Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayınn! Keyifli okumalar canlarımm.Odalarındayken burnundan soluyan ikili, akşam yemeklerini yerken oldukça sakin görünüyorlardı. Gazel elinden geldiğince gülümsemeye çalışıyordu fakat bunun için yeterli ortam yaratmamaya özen gösteren kayınvalidesinin bakışlarını üzerinde buluyordu. Neyse ki Duygu vardı. Komik ve rahat bir kızdı.
Belki de kendisi de sevgi dolu bir ailede büyüse Duygu gibi keyfine düşkün ve uygun bulunmasa bile kendi kararlarını uygulayan, fikirlerini dilediği gibi söyleyen biri olurdu. Oysa onun çocukluğu ve ergenliği çok farklı geçmişti. Acı ve özlem dolu yıllar ona duygularını içinde yaşamayı ve kimseye anlatmamayı öğretmişti. Hüznünü ve sevgisini içinde yaşar, uzunca bir süre sessiz kalırdı fakat sabrı kalmadığında yerini öfke alırdı ve onu da bağıra bağıra yansıtırdı. Belki de bunun nedeni üvey annesinin doğurduğu kardeşlerine gösterilen ilgi alakanın birazını bile ona göstermediklerindendi. Babaannesi elinden geleni yapmaya çalışsa da yetmiyordu.
Gazel de çareyi sorun her ne ise kafalarının içine sokana kadar bağırarak anlatmakta bulurdu çareyi. İşe yaramış mıydı? Sanmıyordu. Aksine babası ondan daha çok uzaklaşmış, üvey annesinin dediklerini haklı çıkarmıştı. Okumak için evden ayrıldığından beri ise daha sakindi. İçindeki kırıkları kendi kendine onarmaya çalışıyor, uyumlu olmaya özen gösteriyordu. Bu sebeple aile evine canı isterse bayramlarda gider, mutlu olduğunu düşünmelerini sağlardı. Son bir yıla kadar öyleydi de. Evren ile mutluydu, huzurluydu. Ta ki hamile kaldığını öğrenene kadar. İyi mi etmişti kötü mü bilmiyordu. Fakat bebeğini doğurma kararı onu bu masada alışmak zorunda olduğu insanlarla bir arada olmasını sağlamıştı.
Cihan ve Duygu'nun soğuk esprilerine zoraki tebessümle eşlik ederek tamamlamıştı akşamı. Yüz kasları yalancı gülümsemesinden ağrımışsa da bulduğu ilk fırsatta yanaklarına parmak uçlarıyla bastırmıştı birkaç kere. Masayı toplamaya yardım ederken bebek telsizini Cihan'a emanet etmişti.
Salona geçtiklerinde Cihan ile aynı koltuğa aralıklı oturmuşlardı. Üstelik bu mesafeyi Cihan oluşturmuştu. Fakat Duygu ağabeyinin yanına oturmayı tercih edince sıkışmak zorunda kalmışlardı ve Cihan'ın bedeni, Gazel'e bir gölgelik görevi görecek kadar yaklaşmıştı.
Gazel adamın varlığını bu denli hissetmekten rahatsız oluyor muydu kestiremiyordu. Adamda hoşlanmadığı çok şey vardı ama kokusu bunu bir nebze olsun hafifletiyor, yakınında olmasına değecek bir şeyler olduğunu düşündürüyordu. Yatağı da onun gibi kokuyordu üstelik, tüm gece yatağın en ücra köşesinde onun kokusuyla uyumak durumunda kalmıştı. Bunu düşünürken aklına odada uyuyan bebeği geldi. Her an uyanır diye tetikteydi.
O esnada Feryal Hanım, Feride Hanım ile yarın akşamki misafirleri için menü oluşturuyordu Bir ara başını onlara çevirip "Harun'un neye alerjisi vardı?" dedi Cihan'a bakarak.
Duygu "Bal'a," derken Cihan "'Bezelye'ye." demişti. Kısa bir an birbirlerine bakmışlardı ki Feryal Hanım da kızını süzüyordu şaşkınlıkla.
Duygu nadiren açıklama yapardı ve şu an, o nadir anlardan biriydi. "Bir keresinde ballı sütümden içmişti sazan!" deyip kıkırdamıştı.
Cihan yüzünü buruşturarak "O süt içmez ki!" demişti.
"Keşke benimkini de içmeseydi." Başını iki yana sallayıp elini bacağına vurdu. "Ben ders çalışmaya gidiyorum, Deren'i çok ağlatmayın." deyip kalkmıştı yerinden.
Gazel kızının adını duyar duymaz irkildi. Onunla ilgili her şey onu heyecanlandırıyordu. Cihan, Gazel'deki anlık değişimi fark edecek kadar yakınındaydı. Fazla düşünmeden babasıyla iş hakkında konuşmaya başlamışlardı ve gerektiğinden uzun sürünce Gazel'in sıkılacağını düşünmüştü. Ancak kadın hiç oralı değildi. Masada takındığı ifadesini korumaya devam ediyordu. Daha fazla düşünemeden telsizden gelen ciyak ağlama sesi Gazel'i apar topar yukarı çıkarmıştı. Arkasından bakadurmuş, sonra önüne dönmüştü. Babası ve annesiyle akşam kahvesi içerken sorularla dolu bir saat geçirmişti. Sonrasında odasına çıkmak yerine bahçede dolaşmış, Feride Hanım'ın eşi Hamza Bey'e rastlamıştı. Hamza Bey, bahçe ve evin eksikleriyle, tadilat veya çalışma olursa işlerin başında duruyordu. Bar köşesini odasından çıkarmalarını söylemiş, oda ölçüsüne uygun iki halı sipariş etmelerini istemişti. Yeterince yürümüş, düşüncelerinin içinde kaybolmuştu. Bu kez adımlarını hızlandırarak eve girmiş, odasına çıkmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAZEL - Gerçek Olmasa Bile
RomanceBebek bekleyen iki kadın! Baba olmak istemeyen iki adam! Ortada kalan bir bebek!