Azize Ellie abime pansuman yaptıktan sonra bahçedeki masa da oturup çay içiyorduk. Ellie tapınakta olan son olayları anlatırken, ona odaklanamamıştım. Kafam fazlasıyla karışıktı. Prens neden abimin tedavisi için azizeyi çağırdı, orijinal hikayeye göre azizenin kutsal gücü daha açığa çıkmamıştı. Ve prensin ona güvendiğini söylerken ne ima etmişti?
Azizenin anlattığı hikayenin bitmesini bekleyip aklımdaki soruları sormaya başladım.
- Ellie, bildiğim kadarıyla kutsal gücün şuan yok , o zaman prens neden kutsal gücü olan bir rahibi çağırmak yerine seni gönderdi?
Yudumladığı çayı bırakıp bana gülümsedi. Hafif rüzgar esen bahçe de azizenin gülümsemesi başrol kadına uygun olarak bir güneş gibi açtı. Hatta bir an sorduğum soruyu unutucaktım.
- Şimdilik kutsal gücüm olmasa bile abinin yaralarına bakmam, normal bir doktora göre daha yaralı olucaktır. Çünkü kutsal güçle doğan bireyler bu gücü zamanla ortaya çıkarsa da , tedavi ettiği hastalarda iyileşme hızı önemli ölçüde artar.Beni neden çağırdığına gelince , Genç Dük'ün yaralanmasının bir sır olduğunu duydum. Majeste rahiplerin bunu diğer asillere sızdırmasından endişelendiğinden benim gelmemi istedi.
Kaşlarımı çattım. Açıklaması mantıklıydı ancak anlamadığım bir yer vardı.
-Majesleri seni çağırdığına göre yakın olmalısınız.
Tepkisini ölçmek için azizeye baktığım da onu şaşkınca bana bakarken buldum.
-Hayır, pek sayılmaz. Onunla baloda dans ederken tanıştım. Neden özellikle beni istediğini bende bilmiyorum.
Başımı sallayıp onayladım. Kafam fazlasıyla karışıktı. Ellie'nin zaten prense bir ilgisi olmadığından yalan söylediğini düşünmüyordum.
Aralarının nasıl olduğunu prense de sormazdım. Kesinlikle yanlış anlaşılırdım.
Bu durumda orjinal hikayenin nasıl gittiğini anlamanın tek bir yolu kalıyordu.
-Ellie!
Mavi gözlerini kırpıştıran kıza gülümseyip sordum.
-Dük Robert'i tanıyor musun?
-Eski nişanlın mı?
-Evet.Aramızda geçen birkaç dakikalık garip sessizlikten sonra bana cevap veren Azize Ellie biraz gergin gözüküyordu.
Yanlış bir şey mi sordum?
Meraklı bakışlarını bana yolladı.
-Şey şaşırdım da. Neden eski nişanlını bana sordun?
Boğazımı temizledim.
-Geçenlerde tapınak için olan bağışla ilgilenmek için senin yerine buraya geldi. Bu yüzden merak ettim.
Başını salladı. Çayından bir yudum alıp , içine derin bir nefes çekti.
-Aslında bir süre önce tesadüf eseri tanışmıştık. Sonra laf Leydi Isabella'dan açıldı. Arkadaş olduğumuzu ve seni ziyaret edeceğimi söylediğimde nişanlı olduğunuzu bu yüzden benim yerime gideceğini söyledi. Bir de balo da biraz konuştuk. O kadar.
Anlattıklarını dinledikten sonra kaçırdığım ayrıntıyla ona döndüm.
-Dans etmediniz mi?
Utançla başını eğdi.
-Ah, o da var.
Ben sessizliğimi sürdürürken azizenin kısık sesini duymamla tekrar ona odaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Altın Kaşıkla Doğan Prenses
FantasíaBen 21.yüzyıl Türkiye'sinde 25 yaşında ölen sıradan biriydim. Matematik bölümünü bitirmiştim. Atanmak için sınavlara çalıştığım sıra araba kazası geçirip öldüm.Ve gözlerimi açtığımda ölmeden önce çok sevdiğim internet novelindeki Ducellion İmparato...