34.Bölüm Damascus

1.6K 160 23
                                    

Uzun zamandır bölüm gelmediği için özür diliyorum 😓

Deprem bölgesinde yıkılan enkazlar yüzünden sıkıntı yaşıyorduk üstüne hattımı değiştirmem gerektiği için kendi internetim de yoktu.

Neyse artık internetim var elimden geldiğince yazmaya çabalayacağım.

Yine oy sınırı veriyorum +120 oy

Ve lütfen çokça yorum yapın❤️❤️❤️

Keyifli okumalar 🥰

Şaşkınca Sör Artman'a bakarken cevabını bekledim. O ise bir an boşta kalan eline bakıp bana gülümseyerek cevap verdi.

-Aynı soruyu da ben size soracaktım. Genç bir leydinin bu saatte dışarıda olması çok tehlikeli.

Anna tereddütle bana baktı. Ona onay vermemle konuştu.

-Leydim yaralanan askerlere yardım etmek için gidiyor.

Şaşırma sırası Sör Artman'daydı.

-Sizin gibi soylu bir leydi nasıl sıradan insanlar için böyle davranır?

Kaşlarımı çattım. Sesimin sert çıkmasına engel olamamıştım.

-Sıradan da olsak soylu da olsak hepimiz insanız Sör Artman. Benim yaptığım bu bölgeyi korumak için canlarını hiçe sayan insanların yaptığının yanında bir hiç.

Daha fazla bu konuşmayı sürdürmek istemediğimden hızla yanından geçtim.

Ancak onun bana tekrar seslenişi beni durdurdu.

-Leydi Isabella!

Arkama dönüp bana seslenen kişiye baktım. Bu soğuk havaya göre çok ince giyinmişti.

Üzerinde sadece beyaz bir gömlek ve siyah bir pantolon vardı. Antrenmandan yeni dönmüş gibi üstü başı dağınıktı.

Ancak bu dağınık hâli bile yan karakter olan birine göre oldukça iyi görünüyordu.

-Bu geç saatte sadece bir hizmetçiyle oraya gitmeniz doğru olmaz. İzin verirseniz size eşlik etmek istiyorum.

Ciddi bakışlarından gözlerimi kaçırıp Anna'ya döndüm.

Kısık bir sesle bana cevap verdi.

-Kabul edin Leydim. Gece geç bir saat olduğu için Clara ve Aisha'yı uyandırmadınız zaten.

Kabul etmesem daha çok ısrar edecek gibi duruyor.Hem benim kim olduğumun farkında bana zarar vermeye cüret edemez.

Başımla Anna'yı onaylayıp Sör Artman'a döndüm.

- Pekala,gidelim.

Yüzünden kısa bir tebessüm geçti ve yanına gelmem için yol verdi.

Aramızda bir insan mesafesi bırakarak yürümeye başladım.

Bir süre daha böyle devam ederken sessizliği rahatsız edici bularak Sör Artman'a döndüm.

-Bu saatte neden antreman yapıyordunuz?

Biraz düşünerek cevap verdi.

-Buraya geldiğimden beri pek fazla savaşacak fırsatım olmadı paslanmamak için daha sıkı çalışamam gerektiğini fark ettim.

Kaşlarımı çattım.

-Siz daha önce savaşta mıydınız ?

Güldü.

-Elbette.

Canavarlarla olan savaştan bahsettiğini sanmıyordum.

-Duyduğuma göre sokaklarda büyümüşsünüz. Nasıl bir savaştan bahsediyorsunuz?

Altın Kaşıkla Doğan Prenses Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin