Bölüm 26

1.9K 170 24
                                    

Mert Demir- Mabel Matiz Antidepresan

Keyifli okumalar ballarım ❤️

Duygu alışverişe çıkmaya üşenen biri olarak rahat pijamaları üzerindeyken internetten alışveriş yapmaya bayılırdı. Son zamanlarda daha çok alışveriş yapıyor ve baskılı tişörtlerini daha az giyiyordu. Elbette bunda son günlerde vakit geçirdiği Yiğit'in etkisi vardı.

Yiğit... yanında rahat hissettiği nadir insanlardan biriydi. Onun yanında kalıpların hakkını veren kız olmak zorunda değildi. Kibar konuşmasa, topuklu ayakkabı giymese de olurdu. Yer yer argo kullanması da sorun olmazdı. Onu ayıplamaz, bir kıza hiç yakışmıyor gibi cümleler duymazdı. Sahiden erkeklere argo veya küfür etmek yakışıyordu da kızlara mı yakışmıyordu?

Cinselliğin seksi görünmekten daha fazlası olduğunu bilen biriydi mesela. Çevresindeki erkeklerin incecik beli, uzun bacakları olan kızları sevdiğini biliyordu. Yiğit'in eski sevgilileri de çok güzeldi, bazıları gerçekten de harika görünüyordu ama o buna takılan bir erkek değildi. En azından şimdilik.

Yiğit ile aynı kolejde okumuşlardı ama o dönemde birbirleriyle hiç konuşmamışlardı. Yalnızca ailelerinin tanıştığını biliyorlardı. Aslında Harun ve Fırat'ın babası Fikret Amcanın akrabası oluyordu. Kendisi de tam olarak bilmiyordu ama ne önemi vardı ki?

Sosyal medyada büyük bir kitlesi vardı ve zaman zaman yayın açarak oyunlar oynuyordu. Dm kutusu hatırı sayılır güzellikte kızların mesajlarıyla doluydu ama Duygu bir an bile kendinden şüphe etmiyordu. Yiğit için çabalayacak biri değildi.

Düzeltelim, bir erkek için çabalayacak, rakip elemek için uğraşacak biri değildi.

Hem kendine ne kadar güveniyorsa erkeklere bir o kadar güvenmiyordu. Olur da bu süreçte biriyle olursa üzülmezdi. Sonuçta hiçbir erkeğe çabuk bağlanmıyordu. Yiğit'i de eski flörtlerinin arasına alabilirdi.

Yine de ona değer vermiyor değildi. Kafa yapıları oldukça uyumluydu. Tarzları da öyleydi. Yiğit onunla birlikte yayın açmayı bile teklif etmişti ama Duygu bunu kabul etmemişti. Konfor alanında ziyadesiyle mutluydu, bir herifin gölgesinde ve sayesinde tanınmak istediğini sanmıyordu.

Gün, Yiğit için geceleri başlıyordu ve Duygu onunla buluşmak için hep akşamları tercih ediyordu. Bu uykusuz ve huysuz erkekleri sevmemesinden geliyordu.

Hazırlanıp çıkmak için odadaki eşyalarını birbirine katarak giyecek bir şeyler bulmaya çalışmış ve sonunda sevdiği bir gömleğini bulmayı başarmıştı. Ütünün fişini takıp hızlıca kırışıklıklarını giderdi. Buluşacakları yere gittiğinde Yiğit'in telefonla uğraşarak beklediğini gördü. Birbirlerine sarıldıktan sonra oturmuşlardı.

Yiğit'in o gelmeden sipariş ettiği yemeği Duygu'nun peşinden hemen gelmişti. Duygu da siparişini verdikten sonra Yiğit'e döndü.

"Sana bir sey soracağım." dedi Yiğit. Gereksiz fasılları hep es geçerdi.

"Evet?"

Takıldığımızı Harun abi nereden biliyor?"

Duygu kalıba dökülmüş alçı gibi donuvermişti. Hiç beklemediği bu soruya ne dese bilemedi. Hazır cevap yanı neresine kaçmıştı?

Harun onu Yiğit'le buluşmak için bıraktığında Yiğit henüz gelmemişti. Şayet Yiğit gelene kadar beklediyse, ki bunu neden yapsındı, öğrenmiş olabilirdi.

GAZEL - Gerçek Olmasa BileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin