Medya - Deniz bebeğim. Arkadaki işlemde benim matematik bilgimi gösteriyor fgdöndmd.
Sırtımı kayalara yasladım ve gözlerimi kapattım ve denizin mis kokusunu içime çektim. Bana huzur veren tek şeydi deniz. İsmimden de kaynaklı olabilir bilmiyorum.
Kafede işim bitince deniz kıyısına gelmiştim. Sadece biraz kafa dinlemek istiyordum. Her şeyden biraz uzaklaşmak istiyordum. Biraz huzur istiyordum sadece.
Bir yandan okul, bir yandan dersler, bir yandan kafe.
Elimi şakaklarıma atarak ovaladım biraz. Başım ağrıyordu. Bir yandan denizin mis kokusunu içime çekerken bir yandan da şakaklarıma masaj yapıyordum.
Elimin üstüne konulan el elimi aşağı indirerek kendi elini şakaklarıma koyarak masaj yapmaya başladı. Bu kimdi amına koyayım.
Başımı yukarı kaldırarak kim olduğunu görmeye çalıştım. Çalıştım diyorum çünkü ona bakmama izin vermemişti. Kayalar merdiven gibi bir şekildeydi. Ben altta otururken o üstte ki kayada oturuyordu.
Bacaklarını iki yanıma uzatarak elini gözlerimi koyarak göz kapaklarımı aşağı indirdi ve kafamı bacaklarına yasladı. Tahminimce bu röntgenciydi. Ondan başka kim olabilirdi ki.
''Sensin değil mi röntgenci?''
''Benim yavrum.'' konuşmasına şaşırmıştım. Konuşmaz diye beklemiştim. Ne de olsa onu sesinden tanıyabilirdim değil mi? Neyse işime gelir benim. Gözümü açtım ve yüzüne baktım.
Buda mı gol değil bee.
Yüzünde maske vardı ve hırkasının kapüşonunu kafasına geçirmişti. Gözleri de çok az görünüyordu.
Ama olsun en azından sesini duymuştum değil mi? Onu bulabilirdim. Nedensizce içimde ona güvenmemi söyleyen bir ses vardı.
''Neden geldin?''
''Gelmese miydim?''
''Öyle demedim. Nereden biliyordun buraya geleceğimi?'' gerçekten merak etmiştim. Nereden biliyordu benim buraya geleceğimi.
''Evin buraya ters yönde. Kafeden çıkıp evine giden yola değil de aşağı yola gittiğini görünce anladım buraya geleceğini. Vakit buldukça geliyorsun zaten buraya. Sana huzur veriyor ve bana da.''
''Beni bu kadar tanıman bazen beni korkutmuyor değil.'' gülerek söylediğim şeyle hafifçe gülmüştü.
''Korkma. Sence sana bu kadar aşıkken nasıl zarar verebilirim sana?''
''Bokta çıkabilir.'' dememle bu sefer daha sesli gülmüştü. Bende güldüm.
''Çıkmaz merak etme.''
''Ya çıkarsa.''
''Çıkmasa bile zorla çıkaracaksın amk.'' gülerek söylediği şeye hafif tebessüm ettim.
Gözlerimi kapattım ve anın tadını çıkarmaya başladım. Şakaklarımdaki eller başımın ağrısını azaltırken denizin mis kokusu bana huzur veriyordu.
Havada iyice kararmıştı ama bu benim umurumda bile değildi.
''Seni bulacağım az kaldı haberin olsun.''
''Sence ben, beni bulmanı istemeseydim o ipuçlarını verir miydim? Sandığın kadar saf değilim.'' doğru istemeseydi vermezdi.
''Seni bulmamı istiyorsun öyle mi?''
''Evet.''
''Neden direkt karşıma çıkmıyorsun?'' gözlerimi açarak sadece birazı gözüken gözlerine baktım.
''Direkt karşına çıksaydım benimle konuşacak mıydın bir daha? Tabi ki hayır. En azından şuan biraz bile olsa seninle konuşuyorum ve bunun bana ne kadar iyi geldiğinden haberin bile yok.''
Gerçekten bu kadar çok mu seviyordu beni.
Ben daha önce hiç aşık olmamıştım. Tabi hoşlandığım kişiler falan olmuştu ama hiç aşık olmamıştım.
Ne diyeceğimi bilmediğim için sessiz kalmıştım. Elini şakaklarımdan saçlarıma kaydırarak saçlarımla oynamaya başladı. Nedensizce içimden onu durdurmak gelmiyordu.
''Saçlarınla oynanmasını çok seviyorsun. Ama Beren dışında kimsenin oynamasına hatta dokunmasına bile izin vermiyorsun. Benim oynamama izin verdiğine göre kesin bana aşık oluyorsun bak.'' cümlesini gülerek bitirmişti.
''Ne demezsin ölüyorum aşkımdan.''
''O günlerde gelecek yavrum merak etme sen.''
''Aynen yaşanır bu.''
''Hatırlatırım ama bu sözlerini bak.''
''Tamam.''
Büyük bir sessizlik oldu. Ne o konuştu ne de ben. Öyle ne kadar oturduk bilmiyorum ama o kadar huzurlu hissediyordum ki kendimi.
''Uyuyor musun yavrum?''
''Uyumuyorum.''
''Hadi kalk gidelim geç oldu.'' kafamı sallayarak başımı bacaklarından kaldırarak ayağa kalktım.
Elimle pantolonumun arkasındaki tozları silkeleyerek elimi beni izleyen röntgenciye uzattım. Şaşkınlıkla elime bakıyordu. Sanırım bu hareketi benden beklemiyordu.
Elimi tutarak ayağa kalktı.
''Hadi gidelim.''
''Sende mi bizim orada oturuyorsun?''
''Hayır.''
''Daha niye geliyorsun o zaman salak.''
''İşim var orada.''
Telefonumdan saate baktım 23.47
Telefonumun ekranını ona döndürerek konuştum. ''Bu saatte mi?''
Elini ensesine atarak kaşıdı. ''Sorgulama işte Deniz. Hadi gidelim.''
''İyi peki.'' gram inanmamıştım ama sesimi de çıkarmamıştım. Gelsin bakalım o da bizimle.
Evin oraya gelene kadar ikimizde konuşmamıştık. Sadece ara sıra dönüp bana bakıyordu.
Apartmanın önünde durduk. Elini ensesine atarak oraya kaşıdı. Sanki bir şey söyleyecekte çekiniyormuş gibi bir havası vardı.
''Söyle hadi.''
''Bir kere sarılabilir miyim sana?'' çok masum gelmişti sorusu.
Gözleri parlayarak bana bakıyordu. Kabul etmemi çok istediğini fark etmiştim. Hem bir kere sarılmaktan bir zarar gelmezdi sanırım.
''Tamam.'' cevabımı duyunca gözleri daha çok parladı.
Beni kendisine çekerek sıkıca sarıldı. Başını boynuma yaklaştırarak kokumu derince içine çekti. O an anladım ki bu çocuk hislerinde gayet samimiydi.
Saçıma varla yok arası bir öpücük kondurdu ve kollarını benden ayırarak uzaklaştı biraz.
''Görüşürüz yavrum.''
''Görüşürüz röntgenci.'' son bir kez ona bakıp apartmandan içeriye girdim.
Neden sarılmasın izin verdim, neden öpmesine bir şey demedim bilmiyorum. Ama demek hiç içimden gelmemişti.
-----------
Selam çukulatalarım.. Nasıldı bölüm, beğendiniz mi? Düz yazı yazayım dedim bugünde. İyi etmiş miyim? Neyse hepinizi kocaman öpüyorum :**
Fikirleri alayım..
Gökkuşağını ve Beren reisi sevin..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Röntgenci bxb
JugendliteraturBilinmeyen numara: Seni gördüm, beğendim.. Bilinmeyen numara: Dedim ki kendi kendime neden sevmeyeyim. Bilinmeyen numara: Ve sevdim gitti..