala bu ülkenin Azize'siyim. Bu nedenle ihtiyaç sahibi kişilere yardım etmek zorundayım.

İstemsizce sert çıkan sesim yüzünden bana döndü ve kararlı bakışlarımla karşılaştı.

İfadesiz bir şekilde etrafı incelemeye devam ederken bana cevap verdi.

-Pekâla ancak her ihtimale karşı insanlara yardım ederken yanınızda bir asker bulundurun.

Onu onaylandıktan sonra tekrar halka bakmaya başladım.

İçim acıyarak insanlara baktım. Yürümeye devam ettiğimde birinin beni elbisemden çekiştirmesiyle duraksadım.

Arkamı döndüğümde küçük bir çocuk tiz sesiyle bana seslendi:

-Güzel leydi, bize biraz yiyecek getirdiniz mi?

Üstü başı kirli soğuktan kıpkırmızı olmuş yüzü ve söyledikleri beni çok duygulandırmıştı.

Dükün kolunu bırakıp çocuğun önünde eğildim.

Gülümseyerek çocuğa cevap verdim.

-Size ihtiyacınız olan her şeyi getirdik. Bu askerler birazdan yemek dağıtmaya başlayacaklar.

Kocaman gülümsemesiyle bana teşekkür eden çocuk koşarak annesinin yanına gitti.

Dük'ün bana seslenmesiyle ayağa kalkıp tekrardan yürümeye ve insanlara gülümsemeye devam ettim.

********

Thomas Williams

-Majestelerinden mektup mu geldi?

Kahyanın cevabını beklemeden yerimden fırlayarak aşşağı indim.

Elinde mektupla bekleyen haberciye kahyadan ücretini almasını söyleyip Elimdeki mektubu beklemeden açıp okudum.

Altın Kaşıkla Doğan Prenses Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin