Başlangıç tarihi: Kasım 2021
Soru ve yorumlarınızı okumayı çok özledim. Eksik etmeyin :) keyifli okumalar ♡
Gazel
Dolgun saçlarını güçlükle toparlayıp lastikleri gevşemiş siyah tokasına hapsetmeye çalıştı. Haftanın son günü olduğunu kendine hatırlatarak avunmaya çalıştı. Yağlı saçlarını hapsettiği topuzla gizlemesini ancak böyle önemsememeye çalışıyordu. Son günlerde öylesine yoğundu ki kendine yeterince vakit ayıramaz olmuştu. Hatta öyle ki bedeni dinlenmesi için birtakım tepkiler veriyordu.
Masada duran telefonu önemsememeye çalışarak parmaklarına dikti gözlerini. Orta masadaki çay termosuna ilerleyen Fitnat elindeki bardağı doldurmaya başlamadan önce seslendi.
"Kız Gazel, başını kaldır da etrafına bak biraz." dedi kinayeli bir gülüşle.
Fitnat, kırklı yaşlarında iki çocuk sahibi bir kadındı. Tombul vücudu ve daima giydiği kalın siyah çoraplarıyla ben anneyim diye haykırıyordu adeta. Ana okulunun uzun süredir çalışanıydı. Haliyle çevre semtlerdeki herkesi tanır herkes hakkında da bir fikri olurdu. Hatta öyle ki dedikodu yapmaya bayılır, sürekli olarak insanları birbirine yakıştırırdı. Gazel'le de son günlerde fazlasıyla uğraşır olmuştu.
Vardı elbet bir sebebi. Gazel bunu sorgulamamayı öğrenecek kadar tanıyordu çalışma arkadaşını.
"Dinleniyorum abla, haftanın yorgunluğu var üzerimde." dedi sesini yumuşak tutmaya çalışarak. Fitnat Hanım, Gazel'in hemen karşı masasındaki Emel'e döndü.
"Ahmet geldi öğle arasında." dedi Güzel'in dikkatini çekmek istercesine. Emel ustalıkla arkadaşına ayak uydurdu.
"Hayırdır inşallah, bir sıkıntısı mı var?" dedi abartılı bir merakla.
"Biliyor musun? Seni bunun için seviyorum. Hep aklımdan geçen cevapların sorularını soruyorsun. Evet, bir sıkıntısı varmış."
Sesine katmaya çalıştığı gizeme gülmemek için büyük bir çaba sarf etti Gazel.
O esnada odaya giren kuryenin elinde çiçekler tüm dikkatleri üzerine çekti. Gazel'in adını söyleyip giden kuryenin ardından masasına yerleştirdiği gül buketine bakıp iç geçirdi. Zarfın içindeki notu açmak için acele etmiyor, anın tadını çıkarıyordu. Sevildiğini hissetmek hoşuna gidiyordu ve bu durum nereden baksa bir seneyi aşkındır devam ediyordu.
Tam düşünürken derinlere dalacaktı ki Fitnat konuşmuştu.
"Yine mi şu bize bile anlatmadığın aşkından geldi?" derken gözleri fıldır fıldırdı. Kim olduğunu öğrenmek için fazlasıyla çaba harcıyorlardı çalışma arkadaşlarıyla fakat bir türlü öğrenememişti. Zaten neden gizlediğini de anlayamıyordu Fitnat.
Aşk dediğin, ulu orta yaşanırdı canım. Senden benden gizleniyorsa insanın aklına olur olmadık şüpheler geliyordu. Yılların görüp geçirmiş insanı olarak çok insan tanımıştı. Bu gibi ilişkilerde iki ihtimal geliyordu aklına: Ya adam evliydi ya da yakınlarında, gördükleri biriydi. Aman, tanıdıksa neden gizlensindi ki ayol? Bu seçeneği elemişti kafasında. Geriye kalan seçeneği de bu kızcağıza yakıştıramıyordu ya, neyse.
Fitnat'a bakıp sırıttı. "Bize bile" kelimelerine içinden ayrıca güldü. Dört yıllık çalışma hayatında şunu öğrenmişti. İş arkadaşlarıyla yakın olsa bile özel hayatını yansıtmamalıydı. Hele de özel sektörde. Ayağını kaydırmak için yapamayacakları şey yoktu insanların.
Fitnat'ın kendisine bir yanlışını görmemişti fakat dedikoduyu pek severdi. Anlatmaması daha iyiydi.
"Çok güzeller değil mi, Fitnat Abla?" demişti utangaç bir ifadeyle. Soru sormaması için özellikle bu ifadeyi takınmıştı. Fakat bu kez Emel, hafif bir alayla çiçeklere bakıyorken konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAZEL - Gerçek Olmasa Bile
Roman d'amourBebek bekleyen iki kadın! Baba olmak istemeyen iki adam! Ortada kalan bir bebek!