Röntgenci bxb

36

Gözlerimi açarak yatağın boş tarafına baktım. Barın çoktan kalkmıştı. Esneyerek vücudumu doğrultarak sırtımı yatak başlığına yasladım. 

Gözlerimi ovuştururken aynı sırada komodinin üstündeki telefonuma uzanarak aldım. Bayağı uyumuştum sanırım. Dün gece Barınla konuştuğumuz için geç yatmıştık. Barın mesaj atmıştı. İyide Barın evden ne zaman çıkmıştı ki. 

Mesajın üstüne tıklayarak sohbete girdim.

Sevgilim: Günaydın yavrum. (10.32)

Sevgilim: O kadar güzel uyuyordun ki, uyandırmaya kıyamadım. (10.32)

Sevgilim: Halletmem gereken bir işim var, sonra hemen yanına geleceğim.. (10.33)

Sevgilim: Sana bir sürprizim var. (14.56)

Sevgilim: Saat tam sekizde evin önünden seni alacağım. (14.57)

Sevgilim: Biraz baş başa vakit geçirelim. (14.57)

Yutkunarak son iki mesajı tekrar tekrar okudum. Telefonun ekranını kapatarak gözlerimi duvara diktim. 

Bu mesajlardan ne anlamam gerekiyordu?

Sanırım düşündüğüm şeyi yapacaktık. 

Gözümün önüne gelen sahnelerle kafamı hızlıca iki yana sallayarak kurtulmaya çalıştım. Hazırlanmam gerekiyordu. Hızlıca yataktan kalktım ve Barının dolabının önüne gittim. 

Bir sweat ve eşofman çıkardım. Benden biraz daha kalıplı olduğu sweatleri biraz bol oluyordu ama hoşuma gidiyordu onun olan şeyleri kullanmak. 

Belki sweate kokusu sinmiştir diye sweati burnuma yaklaştırdım. Lanet olsun ki bu yumuşatıcı kokuyordu. 

Dolaptan aldıklarımı üstüme geçirip yatağın üstündeki telefonumu da alarak odadan çıktım. Salonda sarmaş dolaş oturan ikiliye selam verip evden çıktım. Eve gidip hazırlanmam gerekiyordu.

------------

Kapının önünde Barının gelmesini bekliyordum. Eve gidip karnımı güzelce doyurmuş ve duş almıştım. Sekize yakında şık ve sade olduğunu düşündüğüm kıyafetler seçip üstüme geçirmiştim.

Çalan kornayla yerimden sıçrayıp önümde duran arabaya baktım. 

Camı indiren Barın ''Hadi atla güzellik.'' dedi. Gülerek arabaya bindim. 

''Nereye gidiyoruz?'' dedim merakla.

Gülerek ''Sana da merhaba Deniz.'' dedi. 

Bana yaklaşırken öpeceğini sanıp gözlerimi kapattım. Emniyet kemerinin takılma sesini duyduğumda utançla gözlerimi araladım. 

Aferin sana Deniz. Ne öpüşme meraklısısın sen.

Gülerek arabayı çalıştırdı. ''Ee nereye gidiyoruz?'' dedim tekrar. ''Biraz daha sabredersen göreceksin güzelim.'' dedi direksiyonu çevirirken. 

''Ya sabredemiyorsam?'' dedim yüzünü izlerken.

Yüzündeki kocaman gülümsemeyle göz ucuyla bana bakarak geri önüne döndü. ''Böyle dikkatli ve güzel bakmaya devam edersen arabayı kenara çekeceğim.'' dedi.

İma ettiği şeyi anlamamla hemen gözlerimi üzerinden çekip yolu izlemeye başladım. Utanmıştım amk.

Kahkahasını duymamla daha çok utandım. 

Akıp giden yolu izlerken hiç sesimi çıkarmadan öylece yolu izledim. 

Arabanın durmasıyla geldiğimiz yere baktım. Otel.. Bir otele gelmiştik. Sanırım cidden düşündüğüm şeyi yapacaktık.